Kumar, Şans Oyunları ve Fal Okları


​Kumar, Şans Oyunları ve Fal Okları

 Kur’an’ın Şeytan İşi Diye Teşhir Ettiği Karar Sapması

​Kumar çoğu zaman sadece bir “para kaybı” veya ekonomik kriz üzerinden ele alınır. Oysa Kur’an kumarı (meysir) yalnızca ekonomik değil, ontolojik bir sorun olarak tanımlar. Mesele sadece cüzdanın boşalması değil, insanın en temel insani vasfı olan iradesini ve karar yetisini nesnelere devretmesidir. Bu yüzden kumar; Kur’an’da fal okları ve putlaştırılmış sembollerle aynı cümlede yer alır. Çünkü hepsi aynı zihinsel ve ruhsal sapmanın ürünüdür.

​Kur’an bu konuda oldukça net bir duruş sergiler:

​“Ey iman edenler! İçki, kumar (meysir), dikili taşlar ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 90)


​Bu ayette sayılan unsurlar farklı eylemler gibi görünse de aslında aynı çarpık mantığın farklı yüzleridir.

​Meysir: Şans Üzerine Kurulu Karar Mekanizması ve "Kolaylık" Tuzağı

​Kur’an kumarın zararını sadece “fakirleştirir” diyerek anlatmaz. Aksine kumarın bilinci devre dışı bıraktığını ve insanı uyuşturduğunu söyler:

​“Şeytan içki ve kumarla sizi Allah’ı anmaktan ve salâttan alıkoymak ister.” (Maide, 91)


Salât, Kur’an’da yalnızca bir ritüel değil; bilinçli yöneliş, vahiy ile temas ve zihinsel uyanıklık hâlidir. Kumar ve şans oyunları ise bu hâli bozar. "Meysir" kelimesinin kökeninde yer alan "yüsr" (kolaylık) kavramı burada büyük bir ironi barındırır: Meysir, kolay yoldan elde edilen ancak bedeli ağır olan kazançtır. Çünkü şans oyunlarında:

  • Emek yoktur: İnsan için ancak çalıştığının karşılığı olduğu (Necm, 39) ilkesi çiğnenir.
  • Bilgi ve Sebep-Sonuç yoktur: Kişi, evrendeki yasaları (sünnetullah) reddeder.
  • Sorumluluk yoktur: Sonuç tamamen rastlantıya bağlanır.

​Bu süreç, insanı "düşünen özne" olmaktan çıkarıp "pasif bir bekleyici" haline getirir.

​Fal Okları (Ezlâm): Şans Mantığının Kutsallaştırılmış Hâli

​Kur’an fal oklarını şu şekilde yasaklar:

​“Fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.” (Maide, 3)


​Fal okları meselesi, basit bir "ok" veya "kehanet" meselesi değildir. Bu, hayatın kritik kararlarını, rızkı ve geleceği rastgele işaretlere bağlama pratiğidir. Yani: "Ben hesap yapmayayım, akıl yürütmeyeyim; işaret benim yerime karar versin." mantığıdır. Bu yüzden fal okları ile kumar aynı ayette geçer; ikisi de akıl dışı, irade dışı ve sorumluluk dışıdır.

​Modern Fal Okları: Şans Oyunları ve Umudun Sömürüsü

​Bugün antik fal okları atılmıyor olabilir ancak aynı zihniyet; sayısal loto, iddaa, kazı kazan, slot makineleri ve online bahis sistemleri ile rafine bir şekilde yaşıyor. Bu sistemler tam olarak şunu fısıldar: "Düşünme, emek verme, sadece bekle."

​Bu modern meysir sistemleri, insanı Allah’ın Rezzak sıfatıyla kurduğu sağlıklı ilişkiden koparır. Kişi artık Allah’tan hayırlı bir kapı açmasını değil, sistemin içindeki "şanslı numaraların" kendisine vurmasını bekler. Bu durum, zamanın ve umudun sömürüsüdür. Kumarbazın zihni sürekli "gelecekteki o an" ile meşgul olduğu için, "şimdi"yi ve şimdideki sorumluluklarını ıskalar.

​Kumarın Toplumsal Etkisi: Kin, Çözülme ve Sıfır Toplamlı Oyun

​Kur’an kumarın bireysel bir hata değil, toplumsal bir bozulma ürettiğini söyler:

​“Şeytan… aranıza düşmanlık ve kin sokmak ister.” (Maide, 91)


​Ticaret karşılıklı rıza ve ortak fayda üretirken, kumar bir **"sıfır toplamlı oyun"**dur. Yani birinin kazanması için binlercesinin kaybetmesi gerekir. Bir kişinin sevinci, binlerce kişinin hüsranı üzerine kurulur. Bu sistem; emek yerine talihi yücelttiği için toplumda kıskançlığı, umutsuzluğu, tembelliği ve "bir gün tutturma" avuntusunu körükleyerek sosyal dokuyu çürütür.

​Sonuç: Kur’an Şansı Değil, Bilinci Yüceltir

​Kur’an’ın reddettiği şey oyunun kendisi değil, şans ideolojisidir. Fal okları, kumar ve şans oyunları Kur’an’a göre aynı suçtan mahkûmdur: İnsanı iradesizleştirmek.

​Kur’an’ın inşa ettiği insan; hayatı ihtimallerle değil ilkelerle okuyan, kazancını rastlantıya değil emeğe (sa'y) bağlayan insandır. İslam'ın özünde "belki çıkar" pasifliği değil, "çalıştım ve tevekkül ettim" aktifliği vardır.

​Bilinçli bir insan şunu bilir: İnsan, Allah katında bir oyuncu değil, her adımının hesabını veren onurlu bir öznedir. Ve gerçek kurtuluş, zarı atanların değil, iradesiyle doğru adımı atanların olacaktır.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣