Bu Blogda Ara

Boş Ritüel mi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Boş Ritüel mi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2025 Cumartesi

SALAT 3 ( Vahye Bağlılık mı, Boş Ritüel mi?) 🧲

🧲 SALAT 3 ( Vahye Bağlılık mı, Boş Ritüel mi?)


“Din” ve Din Adına Yapılan Her Türlü Eylem, Bağlılık ve Ahit Anlamındaki Ayetler


(İbrahim dedi ki): “Rabbim, beni, o DİN’i / Salâtı ikame eden, onu tebliğ edenlerden eyle. Soyumdan gelenleri de (böyle eyle). Rabbimiz, duamı kabul et.”İbrahim, 40


*(Ey Musa!) “Gerçekten Ben, Ben Allah’ım. Benden başka ilah yoktur. O hâlde bana kulluk et, yani vahyimle o *DİN’i tebliğ et / Salâtı ikame et.” Tâhâ, 14


Onlar ki, salâtlarında alçak gönüllü bir duyarlılık içindedirler, Mü’minûn, 2


Ve onlar ki, salâtlarını muhafaza ederler. Mü’minûn, 9


Onlar ki; salâtlarında devamlıdırlar, Meâric, 23


Onlar, salâtlarını titizlikle koruyan kimselerdir. Meâric, 34


Onlar, DİN’lerinde / Salâtlarında samimi olmayan, gafil ve umursamaz olanlardır. Mâûn, 5



---


Oysa sen içlerinde bulunduğun sürece, Allah onları azaplandıracak değildir. Ve onlar bağışlanma dileyenler oldukça da Allah onları azaplandıracak değildir. Onlar (müşrikler), Mescid-i Haram’da (vahyi tebliğ etmek isteyen Nebi’yi) engellemekte ve onun dostları/yardımcıları da olmamaktadırlar. Allah, onları neden azaplandırmasın? O’nun dostları/yardımcıları ancak muttakilerdir. Ancak onların çoğu bunu bilmezler.

Onların Beyt yanında, din adına yaptıkları iş (salâtları), ıslık çalmak ve el çırpmaktan ibarettir (yani vahyin tebliğini engellemekten başka bir şey değildir). Öyleyse, inkâr ederek Peygamberi engellemeniz sebebiyle azabı tadın. Enfâl, 34–35


Destekleyen ayet:

İnkâr edenler şöyle dediler: “Bu Kur’an’ı dinlemeyin, okunurken de yaygara koparın. Belki böylece üstün gelirsiniz.” Fussilet, 26


Not:

Muhammed Nebi, Mescid-i Haram’da insanlara vahyi okumak ve tebliğ etmek istediğinde, Mekkeli müşrikler ilk başta Kur’an okunurken ıslık çalmak, alkışlamak, bağırmak gibi yöntemlerle sesini bastırmaya çalışmışlardır. Daha sonra fiziksel olarak da onun mescide gelmesini ve Kur’an’ı tebliğ etmesini engellemiş, insanlara onu dinlememeleri için baskı ve işkenceler uygulamışlardır.


Kendilerini Beyt’in koruyucuları, İbrahim’in mirasçıları ve Allah’ın seçkin kulları olarak gören Kureyşliler; kurban, tavaf ve hac ritüelleriyle kendilerini “salât eden” yani dindar insanlar olarak tanımlamaktaydılar. Ancak Kur’an’ın gelişiyle birlikte, vahye ve elçiye destek olup sahip çıkacakları yerde, tam tersine vahyin sesini bastıran, Nebi’yi engelleyen bir pozisyona düşmüşlerdir. Enfâl Suresi 35. ayette bu durum, güçlü bir söz sanatıyla yüzlerine çarpılmakta; adeta “Beytin dibinde, dininizde ve salâtınızda geldiğiniz hâl budur: Allah’ın vahyini engellemeye çalışan çılgınlar gibi davranmak!” denmektedir.



---


Ey iman edenler! Sizden birine ölüm gelip çattığında, vasiyet hazırlanırken aranızdan adaletli iki kişiyi şahit tutun. Eğer yolculukta olup da size ölüm musibeti gelirse, sizden olmayan iki kişiyi de (şahit tutabilirsiniz). Onları yapacağınız ahitten / anlaşmadan sonra alıkoyarsınız. Şayet güven duymazsanız, o zaman bu iki kişi Allah adına yemin etsin: “Akraba bile olsa, yeminimizi hiçbir menfaate değişmeyeceğiz ve Allah’ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde, elbette günahkârlardan oluruz.” Mâide, 106



---