DALALET: Kaybolmak mı, Sapmak mı, yoksa aramak mı ?

DALÂLET: KAYBOLMAK MI, SAPMAK MI, YOKSA ARAMAK MI? Kur’an’da “ضلالة” Kavramının Sıradışı Bir Tahlili 1. ‘Sapmak’ mı, ‘Yoldan Çıkmak’ mı? Yoksa ‘Henüz Bulamamış Olmak’ mı? İslam düşüncesinde "dalâlet", genellikle "doğru yoldan sapma", "hidayetin karşıtı", "küfür" veya "iman etmeme" gibi negatif anlamlarla anılır. Ancak Kur’an’da bu kelimenin kullanıldığı bağlamlara derinlemesine bakıldığında, yalnızca ahlaki veya inançsal sapkınlığı değil, daha geniş, hatta insani bir arayış hâlini anlatan çok katmanlı bir kavram olduğu görülür. Kur’an'da dalâlet , her zaman "şeytanî bir yöneliş" değil, bazen bilinçli bir arayışın, bazen de varoluşsal şaşkınlığın ifadesidir. Öyle ki bizzat peygamberin bile bir zamanlar “dalâlette” olduğu söylenir: وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَى “Seni dalâlet içinde buldu da hidayet etti.” (Duha, 93:7) Bu ayet, geleneksel “dalâlet = günahkârlık” anlayışını sorgulatacak denli çarpıcıdır. Peki ama Resûlul...