Bu Blogda Ara

Kısas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kısas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Haziran 2025 Çarşamba

MAİDE SURESİ "gökten bir sofra" 🌟


🌟 1. İsâ’nın Havârîleri, Mâide, Sofra, İlahlaştırma: Kur’an’da Bir Sahne Tiyatrosu Gibi

Maide 112–115: Havârîler, gökten bir sofra (mâide) istiyor. Allah bu mucizeyi veriyor ama şu uyarıyı yapıyor:

“Kim inkâr ederse, ona âlemlerden hiçbirine etmediğim azabı ederim.”
(Mâide 115)

▶️ Bu, mucizelerin imanı sağlamadığını, aksine sınavın büyüdüğünü gösteriyor. 


▶️ Aynı surede İsâ’ya, “Sen mi dedin insanlara ‘beni ve annemi ilah edinin’?” denmesi (Mâide 116) aslında gökten inen sofradan sonra insanları putlaştırma eğilimini sorguluyor. Mucize, insanı ilahlaştırma sebebi olabiliyor!


📜 2. Tevrat, İncil ve Kur’an’ın Aynı Anda Onaylandığı Tek Ayet:

Maide 48:

“Sana da onların (önceki peygamberlerin) ellerindeki kitabı tasdik edici ve onu koruyucu olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) indirdik.”

Kur’an kendisini sadece onaylayıcı değil, aynı zamanda “muhaymin – koruyucu/denetleyici” olarak tanımlıyor. Bu, Kur’an’ın Tevrat ve İncil’e bir ölçü, eleştiri ve doğrulama makamında durduğunu ifade eder. Kur’an sadece son değil, aynı zamanda hakemdir.


⚖️ 3. Maide 8 – Adalet Emri: Düşmanına Karşı Bile

“Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe itmesin.”

Bu, Kur’an’daki en yüksek etik ilkelerden biridir. Düşmanlıkta bile adaletli olmayı emreder. Modern hukuk felsefesini aşan bir seviyede vicdan çağrısıdır.


🐖 4. Domuz Eti Neden Haram?

Maide 3:

“Leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilen (hayvanlar) size haram kılındı…”

Burada “domuz” sadece tek başına değil, temsili olarak “temizlik, kutsiyet ve adak” sisteminin bozulduğu tüm durumları kapsar. Özellikle “Allah’tan başkası adına kesilenler” vurgusu, şirk, rüşvet, tapınma ve menfaat ilişkilerinin ete, rızka karıştığı durumları simgeler.


🩸 5. “Kim bir cana kıymamış birini öldürürse…” – Maide 32

Bu ayet Yahudi kaynaklı bir öğretiyi aktarır ama evrensel ahlakı bildirir:

“Kim bir canı… haksız yere öldürürse, bütün insanlığı öldürmüş gibidir.”

Bu, sadece bir emir değil, bir bilinç seviyesi tanımıdır. İnsan, bir canı evren kadar değerli gördüğünde, artık “ilahi bilinç”le hareket etmeye başlar.


⛓️ 6. Hırsızın Eli Kesilir mi? Detaylar Ayette Değil!

Maide 38:

“Hırsızlık yapan erkek ve kadının ellerini kesin; yaptıklarına bir karşılık ve Allah’tan caydırıcı bir ceza olarak…”

Ama dikkat:

  • Hangi hırsızlık? Ne kadarlık? Açlık mı, ihtiyaç mı, zenginlik mi?

  • Yargı ve caydırıcılık nerede başlar nerede biter?

Bu ayet, detaylara girmeyerek, adaletin vicdan, örf, maslahat ve toplumsal dengeyle şekillenmesi gerektiğini ima eder.


🛑 7. Yahudileşen Müslümanlar:

Maide 13-14:

“Onlar (Yahudiler), kelimeleri yerlerinden kaydırdılar…”
“(Hıristiyanlar arasında) kıyamete kadar sürecek düşmanlık ve kin saldık…”

Bu ayetler tarihsel değildir sadece. Kelime oyunlarıyla dini manipüle edenleri, birlik yerine ayrışma üretenleri hedef alır. Ve sanki bazı “Müslüman” gruplar, bu ruh hâllerini taklit ediyor gibidir. Ayet evrensel uyarı gibi durur.


4 Mayıs 2025 Pazar

DİN 11 💥 Kısasın Kur'an’daki Yeri

 Kısas (intikam veya karşılık) kavramı, Kur'an'da cezaların adaletli bir şekilde uygulanmasını sağlayan önemli bir prensiptir. Kısas, bir suçun karşılığı olarak, suçlunun aynı şekilde cezalandırılması anlamına gelir. Bu kavram, özellikle Maide Suresi'nde yer alır ve cezaların, suçun doğasına uygun bir şekilde verilmesi gerektiğini vurgular.


Kısasın Kur'an’daki Yeri:


Maide Suresi, 5:45: "Ve onlara, içinde kan davası bulunan kısas hükümleri verdik: kim bir cana kıyar veya yeryüzünde bozgunculuk yaparsa, ona ancak kendisine karşı işlediği kötülüğün karşılığı verilir."



Bu ayet, kısasın temel ilkesini ortaya koyar: suçlu, işlediği suçun karşılığını, aynı şekilde almalıdır. Kısas, adaletin sağlanması ve toplumda suçların caydırıcı bir şekilde önlenmesi için önemli bir araçtır.


Kısasın Koşulları:


1. Kısas Ceza Türleri:


Kanlı Kısas (Canına kıyma durumu): Bir kişi başka birini öldürürse, suçluya karşılık olarak aynı şekilde ölüm cezası uygulanabilir. Ancak burada kurbanın ailesi suçlunun ölümüne karar verirken, affetme veya diyet (bedel) alma hakkına sahiptir.




2. Kısasta Affetme:


Kur'an, kısasta affetmenin değerli bir davranış olduğunu belirtir. Maide, 5:45’te, "Ama kim (katil) affeder veya diyet alırsa, bu onun için bir kefaret olur." denir. Yani, suçluya karşı affedici bir tutum, hem toplumda barışı sağlamaya yardımcı olur, hem de Allah katında kişinin günahlarının affedilmesine vesile olabilir.




3. Diyet (Bedel):


Eğer mağdurun ailesi, kısas cezasını uygulamaktan kaçınırsa, suçludan diyet (bedel) alabilir. Diyet, öldürülmüş kişinin ailesine ödenen bir tazminat olup, bu da adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Diyet bedeli, genellikle belirli bir miktar para ile ölçülür ve bu bedel, toplumdaki sosyal dengeyi sağlamaya yöneliktir.




4. Adalet ve Kısasın Sınırı:


Kısas, suçlunun cezalandırılmasında adaletin sağlanması adına gereklidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, cezaların orantılı ve adil olmasıdır. İslam’da cezalandırma, bireysel öfke ya da nefretle değil, adalet ve hakkaniyetle yapılmalıdır. El-Bakara, 2:178’te ise şu ifade yer alır: "Ey iman edenler! Kısasta sizin için hayat vardır."





Kısasın Sosyal Fonksiyonu:


Kısas, sadece cezalandırma amacı taşımakla kalmaz; aynı zamanda toplumda suçların caydırılmasında önemli bir rol oynar. Suç işleyen kişinin başına gelebilecek ceza, onun ve toplumun gelecekteki eylemlerini şekillendirir. Bu, sadece suçluyu cezalandırmak değil, aynı zamanda başkalarına suç işlemekten sakındırmaktır.


Kısasın Uygulaması:


Kısasın uygulanmasında genellikle:


Adaletli bir yargılama gerekir.


Suçun şartları ve cezanın orantılılığı göz önünde bulundurulur.


Affetme ve diyet alma gibi alternatifler, mağdurun ailesinin tercihine bağlıdır.



Sonuç:


Kısas, İslam hukukunda adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynar ve aynı zamanda toplumsal barışın korunmasına yardımcı olur. Ancak kısasın temel amacı, öfkenin ve bireysel hesaplaşmanın önüne geçerek, adil bir şekilde cezanın verilmesini sağlamaktır. Bu da toplumda adalet ve düzenin temin edilmesi için önemlidir.