Kayıtlar

toprak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ahiret ve Yeniden Diriliş 🌱

Resim
📜 Ahiret ve Yeniden Diriliş: Kur’an’da Ba‘s Gerçeği 🌱 Giriş: Ölümle Bitmeyen Yolculuk İnsanoğlu, doğar, yaşar ve ölür. Ancak Kur’an’a göre bu çizgi, bir son değil; yeni bir başlangıcın eşiğidir. Kur’an’ın yüzlerce ayetinde vurgulanan ba‘s (diriltilme), ahiret inancının temel direklerinden biridir. Bu diriliş sadece bedensel bir canlanma değil; kişiliğin, yaptıklarının ve bilincin hesap için yeniden ayağa kalkmasıdır. Kur’an, dirilişi sadece gelecekte olacak bir olay olarak değil, aynı zamanda doğada, uykuda ve tarihsel olaylarda sürekli gözlemlenen bir gerçeklik olarak tanıtır. Bu perspektifle diriliş, hem akıl hem deneyim temelli bir inanç zemini oluşturur. --- 🧠  Dirilişin Akli ve Tecrübi Temeli: Uyku ve Rüya Kur’an’da şöyle buyrulur: "Allah, ölenlerin ruhunu ölümleri anında, ölmeyenlerin ruhunu ise uykularında alır. Sonra ölümüne hükmettiğini tutar, diğerini belirli bir süreye kadar geri gönderir…" 📖 (Zümer 39:42) Bu ayet, uykunun bir nevi ölüm, uyanışın ise bir tür di...

Sessiz Değil Hiçbir Şey: Taşlar, Dağlar ve Duygular Konuşuyor 🔊

Resim
🔊 Sessiz Değil Hiçbir Şey: Taşlar, Dağlar ve Duygular Konuşuyor “Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki, O’nu hamd ile tesbih etmesin. Ama siz onların tesbihini anlayamazsınız...” (İsrâ 17/44) Kur’an, evrenin her bir parçasının bir dili olduğunu söyler. Taş, toprak, gök, dağ, rüzgâr… Sessiz değildir. Hepsi konuşur, hepsi tesbih eder. Bu ses, duyan için bir çağrıdır; anlayan için bir ilimdir. Kur’an bu suskun dili açığa çıkarır: intak. Çünkü susmak, yokluk değil; çoğu zaman hakikatin en gür sesidir. --- 🌍 Yer ve Gök: Sorumluluğun Ağır Dili “Emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk; onlar yüklenmekten çekindiler. Onu insan yüklendi.” (Ahzâb 72) Gök, yer ve dağlar... Sadece sahne değil, şahittirler. Onlar da konuşur: “Bu yük bize ağır gelir.” dercesine geri çekilirler. Bu, onların bilinçsiz değil; irade karşısında tepki veren varlıklar olduğunu gösterir. --- 🔥 Cehennem: İsyan Eden Mekân “Cehenneme: ‘Doldun mu?’ denir. O: ‘Daha yok mu?’ der.” (Qāf 30...

Kur’an’da Yaratılış, Secde ve Risalet

Resim
--- Kur’an’da Yaratılış, Secde ve Risalet: Cin, Melek, Beşer ve İblis Üzerine Eleştirel Bir İnceleme 🔷 Giriş: Anlatı mı Gerçeklik mi? Kur’an’ın yaratılış anlatıları yalnızca olay nakli değil; insanın anlam arayışına hitap eden çok katmanlı metaforik dil örnekleridir. Cin, melek, beşer, insan ve iblis gibi kavramlar sadece varlık sınıflarını değil, aynı zamanda insanın iç dünyasındaki güçleri, eğilimleri ve çatışmaları da temsil eder. Bu bağlamda Kur’an’daki sahneler yalnızca bilgi verici değil, ahlakî bilinç uyandırıcı ve yönlendirici anlatılardır. Bazı yorumcular bu anlatıları, varlıklar arası fiziksel tür farkı ve soy zinciri şeklinde okumakta; “beşer”i insan soyundan ayrı bir tür, hatta risaletin sadece ona ait olduğu özel bir yaratım olarak değerlendirmektedir. Ancak Kur’an’ın bütünsel mantığı, bu ayrımı doğrulamaz. Dahası, yaratılış ve secde sahnelerindeki konuşmaların da intak sanatı ile temsilî bir tarzda sunulduğu dikkat çekicidir. --- 1. Yaratılış Sıralaması: Cin – İnsan – Be...

HİCR SURESİ "zaman üstü kitap " 🌋

Resim
🌋 1. “Açık Kitap”tan Gelen Vahiy (15:1) الر تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ وَقُرْآنٍ مُّبِينٍ Elif Lâm Râ. Bunlar Kitab’ın ve apaçık Kur’an’ın ayetleridir. Surenin başında “ Kitap ” ve “ Kur’an ” ayrımı dikkat çeker. Bu ayrım bazı yerlerde şöyle görünür: “Kitap”: Levh-i Mahfuz’da yazılı olan ilahi bilgi, sabit ilke ve gerçek. “Kur’an”: Bu bilginin, belirli olay ve muhataba göre okunan, indirilen hali . Yani Kur’an sadece bir “metin” değil, zamanla buluşan bir akış , vahiyle inşa edilen bilinç tir. Bu da gösterir ki Kur’an hem zamanüstü (kitap) hem zamanla ilişkili (kur’an) bir hakikattir. Bu ayrım çok temel ve çok az fark edilir. 🧠 2. “Alay Etmişlerdi, Ama...” (15:11-13) “Onlardan öncekilere de elçi gelmişti, ama onlar hep alay ettiler.” “Biz de o alayı, onların kalplerine sokarız.” Burada şaşırtıcı olan şu: İnkarcıların alaycılığı , bir dış eylem değil, kalpte yerleşen bir arıza gibi tanımlanıyor. Allah onların bu tavrını “kalplerine yerleştiriyor” çünkü onlar za...

VAKIA SURESİ "zenginlik-tokat ilişkisi"

Resim
Vakıa Suresi Kur’an’daki “gerçeklik çarpması” surelerinden biridir. Özellikle ölüm sonrası hakikatin kesinliğini , dünya hayatının kırılgan mizansenini ve zenginlik-tokat ilişkisini afallatıcı şekilde verir.  🌑 1. “Gerçekleştiğinde hiç kimse onun yalan olduğunu söyleyemeyecek” (56:2) Bu ayetle sure başlıyor. Yani Kur’an, henüz “ne olduğu” söylenmeyen bir vakıanın öylesine sarsıcı olduğunu söylüyor ki, hiç kimse onun yalan olduğunu iddia edemeyecek . ➤ Bu, kıyametin “zihinsel inkârı bile mümkün olmayan bir hakikat” olduğuna işaret. ➤ Gerçek öyle çıplak, öyle yakıcı ki artık inanç veya inançsızlık anlamını yitiriyor. 🧭 2. Üçlü Ayrım: Sağcılar – Solcular – Önde Gidenler (56:7–11) İnsanlık 3 sınıfa ayrılıyor: Ashabü’l-Meymene: Sağcılar (iyiler) Ashabü’l-Meş’eme: Solcular (kötüler) Sâbikûn: Öne geçenler Bu üçüncü grup çok çarpıcı: 🌠 “İşte onlar Allah’a yaklaştırılmış olanlardır.” Öne geçmek , sadece iyi olmak değil; iyiliğin öncüsü olmak demektir. ...

ALA SURESİ " ayağını yere basarak yükselmek"

Resim
Bu sure “yüce olanı” anlatıyor ama  yerden başlıyor . Çünkü Kur’an’da yücelik,  ayağını yere basarak yükselmektir . 🌌 A’lâ Suresi: Yüceliğin Ardında Gizlenen Tersyüz 🎯 “Rabbinin adını tesbih et — O ki, yarattı ve düzenledi …” (87:1–2) “A’lâ” = en yüce. Ama bu sure “en yüce” olanın, en aşağıdan nasıl bir dönüşümle görünür kılındığını anlatıyor olabilir mi? 1. Yaratmak değil, “takdîr etmek” esas! خَلَقَ فَسَوَّىٰ “Yarattı, sonra ölçü koydu/düzenledi.” Kelime: سَوَّىٰ (sevvâ) → düzlemek, simetrileştirmek, hizaya koymak. Yani kaotik bir yaratım değil; harmonize bir varoluş anlatılıyor. ⤷ Tıpkı kainat gibi. ⤷ Tıpkı bilinç gibi. 2. “O, otlağı çıkarır… sonra onu kapkara bir çerçöpe çevirir.” (87:4–5) Bu ayet çoğu kez doğanın döngüsü gibi okunur. Ama bir de şöyle düşün: “Bilgi” otlak gibidir. Herkes için yeşildir. Ama sindirilmeden alınan bilgi, çöp olur. Kararmış ve ölü hale gelir. Bu yüzden belki de A’lâ olanın adını tesbih etmek gerekir: Çünkü ...