Bir Mü’min İçin Kötü Nedir?
Bir Mü’min İçin Kötü Nedir?
Kur’an’da “Kötü” Kavramının Ölçüsü: Allah’ın Rızası
“Kötü; Allah’ın razı olmadığıdır.”
Bu cümle ilk bakışta sade görünse de, Kur’an’ın ahlâk anlayışını tek bir ilkeye indirgeyen son derece güçlü bir özettir. Felsefî ahlâk teorilerinin yüzyıllar boyunca tartıştığı iyi–kötü problemi, Kur’an’da karmaşık tanımlar yerine ilkesel bir ölçüyle belirlenmiştir: Allah’ın rızası.
1. Kötü Keyfî Değil, Ölçülüdür
Kur’an’da “kötü”, insanın hoşuna gitmeyen ya da toplumun ayıpladığı şeylerle sınırlı değildir. Aynı şekilde “iyi” de yalnızca fayda üreten veya haz veren davranışlardan ibaret değildir. Kur’an, bu ayrımı insan merkezli ahlâk sistemlerinden net biçimde ayırır.
“Allah bir kavme verdiği nimeti, onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe değiştirmez.”(Ra‘d 13/11)
Bu ayet, kötülüğün dışsal bir kader değil; Allah’ın koyduğu ilkelere aykırı bir yöneliş olduğunu gösterir. Demek ki kötü, insanın Allah’la kurduğu bağın zedelenmesiyle başlar.
2. Allah’ın Razı Olmadığı Nedir?
Kur’an’da Allah’ın razı olmadığı şeyler açık ve tekrar eden ilkelerle tanımlanır:
-
Zulüm
-
Yalan
-
Haksızlık
-
Şirk
-
Bozgunculuk (fesad)
-
Kibre dayalı otorite kurma
-
Aklı ve vicdanı devre dışı bırakma
“Allah zulmü sevmez.” (Âl-i İmrân 3/57)“Allah bozguncuları sevmez.” (Mâide 5/64)“Allah kibirlenenleri sevmez.” (Nahl 16/23)
3. İyi–Kötü Ayrımı İtaatle Değil, Rızayla İlgilidir
Geleneksel dindarlık anlayışında “iyi”, çoğu zaman şekilsel itaatle özdeşleştirilmiştir. Oysa Kur’an’da itaatin değeri, Allah’ın rızasına yönelmiş olup olmamasıyla ölçülür.
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; O’na ulaşan yalnızca takvadır.”(Hac 22/37)
Bu ayet, ibadet dâhil her eylemin Allah katındaki değerinin, niyet ve ilke uyumuna bağlı olduğunu ortaya koyar. Şeklen “iyi” görünen bir davranış, Allah’ın razı olmadığı bir amaçla yapıldığında kötülüğe dönüşebilir.
4. En Büyük Kötülük: Allah’ın Rızasını Ölçü Olmaktan Çıkarmak
“Hevasını ilâh edineni gördün mü?”(Câsiye 45/23)
Hevayı ilâh edinmek; iyi ve kötünün ölçüsünü Allah’tan alıp bireye, geleneğe, otoriteye veya çoğunluğa vermektir. İşte bu, Kur’an’ın “şirk” olarak nitelediği zihinsel sapmanın ahlâk alanındaki tezahürüdür.
5. Mü’min İçin Kötü: Sonuçla Değil, İlkeyle Ölçülür
Bir mü’min için bir şey:
-
Fayda sağlıyor olabilir
-
Çoğunluk tarafından onaylanıyor olabilir
-
Dinî bir kılıfa büründürülmüş olabilir
Ama eğer Allah’ın razı olmadığı bir ilkeye dayanıyorsa, o şey kötüdür.
“Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir.”(Mâide 5/45)
Buradaki “indirdiği”, yalnızca hükümler değil; adalet, merhamet, doğruluk ve sorumluluk ilkeleridir.
6. Sonuç: Kötü, Ahlâkî Değil; Tevhidî Bir Sorundur
-
Allah’ın rızasını merkeze alan bir hayat iyiye yönelir.
-
Allah’ın rızasını dışlayan her sistem —ister dinî ister seküler olsun— kötülük üretir.
“Kim Allah’ın rızasını isterse, Allah onu selâmet yollarına iletir.”(Mâide 5/16)
Son Cümle
Çünkü Kur’an’da iyi–kötü terazisinin tek kefesi vardır:
Allah’ın rızası.
UYARI / HATIRLATMA
.jpg)
Yorumlar
Yorum Gönder