Bu Blogda Ara

rehber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rehber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Haziran 2025 Salı

TAHA SURESİ "yük değil, bir rehber"


📜 İlk Kelimeyle Başlayan Gizem:


Sûre, "Ṭâ-Hâ" harfleriyle başlar. Bu hurûf-u mukattaa, tıpkı "Yâ Sîn", "Alif Lâm Mîm" gibi, bir uyanış çağrısıdır

  • "Ṭâ": Toprak – insanın yaratılış aslı, maddî boyutu.

  • "Hâ": Hû, yani Allah – insanın ruhani kaynağı.

  • Bu iki harfin birleşimi, insanın topraktan yaratılıp Allah’tan nefha taşıyan bir varlık olduğunu fısıldar.


🌌 Kur’an’ın Amaç Bildirimi (20:2–3):

"Biz bu Kur'an’ı, sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik."
"Ancak Allah’tan korkanlar için bir hatırlatma olarak (indirdik)."
Sûrenin girişinde Kur’an’ın işlevi çarpıcı biçimde netleştirilir:
Kur’an bir yük değil, bir rehberdir. Onun mesajı, insanın özündeki korku ve farkındalığı harekete geçirmek içindir.


🔥 Musa’nın Ayakkabılarını Çıkar Emri (20:12):

“Çünkü sen kutsal vadi Tuvâ’dasın. Ayakkabılarını çıkar.”
Bu ayet; dış kabuğu (nefsaniyet, dünyevilik) soyun, özüne yönel çağrısıdır.
Ayakkabı, yeryüzüne bağlılığı sembolize eder. Allah, Musa’ya “toprakla temas et”, “aracılığı bırak”, “doğrudan dokun” der.
Modern yorum: Bilinç dönüşümü için aidiyet ve kalıpları çıkar!


🌿 Asâ’nın Ejderhaya Dönüşmesi (20:20):

"Onu yere attı, birden o hareket eden bir yılan olmuştu."
Asâ (sopa), Musa’nın güvendiği dayanağıydı. Allah onu yere attırıp şok edici bir dönüşüm yaşatır: Güvendiğin her şey, İlahi kudretle bambaşka bir şeye dönüşebilir.
Bu sahne aslında Musa’nın da bilinç devrimidir. Korkusuyla yüzleşme ve güvenini Allah’a yöneltme anı.


🗣️ Firavun’un Psikolojisi (20:49–76):
Firavun’un “Rabbiniz kim?” sorusu, hakikatin karşısındaki inkâr refleksidir.
Musa’nın yanıtı:

“O, her şeye yaratılışını verip sonra yol gösterendir.”
Bu, kainatın ilahi düzeniyle yaratıldığı ve her varlığa öz-yol haritası (fıtrat) verildiği beyanıdır.
Kur’an’ın evrimsel değil, fıtrî bir yaratılışı merkeze aldığını gösteren güçlü bir pasaj.


🧠 Musa’nın “göğsümü genişlet” duası (20:25–28):

"Rabbim! Göğsümü genişlet."
İçsel ferahlık olmadan tebliğ görevi yerine getirilemez.
Dil çözülmeden, yürek daralmadan; hakikat aktarılamaz.
Bu ayet psikolojik hazırlığın, içsel denge ve açıklığın tebliğin ön şartı olduğunu gösterir.


🕳️ Samirî ve Buzağı (20:85–97):

Samirî, altından bir buzağı heykeli yapar ve şöyle der:

"İşte sizin de Musa’nın da tanrısı budur; ama o unuttu!"
Burada “unuttu” demesi, Musa’nın hakikati terk ettiği iftirasıdır.
Samirî'nin yaptığı şey göz kamaştırıcı ama içi boş bir tanrı: ses çıkarıyor ama konuşmuyor. 

Eleştiri şudur: Form var, ruh yok. Din adına inşa edilen ama vahiyden kopmuş tüm yapılar gibi.


📖 Kur’an’a Yaklaşım Biçimi (20:113):

“Biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve tehditlerimizi çeşitlendirdik ki belki sakınırlar veya onlara bir uyarı verir.”
Yani Kur’an yalnızca içerik değil, üslup açısından da uyarıcıdır.
Stil bile bir mesajdır. Dili, ritmi, tekrarlarıyla bile insanı sarsmayı hedefler.


🌀 Âdem ve Unutuş (20:115):

"Andolsun, daha önce Âdem’e emir verdik, ama o unuttu. Biz onda bir kararlılık bulamadık."
Bu, insanın unutkan doğasıyla yüzleştiği ayettir.
“Kararlılık” kelimesiyle insanın iradesinin çabuk sarsılabileceği vurgulanır.
Fakat bu azarlanmak değil, insan oluşun tanımıdır.


🛸 Sûreyi Şaşırtıcı Biçimde Bitirelim:
20:131 —

“Kimi çiftleri geçici dünya hayatının süsü olarak kendilerini imtihan etmek için verdiklerimize sakın göz dikme...”
Bu, Bakışını sınavlaştırma ayetidir.
Başkasına bakarken imrenmek değil, hikmeti görmek gerekir.
Bu ayet, gözün de kalbin bir uzantısı olduğunu öğreten psikolojik bir farkındalıktır.


💠 TÂHÂ SURESİ, ÖZETLE:
Bu sûre, Hz. Musa’nın şahsında her insanın içsel yolculuğunu, korkularını, arayışını, devrimini anlatır.
Asâ’sını atıp korkusuyla yüzleşen, firavunî benliğe karşı direnen, Samirî’yi teşhis eden, hatırlayan bir insanlık profili çizer.

Tâhâ: Topraktan doğan ama Hakk’a meyleden bilinç.

15 Haziran 2025 Pazar

Bilimi Rehber Edinmek mi, İnancı mı? 🧭 




















🧭 Bilimi Rehber Edinmek mi, İnancı mı?

Kur’an Merkezli Bir Değerlendirme

 “İnancı değil bilimi rehber edinirsek hakkımızda daha hayırlı olur. İnancımız varsa zaten vardır.”
Bu tür ifadeler, günümüz seküler-modern düşüncesinin sıkça tekrar ettiği, fakat derinlemesine sorgulandığında kendi içinde birçok çelişki barındıran bir yaklaşımdır. Peki gerçekten bilimi rehber edinmek, inancı ikinci plana atmakla bizi daha hayırlı bir yere mi götürür? Kur’an bu konuda ne der?




---

🔬 Bilim Neyin Rehberidir?

Bilim, evrendeki düzeni, fiziksel yasaları, neden-sonuç ilişkilerini çözümlemeye çalışan bir uğraştır. Yani “nasıl” sorusuna cevap arar. Ancak şu soruya cevap vermez:
"Neden yaşıyorum? Ne için varım? Doğru nedir? Değer nedir?"

Kur’an’a göre evren bir kitaptır (ayetlerdir) ve insan, bu kitabı okuyarak Allah’ın kudretini, hikmetini anlamaya davet edilir:

 “Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, insanlar onlardan yüz çevirerek geçip giderler.” (Yusuf 12:105)



Demek ki Kur’an, bilgiye karşı değil, bilginin amaçsız, rehbersiz kullanılmasına karşıdır.


---

🧠 Akıl ve Bilim Yeterli mi?

Kur’an'da akıl kullanımı teşvik edilir. Ancak bu aklın sadece gözlem ve deneyle sınırlandırılması değil, vicdanla, hakikatle, sorumlulukla birleşmesi istenir:

“Onların kalpleri vardır, ama onlarla anlamazlar. Gözleri vardır, ama onlarla görmezler. Kulakları vardır ama işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da sapkındırlar.” (A’râf 7:179)



Bu ayet, sadece duyusal ve gözlemsel bilgiye dayanan bir insanın, kalp ve bilinç yönünü ihmal ettiğini bildirir. Yani bilimsel bilgi bir yönüyle eksiktir, çünkü amaç ve sorumluluk belirlemez.


---

📖 Kur’an’a Göre Rehberlik: Bilgi + İnanç

Kur’an, insanın yolculuğunda bir "rehber" (huden) olarak tanımlanır:

“Bu, kendisinde şüphe olmayan bir kitaptır. Mutlak anlamda muttakîler (sorumluluk bilinciyle yaşayanlar) için rehberdir.” (Bakara 2:2)



Burada rehberlik sadece bilgilendirme değil, yaşamın yönünü belirleme anlamındadır. Bilim insanı aydınlatabilir; ama niçin yaşadığını, neyin doğru olduğunu, neyin ahlaken meşru olduğunu söyleyemez.


---

⚖️ Bilim ve İnanç Zıt Kutuplar Değildir

“Bilimi rehber edinmek” ile “inancı rehber edinmek” sanki birbirinin alternatifiymiş gibi sunuluyor. Oysa Kur’an'a göre hakikate ulaşmak için hem akıl, hem kalp, hem de vahiy gereklidir:

“De ki: Gözlerinizi göğe çevirin; yaratılışta bir bozukluk görebiliyor musunuz?” (Mülk 67:3)
“Allah size Kitap'ı ve hikmeti indirdi ki, aklınızı kullanasınız.” (Bakara 2:231)



Kur’an, insanı göğe bakmaya da, aklını kullanmaya da, sorumluluk yüklenmeye de çağırır.


---
💣 Atomun Keşfi: Bilim Mi, Rehbersizlik Mi?

Atomun yapısının keşfi, insanlık tarihi açısından büyük bir bilimsel başarıydı. Bu keşif sayesinde enerji üretimi, tıpta tanı yöntemleri, malzeme bilimi gibi alanlarda devrim niteliğinde ilerlemeler yaşandı. Fakat bu nötr bilimsel bilgi, kısa sürede atom bombasına dönüştürüldü ve Hiroşima ile Nagazaki’de yüz binlerce masumun katline sebep oldu.

Bu durum şunu gösterir:

Bilgi tek başına kurtarıcı değildir. Bilgiye yön veren bir bilinç, bir değer sistemi olmazsa o bilgi felakete dönüşebilir.



Kur’an tam da bu noktada uyarır:

 “Onlar bilgiyi miras aldılar ama onu eğip bükerek kullandılar.” (Cum'a 62:5 benzeri bağlamda)



Ve yine:

“İnsan kendini yeterli gördüğünde azgınlaşır.” (Alak 96:6-7)



Atomu çözmek ilimdir;
Ama onu bombaya dönüştürmek, ahlâki bir tercihtir.
Ve işte tam burada bilim susar, inanç ya da hevâ konuşur.


---

🔚 Bilim Nötrdür, Kullanımı Değildir

Atomun parçalanması bir keşifti. Ama bu keşfi yıkmak için mi, yaşatmak için mi kullanacağımıza bilim karar vermez. O karar, insanın iç dünyasında verilir. Kur’an ise insanın iç dünyasını saflaştırmak, sorumluluk yüklemek, adalet ve merhamet ilkeleriyle donatmak için gönderilmiştir.

“Biz ona iki yolu da gösterdik: ya şükredici olur ya da inkârcı.” (Beled 90:10)



O hâlde bilim “nasıl” sorusunu cevaplar.
Ama “ne için, ne pahasına, kimin yararına” soruları ancak inanç, ahlâk ve ilahi rehberlik ile cevap bulur.


🧩 Sonuç: Bilimi Yüceltmek Yetmez, Bilgiyi Yönetecek Değer Lazım

Bilim bize nükleer enerjiyi verir; ama bu enerjiyi şehir mi kurmak için, bomba mı yapmak için kullanacağımızı bilim değil, değerler ve inanç belirler.
İnanç ise insanın sadece ötesini değil, şimdisini de yöneten bir bilinç sistemidir.

Bilim aracımızdır, inanç ise rotamızdır.
Sadece araca güvenmekle değil, doğru rotaya sahip olmakla da “daha hayırlı”ya ulaşılır.


---