Bu Blogda Ara

günümüz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
günümüz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Haziran 2025 Perşembe

HAMD "Programı Kim Yazıyor?"





“İnsan, kendi programını (hevasını) Allah’ın programına (hamd’e) karıştırdığında şirk doğar.”


Bu ifade, tevhid ile şirk arasındaki farkı derin ve ontolojik bir düzeyde tanımlar. 

🧭 1. Hamd: İlahi Program ve Yaratılış Yasası

Kur’an’a göre hamd sadece “övmek” değildir.

Hamd, her şeyin:

Varlık sebebi,

İşlevsel amacı,

Kendisine yüklenmiş görev,

ve bu görevle Allah’a yönelmesi (fıtrî bağlılık)
demektir.


 "Elhamdu lillahi Rabbi’l-âlemîn" “Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a aittir.” (Fâtiha 1:2)

→ Yani program, düzen, yasa, amaç... hepsi O'na aittir.

---

🧠 2. Hevâ: Kendi Programını Koymak

Kur’an'da hevâ, insanın arzularını mutlaklaştırması, yani kendini yasa koyucu ve yol gösterici hale getirmesi olarak betimlenir.

أَفَرَأَيْتَ مَنِ ٱتَّخَذَ إِلَـٰهَهُۥ هَوَىٰهُ “Hevâsını tanrı edineni gördün mü?” (Câsiye 45:23)


Bu, şu anlama gelir:

İnsan, Allah’ın “hamdine” göre değil,

Kendi “beğenisine”, “çıkarına” ve “tasarımına” göre bir yaşam programı oluşturduğunda,

→ kendisini Allah yerine koymuş olur.


Ve işte bu, Kur’an’ın tanımına göre şirktir.

---

⚖️ 3. Şirk: Yetki Karışmasıdır

Kur’an’da şirk, sadece putlara tapmak değil, yetki karışmasıdır.

 "Lehü’l-hamd" → Hamd yalnızca Allah’a aittir.

Ama insan, “Ben de belirleyiciyim, benim de hükmüm geçerli” dediğinde:

→ Allah’a ait olan “program” alanına müdahale eder.
→ İlahi programa alternatif program koyar.

Bu şirk, doğrudan ontolojik bir isyandır.

---

🌌 4. Tesbih Eden Evren - Heva ile Karıştığında Bozulur

Kur’an’da doğa, gökler, taşlar, kuşlar ve hatta dağlar bile hamd ile tesbih eder.

“Göklerde ve yerde olanlar O’nu hamdiyle tesbih ederler…” (İsrâ 44)


Ancak insan, hevasıyla bu düzene müdahale ettiğinde:

  • Doğa bozulur,
  • Ahlak yozlaşır,
  • Fıtratın dengesi kaybolur.

Kur’an’ın tabiriyle:

 "Fesâd" (bozgunculuk) ortaya çıkar. "Yerde bozgunculuk yapmayın" uyarısı (Bakara 11) da bu bağlamdadır.

---

🔁 5. Çözüm: Hamde Dönüş = Tevhide Dönüş

O halde çözüm, Allah’ın hamdine (programına) teslim olmak, yani:

Fıtrata uygun yaşamak,

İlahi yasaya tâbi olmak,

Hevayı ilahlaştırmamak,

Allah dışında hiçbir kaynaktan mutlak doğru türetmemek.


İşte bu, tevhidin kendisidir.


---

📌 Sonuç Cümlesi (Manifesto gibi):

Tesbih, Allah’a ait programa itaat etmektir.

Hamd, o programın bilinçle onaylanmasıdır.

Hevâ, kendi programını icat etmektir.

Şirk, hevâyı hamde ortak etmektir.

Tevhid, hamdi yalnızca Allah’a tahsis etmektir.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

24 Mayıs 2025 Cumartesi

4 Mayıs 2025 Pazar

Felah ve Nas: İçsel ve Dışsal Korunma Arayışı 🛡️

 🛡️ Felah ve Nas: İçsel ve Dışsal Korunma Arayışı

1. Felak (Kurtuluş) Suresi (Al-Falaq)


Felah, "kurtuluş" ya da "refah" anlamına gelir ve genel olarak kötü etkilerden, karanlık ve tehlikelerden korunma isteğini ifade eder. Bu surede, insanın başına gelebilecek çeşitli felaketlerden korunma ve refaha ulaşma dileği dile getirilir. Ancak bu sure, daha çok kişisel ve toplumsal kötülüklerden korunmaya yönelik bir duası içerir.


Kuran'daki kullanımlarına bakıldığında:


Surede, "Rabbinin sığınağına" yönelme vurgusu vardır. Burada müteşâbih anlamda "Rabbin sığınağı"nın sadece fiziksel değil, manevi bir güç ve güven anlamı taşıdığı düşünülebilir. Yani insanın içsel huzura ulaşması, kalbinin huzura ermesi ve zihinsel rahatlık, fiziksel bir sığınaktan çok daha derin bir anlam taşır.


Kötülüklerden, şeytani güçlerden, büyülerden ve kötü gözlerden korunmak istenmesi de, günümüz insanının psikolojik, toplumsal ve çevresel streslerden korunma ihtiyacına tekabül eder. Bu suredeki "karanlıklardan" korunma talebi, bireyin içsel ve dışsal tehditlere karşı korunma isteğini simgeler.



Günümüzdeki anlamı:

Felah, sadece fiziksel felaketlerden değil, aynı zamanda bireyin içsel karmaşalarından, streslerinden ve toplumsal baskılarından korunmayı da kapsar. Burada, bireyin manevi, psikolojik ve toplumsal sağlığını muhafaza etmek amacıyla bir sığınak arayışı, hem fiziksel hem de ruhsal bir refah arayışıdır.


2. Nas (İnsan) Suresi (An-Nas)


Nas, "insanlar" anlamına gelir. Bu sure, insanı kötü etkileyebilecek dışsal tehditlerden korunma talebini dile getirir. İnsanların başına gelebilecek her türlü kötülükten, şeytani güçlerden, kötü niyetlerden ve zararlardan korunması istenir. Müteşâbih anlamda, Nas suresi, dışsal kötülüklerden korunmanın yanı sıra, bireyin içsel denetim ve maneviyatını da güçlendirmeyi amaçlar.


Kur'an'daki kullanımlarına bakıldığında:


"İnsanların fitnesi" ve "şeytanın vesvesesi" gibi ifadeler, bugünün insanının karşılaştığı toplumsal baskılar, kötü niyetli kişiler ve psikolojik saldırılara benzetilebilir.


Surede geçen "gizli vesvese veren" ifadesi, dışsal kötü etkilerin yanı sıra, insanın içsel kararsızlıkları ve psikolojik baskılarıyla da ilişkilendirilebilir. Bu anlamda, Nas suresi hem dışsal hem de içsel kötülüklere karşı korunma arzusunu temsil eder.



Günümüzdeki anlamı:

Nas suresi, bireylerin çevresel ve psikolojik tehditlerden korunmalarını isteyen bir dua olarak düşünülebilir. Özellikle stres, kaygı, toplumsal baskılar ve psikolojik manipülasyonlar gibi günümüzün modern zorluklarıyla ilişkilendirilebilir. Bu suredeki korunma talebi, sadece fiziksel bir koruma değil, aynı zamanda ruhsal ve zihinsel bir güvenliği de kapsar.



Her iki sure de günümüz anlamıyla, bireyin içsel huzura ermesi, dışsal tehditlerden korunması ve manevi bir güçle sığınması noktasında önemli mesajlar taşır. Kuran'daki müteşâbih özellikler, özellikle "karanlıklar" ve "fitneler" gibi kavramlarla, içsel ve dışsal felaketlere karşı manevi bir korunma arayışını simgeler. Bu surelerin günümüz bağlamında, bireysel refah, psikolojik sağlık ve manevi dengeyi sağlama hedefiyle anlaşılması mümkündür.


3 Mayıs 2025 Cumartesi

Samiri ve "Rasul İzi" 👣

 👣 Samiri ve  "Rasul İzi" 

Samiri ve Günümüzde "Rasul İzi" Üzerinden Yapılan Saptırmalar


Kur'an'da Samiri, İsrailoğulları'nın Hz. Musa'ya karşı isyan etmesine ve doğru yoldan sapmalarına sebep olan bir figür olarak karşımıza çıkar. Samiri, halkın imanını bozan, onları yanlış bir yola sürükleyen ve bu süreçte bir tür sembolik "rasul izi" oluşturmuş bir kişidir. Peki, Samiri'nin yaptığı bu yanlışlık ve sapkınlık, günümüzde de benzer şekilde "rasul izi" üzerinden nasıl devam etmektedir?


30 Nisan 2025 Çarşamba

KUR’AN’DA SAMİRİ VE BUZAĞI KISSASI 🐮

 🐮 KUR’AN’DA SAMİRİ VE BUZAĞI KISSASI – GÜNÜMÜZE YANSIMALARI


Kur’an bize, hayatla ilgili her türlü örneğin çeşitli şekillerde verildiğini söylüyor. Bu örneklerin içinde en çok anlatılanlardan biri de Hz. Musa’dır. Onun hayatı birçok ayette yer alır. Ancak bu kıssalar çoğu zaman sadece tarihsel olaylar gibi anlatılır; günümüze nasıl ışık tuttuğu üzerinde durulmaz. Oysa Kur’an’daki kıssalar evrenseldir, her çağa ve her topluma hitap eder. Bu metinde Samiri ve buzağı kıssasını adım adım inceleyecek, günümüzdeki karşılıklarını sorgulayacağız. Özellikle sermaye, mal ve din ilişkisinin bu kıssada nasıl ele alındığını anlamaya çalışacağız.