Bu Blogda Ara

hadisler olmadan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hadisler olmadan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Haziran 2025 Pazar

Kuranı Değiştir Talebi: Çağlar Üstü Bir İsyan




Kuranı Değiştir! Talebi Üzerine: Toplumların Vahye Direnişi

 “Ya bundan başka bir Kuran getir ya da onu değiştir.”(Yunus 10:15)


Kur’an tarih boyunca yalnızca bir inanç metni değil, aynı zamanda sosyo-ahlaki bir devrim çağrısı olarak yer almıştır. Bu yüzden Kur’an’ın mesajı, çoğu zaman sadece bireysel vicdanı değil, toplumsal düzeni, ekonomik çıkarları ve politik yapıları da hedef almıştır. İşte bu yüzdendir ki, Kur’an'ın indirildiği ilk andan itibaren, ona yönelik tepkiler yalnızca dinsel düzlemle sınırlı kalmamış; aynı zamanda "Bu mesajı değiştir!" şeklinde doğrudan metne müdahale talepleriyle ortaya çıkmıştır.

Vahyin Sarsıcı Gerçeği ve Direniş

Yunus Suresi 15. ayette dile getirilen bu talep, yalnızca tarihsel bir olay değil, aynı zamanda bütün zamanlara seslenen evrensel bir psikolojidir. Kur’an okunduğunda insanlar ikiye ayrılır: Onu “işitip itaat edenler” ve “değiştirilmesini isteyenler”. Bu ayrım, hakikat karşısında gösterilen iki temel tavrı simgeler.

Kuran yalnızca bireysel günahlara değil, toplumsal hastalıklara da karşı çıkar:

Faizle sömürüye,

Yetim malı yemeye,

Sahte ölçü ve tartıya,

Zenginlerin tekelleşmesine,

Kadının metalaştırılmasına,

Din üzerinden otorite kurulmasına.


Bu yönüyle Kuran, toplumun egemen sınıfı ve yöneticileri için tehditkâr bir kitaba dönüşür. Çünkü Kur’an'ın çağrısı, onların kurduğu sömürü düzenini kökten reddeder.

Vahyin Değiştirilemezliği: Allah’ın Yasası

Kur’an kendisini “Allah katından indirilmiş” olarak tanımlar ve “söz değiştirme” yetkisinin hiçbir beşerde olmadığını bildirir:

“Sana vahyolunanı takip et ve onların heveslerine uyma.” (Câsiye 18)

“Hiç kimse Allah’ın sözlerini değiştiremez.” (En‘âm 115)



Vahiy, insan arzularına göre şekillenmez; insan vahye göre dönüşür. Bu yüzden Kur’an, hem bireyi hem toplumu inşa eden sabit bir ilkeler sistemidir. Değiştirilmeye çalışılması, hakikatin değil çıkarların egemenliğini istemektir.

Bugün de Aynı Talep Devam Ediyor

Bugünün dünyasında da farklı biçimlerde aynı talep sürmektedir:

“Kur’an yeterli değil, hadislerle tamamlayalım!”

“Bu ayetler artık çağdışı, yeni yorumlar getirelim!”

“Ekonomik sistemimize uymuyor, te’vil edelim!”


Bu taleplerin özü, aynı ayetteki tutumun modern versiyonudur: “Ya başka bir Kur’an getir ya da onu değiştir.” Ama Allah, bu talebin cevabını çok önceden vermiştir:

“De ki: Onu kendi nefsimden değiştiremem. Ben ancak bana vahyolunana uyarım.”
(Yunus 10:15)



Sonuç: Söz Değil, Teslimiyet

Gerçek iman, Kur’an’ı sadece duygusal bir metin değil, hayatı şekillendiren ilahi bir rehber olarak kabul etmektir. Direniş değil teslimiyet, değiştirme çabası değil ayetlere boyun eğmek, hakiki imanın ölçüsüdür.

Kuran değişmez. Değişmesi gereken, onunla yüzleşmekten kaçan insanlar ve toplum düzenleridir.


---