Hakikati Duyan Ama Alaya Alan Zihin



​Hakikati Duyan Ama Alaya Alan Zihin

​Sorun Bilgisizlik Değil, Tavırdır

​Kur’an’da inkâr çoğu zaman bir "bilmeme" hali değil, bildiği halde yüz çevirme ve üstünlük taslama hali olarak tanımlanır. Câsiye Suresi, tam da bu zihniyetin anatomisini çıkarır. 9. ayet ise bu teşhirin merkezinde durur:

"Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, onu alay konusu yapar. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır." (Câsiye, 45/9)


​Bu ayet, vahiyle hiç karşılaşmamış bir cahili değil; bizzat ayetle temas kurmuş, ondan bir miktar bilgi (ilim) edinmiş ama bu bilgiyi kalbine indirmek yerine nefsine kalkan yapmış bir zihniyet tipini anlatır.

​"Bir Şey Öğrendiği Zaman": Bilginin Sorumluluğundan Kaçış

​Ayetin "İzâ ‘alime min âyâtinâ şey’en" (Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman) ifadesi çok kritiktir. Burada sözü edilen kişi, ayeti duymuş ve anlamını kavramıştır. Ancak bu "öğrenme" eylemi onu takvaya değil, alaycılığa sürüklemiştir.

​Bugün bu tavrın en hazin yansıması, kendisini "din muhafızı" veya "gelenek savunucusu" olarak gören kimi çevrelerde müşahede edilmektedir. Kendilerine sadece Kur’an’ın hakikati hatırlatıldığında, ayetin açık beyanını duymalarına rağmen; "Siz sadece Kur’ancılık mı yapıyorsunuz?", "Bu ayetin hükmü tarihe gömülmüştür" veya "Atalarımızdan biz böyle görmedik" diyerek ilahî kelamı hafife alan bir üslup takınırlar. Bu, Kur’an’ın en sert eleştirdiği "bilerek yüz çevirme" halidir.

​Alay: Hakikati Küçültme ve İktidar Refleksi

​Kur’an’da "alay" (istihzâ), basit bir mizah değil; hakikatin ağırlığı altında ezilmemek için başvurulan bir savunma mekanizmasıdır. Câsiye 9’daki alaycı tip, ayeti doğrudan reddetmek yerine;

  • ​Onu önemsizleştirir,
  • ​Gündelik tartışmaların mezesi yapar,
  • ​"Asıl önemli olan falan alimin yorumudur" diyerek ayeti ikinci plana iter.

​Açık bir ayetle karşılaştığında; "Bu ayet o zamanın şartları içindi" ya da "Bu ayeti böyle anlarsan din elden gider" şeklinde alaycı ve küçümseyici bir eda takınanlar, aslında Allah’ın muradını kendi heva ve heveslerine (veya geleneksel kabullerine) uydurmaya çalışmaktadırlar. Bu noktada inkâr, artık bir cehalet değil, ahlâkî bir tercihtir.

​Aşağılayıcı Azap: Kibrin Doğal Sonucu

​Ayetin uyarısı nettir: "...Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır." Bu cezanın "aşağılayıcı" (muhîn) olarak vasfedilmesi rastlantı değildir. Kişi, Allah’ın ayetini—yani en yüce olanı—küçültmeye, onu alay konusu yaparak basitleştirmeye çalışmıştır. Kur’an’ın adaleti uyarınca; hakikati küçültmeye kalkan, bizzat küçültülecek ve aşağılanacaktır. Bu, zihinsel kibrin ve ilahî kelama karşı takınılan lakayıt tavrın kaçınılmaz bedelidir.

​Sure Bütünlüğünde Zihinsel Çöküş

​Câsiye Suresi boyunca bu alaycı tavrın kökleri deşifre edilir. 23. ayette "hevasını (arzularını, ön kabullerini, mezhebini veya ideolojisini) ilah edinen" tip sahneye çıkar. 24. ayette ise hayatı sadece maddeye ve zamana indirgeyenlerin sığlığı anlatılır. 32. ayette bu kişilerin ayetler karşısındaki "biz sadece zannediyoruz, emin değiliz" diyerek gerçeği bulandırma çabaları vurgulanır. 9. ayet, tüm bu inkâr ve ciddiyetsizlik zincirinin kilit halkasıdır.

​Güncel Bir Uyarı: Ayetle Temas Eden Ama Dönüşmeyen İnsan

​Câsiye 9, sadece tarihsel müşrikleri değil, her çağın "bilen ama uymayan" insanını anlatır. Bugün de Kur’an’ı sadece bir teberrük (bereket) nesnesi gören veya ayetin açık hükmü karşısında geleneksel tortularını savunmak için alaycı bir dil kullanan her zihniyet bu ayetin muhatabıdır. Kur’an’a göre ayet, bir tartışma materyali veya hobi olarak öğrenilecek "bilgi" değildir; ayet, hayatı inşa eden "sorumluluk"tur.

​Sonuç: En Tehlikeli İnkâr Türü

​Câsiye 9 bize şunu öğretir: En tehlikeli inkâr, ayeti duymayanın değil; ayeti duyup anladığı halde kendi kurgusuna uymadığı için onu alaya alarak etkisizleştirenin inkârıdır. Vahyin ciddiyetini kaybetmek, bir toplumun başına gelebilecek en büyük felakettir. Allah’ın kelamı konuşurken susmayan ve o sese boyun eğmek yerine "alaycı bir akıl yürütme" ile karşılık verenler, kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlamaktadırlar.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣