🔎 YUSUF VE HADİSELERİN TEVÎLİ
Kur’an’da “hadiselerin tevîli” ifadesi özellikle Hz. Yusuf’un hayatı bağlamında geçer ve derin bir anlam içerir. Yusuf Suresi 6. ayette şöyle denir:
> “İşte böylece Rabbin seni seçecek ve sana rüyaların yorumundan (tevîl-i ehâdîs) öğretecek...”
(Yûsuf 12:6)
Ve yine sûrenin sonunda Hz. Yusuf şöyle der:
> “...Rabbim! Sen bana mülk verdin ve bana hadiselerin tevilini öğrettin...”
(Yûsuf 12:101)
Tevîl-i Ehâdîs (Hadiselerin Tevîli) Ne Demektir?
Arapça’da "tevîl", bir şeyin nihai amacına, iç yüzüne, sonucuna, hakikatine ulaşmak demektir.
“Ehâdîs” ise çoğu zaman haberler, olaylar, yaşanmış şeyler, rüyalar anlamında kullanılır.
Dolayısıyla "tevîl-i ehâdîs", olayların ardındaki ilahî hikmeti, içsel anlamı ve geleceğe yönelik neticesini kavrama kabiliyetidir.
---
Hz. Yusuf’a Verilen Bu İlmin Anlamı
Hz. Yusuf’a bu kabiliyet verilmiştir:
Rüyaların zahiri görüntüsünü değil, temsil ettiği anlamı okuyabilmektedir.
Sadece rüyalar değil, yaşanan olayların da ilahî plan içindeki yerini anlayabilmektedir.
Başına gelen çilelerin, hapsedilmenin, kardeşlerinin ihaneti gibi görünen olayların arkasında nasıl bir ilahî gaye olduğunu görebilmiştir.
---
Tevîl’in Müteşâbihatla İlişkisi
Kur’an’daki bazı ayetler de “müteşâbih”tir, yani açıkça anlaşılmaz; bir tevîl ister. Nitekim Âl-i İmrân 7. ayette:
> "...Onların tevilini Allah’tan başka kimse bilmez. İlimde derinleşmiş olanlar ise: 'Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır' derler..."
(Âl-i İmrân 3:7)
Bu da gösteriyor ki, tevîl hem olaylar için hem ayetler için söz konusudur. Her şeyin zahiri değil, batını (iç anlamı) vardır.
---
Kısaca:
Hadiselerin tevîli, olayların dış yüzüne değil, derin anlamına ve ilahî maksadına ulaşma yeteneğidir. Bu, Kur’an’ın bakışıyla bir hikmet ve nübüvvet vasfıdır.