Bu Blogda Ara

- TERTİL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
- TERTİL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Haziran 2012 Perşembe

Kuranda Geçen KIRAAT, TİLAVET, TERTİL 📑

📑 Kur'an'da Geçen KIRAAT, TİLAVET, TERTİL


Kur'an'da Geçen “Kıraat”, “Tilavet” ve “Tertil” Kelimelerinin Anlamı

Türkçede "okumak" kelimesi, genellikle yazılı bir metnin gözden geçirilmesi anlamında kullanılır. Ancak Kur'an'da geçen üç kelime - “kıraat” (qarae), “tilavet” (televe), ve “tertil” (retele) - farklı anlamlar taşır ve bu kelimelere Türkçede yalnızca "okumak" denmesi, anlam daralmasına yol açmaktadır. Özellikle Araf Suresi'nin 204. ayetinde, bu kelimelerin anlamları üzerinde düşünmek önemlidir.

Araf, 7/204:
"Kur'an okunduğu zaman, O'nu can kulağıyla dinleyin ve sesinizi kesin ki, size merhamet edilsin." Bu ayet geleneksel bir şekilde, Kur'an’ın yüzünden okunmasını ifade etmek için anlaşılmaktadır. Ancak bu, ayetin gerçek anlamını daraltmakta ve okuyucuyu sadece sessizce dinlemeye yönlendirmektedir. Gerçek anlam, Kur'an'ı söyleyenin, anlatanın veya tebliğ edenin sözüne can kulağıyla kulak vermek, anlamak ve hayatımıza geçirmektir.

Alak, 96/1-3:
"Oku, yaratan Rabbinin adıyla. İnsanı alaktan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir."
Bu ayetler, "oku" kelimesinin yazılı bir metni okumak anlamında değil, daha geniş bir anlamda, "duyur", "iletişim kur", "anlat" anlamında kullanıldığını gösterir. "İqra" kelimesi, yalnızca yazılı bir şeyin okunmasından ziyade, bir şeyi dikkatle dinlemek, araştırmak, anlamak ve başkalarına duyurmaktır.

Kur'an’ın yazılı bir metin olarak okunmasının, anlamını bilmeden yapılması, zaman içinde egemenlerin etkisiyle oluşan bir gelenek olmuştur. Ancak asıl maksat, anlamını bilerek okumak ve Kur'an’ın hükümlerini hem bireysel hem toplumsal hayatta uygulamaktır.

Farklı Kelimeler, Farklı Anlamlar:

Kur'an’da geçen "kıraat", "tilavet" ve "tertil" kelimeleri farklı anlamlar taşır. Bu anlamları doğru bir şekilde anlamak, Kur'an’ı daha derinlemesine kavrayabilmek için oldukça önemlidir:

  1. Kıraat (qarae):
    Genellikle “okumak” olarak çevrilen bu kelime, sadece bir metni okumak değil, aynı zamanda metni anlamak, incelemek, araştırmak ve ona kulak vermek anlamına gelir. Örneğin, Araf Suresi’nde geçen kıraat, sesli okumak değil, dikkatle dinlemek ve anlamaktır.

  2. Tilavet (televe):
    Bu kelime, yazılı bir metni okumak anlamına gelir. Ancak daha derin bir anlam taşıyan "tilavet", bir şeyin doğru bir şekilde duyurulması, iletilmesi ve doğru şekilde seslendirilmesidir.

  3. Tertil (retele):
    Tertil, bir şeyin doğru ve düzgün bir şekilde sırasıyla düzenlenmesi anlamına gelir. Bu kelime, bir nesnenin parçalarının düzgün bir şekilde birleştirilmesi, cümlelerin doğru şekilde telaffuz edilmesi gibi anlamlar taşır. Ayrıca, "tertil" kelimesi, Kur'an'ın tedvinini, yani ayetlerin düzenlenip kitap haline getirilmesini de çağrıştırmaktadır.

Furkan, 25/32:
“Kâfirler, Kur'an bir defada toptan indirilseydi ya, diyorlar. Oysa Biz onu böyle belli bir düzende, parça parça indiriyoruz ki, kalbine iyice yerleşsin.” Bu ayetteki "tertil", Kur'an’ın düzenli bir şekilde parçalara ayrılarak indirildiğini ve kalplere yerleşmesini sağlamak için bir düzen içinde aktarılması gerektiğini ifade eder.

Alak, 96/1-8:
“İqra, yaratan Rabbinin adıyla… Kalemle iyice öğretti. İnsana bilmediğini öğretti…” Bu ayetlerde yer alan "iqra" kelimesi, insanın yaratılışı ve bilgi edinmesi sürecini anlatırken, aynı zamanda insanın "kendini müstağni görmemesi" gerektiğini vurgular. Yani, insanın kendi bildiklerini yeterli görmesi, onun azgınlaşmasına yol açar. Bu bağlamda, Kur'an'ı doğru okumak ve anlamak, insanın hem bireysel hem de toplumsal yaşamında doğru yolu bulmasına yardımcı olur.

Sonuç:

Kur'an’ın okunması sadece bir metnin yüzeyine bakmak değildir. O'nu doğru bir şekilde anlamak, dinlemek, incelemek ve yaşamımıza geçirmek esas olmalıdır. "Okumak", sadece yazılı bir şeyin gözden geçirilmesi değil, Allah’ın mesajını tüm yönleriyle kavrayıp başkalarına doğru bir şekilde duyurmaktır.

Azgınlık, insanın kendi bildiklerini doğru kabul etmesi ve başkalarının doğruyu aramasını engellemesidir. Bu nedenle, Kur'an’ı doğru bir şekilde okumak, anlamak ve hayatımıza geçirmek her insanın görevidir. Rabbimize dönmek, O'nun ayetlerine bakmak ve onlara göre yaşamaktır.