❤️🩹 ORUÇ FİDYESİNİ KİM VERİR !
---
1. Ayetin Meali (Bakara 2:184):
> “Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculukta bulunursa, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutsun. Oruç tutmakta zorlananlar için bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Kim gönülden bir hayır işlerse, kendisi için daha hayırlıdır. Ama oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.”
(Bakara 2:184)
Burada üç grup açıkça tanımlanıyor:
1. Hasta veya yolcu: Sonradan kaza edecek.
2. Yutîkûnehû = Ona güç yetirebilenler: Fidye verebilir.
3. Genel hüküm: “Ama oruç tutmanız daha hayırlıdır.”
---
2. “Yutîkûnehû” ifadesi:
Arapçada "yutîkûn" kelimesi "tâka" kökünden gelir ve genelde "güçlükle, zorlanarak da olsa dayanabilmek" anlamını taşır.
Klasik tefsirlerde bu ifade, “zorlanarak da olsa oruç tutabilen ama sağlık ya da yaşlılık gibi kalıcı sebeplerle tutması güç olanlar” şeklinde anlaşılmıştır.
Bu yüzden, bu kişilere fidye bir kolaylık olarak verilmiştir. Ancak oruç tutabilecek durumda olanlar için esas hüküm oruç tutmaktır.
---
3. Makaledeki İddianın Çelişkisi:
Yazar, “oruç tutabilen kişilerin de fidye vermesi gerekir” diyor.
Fakat ayetin sonunda "Oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır" denerek, fidye bir ruhsat (izin), oruç ise esas olan ibadet olarak gösteriliyor.
Yani oruç tutup ayrıca fidye vermek gibi bir yükümlülük ayette yer almıyor. Böyle bir anlam, ayetlerin ruhunu tersine çevirmek olur.
---
4. Fidye Kimler İçin Geçerlidir?
Yaşlılık, sürekli hastalık gibi durumlarda oruç tutulamayacaksa fidye verilir (Bkz. klasik müfessirler: Taberî, Râzî, İbn Kesîr).
Ama oruç tutan birinin fidye vermesi diye bir şey ne ayette vardır ne de Kur'an'da başka yerde desteklenir.
---
5. Kur’an’a Göre Oruç ve Fidyenin Anlamı:
Fidye, ibadetin yerine geçmez; sadece zorunlu mazeret durumlarında bir alternatif olur.
Oruç tutan kişi, zaten görevini ifa etmektedir. Ekstra bir “fidye” zorunluluğu, Kur’an’ın “dinde zorluk yoktur” (2:185, 22:78) ilkesine de aykırıdır.
---