UYARI / HATIRLATMA
Bu Blogda Ara
10 Haziran 2025 Salı
Şükür için Çalışın ⚒️
23 Mayıs 2025 Cuma
Sessizlerin Konuşması: Kur’an’da İntak Sanatı 🗣
13 Mayıs 2025 Salı
SARP YOKUŞ ? Zor Olanı Seçmek ⛰️
⛰️ SARP YOKUŞ ? Zor Olanı Seçmek
Kur’an’daki “sarp yokuş” (el-‘Aqabah) ifadesi, Beled Suresi 11. ayette geçer. Bu kavramı sure bütünlüğünde ve Kur’an’ın genel mesajı çerçevesinde tahlil edelim:
---
1. Sure Bağlamı: Beled Suresi’nin Yapısı
Beled Suresi temelde insanın dünya hayatındaki imtihanına, özgür iradesine ve sorumluluğuna odaklanır. Sure şu şekilde bölünebilir:
Ayet 1-4: İnsanın doğası ve sorumluluğu
> “Hayır, bu beldeye andolsun. Ve sen bu beldede oturmaktasın. Ve bir baba ile doğurduğuna. Ant olsun, Biz insanı bir zahmet içerisinde yarattık.”
Burada insanın hayat mücadelesi içinde olduğu, yaratılış itibariyle bir çaba ve zorlukla sınandığı vurgulanır.
Ayet 5-10: Nankörlük ve kibirle yüzleşme
> “Kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor? ‘Yığınla servet tükettim!’ der. Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor? Biz ona iki göz vermedik mi? Bir dil ve iki dudak da? Ve ona iki yolu göstermedik mi?”
İnsana verilen donanım (göz, dil, dudak) ve rehberlik (iki yol: iyi-kötü, doğru-yanlış) hatırlatılır. Ancak insan, bu donanımlara rağmen nankörlük ve bencillik içinde olabilir.
Ayet 11: “Feketehame-l ‘akabeh / Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.”
Bu ayet suredeki kırılma noktasıdır. İnsanın önünde bir “sarp yokuş” vardır; onu aşmak gerekir. Ancak çoğu insan bu zorlu süreci göze almaz.
---
2. “Sarp Yokuş” (el-‘Aqabah) Mecazı Neyi Temsil Eder?
a. Bireysel Ahlakî Direniş
‘Aqabah, kelime olarak zor geçit, dik yokuş anlamındadır. Burada mecazen, insanın nefsine karşı vermesi gereken mücadeleyi, bencillikten cömertliğe, kibirden tevazuya geçişin zorluğunu temsil eder. Yani sarp yokuş: ahlakî bir devrimdir.
b. Sosyal Adalet Mücadelesi
Devam eden ayetler “sarp yokuş”un ne olduğunu açıklar:
> “O sarp yokuş nedir, bilir misin?
Bir boynu (köleliği) çözmektir.
Ya da açlık gününde bir yetimi doyurmaktır,
yahut topraklarda sürünen bir yoksulu.” (Beled, 12–16)
Bu açıklamalar, ‘akabeh’in soyut değil somut toplumsal eylemler içerdiğini gösterir:
Köle azat etmek: özgürlük ve eşitlik.
Aç ve yoksula yardım: ekonomik adalet.
Yetimi gözetmek: toplumsal sorumluluk.
c. Tevhidî Duruş
Ardından gelen ayette bu yolun kimlere ait olduğu açıklanır:
> “Sonra iman edenlerden olmak; sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olmak.” (Beled, 17)
Burada iman, bireysel inançtan çok bir duruşu temsil eder: sosyal adaletin ve merhametin savunucusu olmak.
---
3. Kur’an Genelinde “Yokuş” ve “Çaba” Teması
Kur’an’da insana sıkça çaba (sa‘y) ve mücadele (cihad) yüklenir. Örneğin:
“Biz insanı zahmet içinde yarattık.” (Beled 4)
“Gerçekten çabanız çeşit çeşittir.” (Leyl 4)
“İnsan için ancak çalıştığı vardır.” (Necm 39)
Bu bağlamda ‘akabeh, Kur’an’ın ahlaki çabayı merkez alan mesajıyla tam uyum içindedir.
---
Sonuç: Sarp Yokuş Bir Semboldür
Sarp yokuş, bireyin ve toplumun önündeki en büyük engellerin metaforudur. Bu yokuş,
nefse karşı direnişi,
mala ve güce tapınmayı terk etmeyi,
adalet, özgürlük ve merhamet yolunda bedel ödemeyi içerir.
Bu yokuş aşılmadan iman tamamlanmaz. Zira sureye göre gerçek iman ancak bu yolu seçmekle başlar.
9 Mayıs 2025 Cuma
ALLAH ve ”BİZ” ZAMİRİ 🔍
🔍ALLAH ve ”BİZ” ZAMİRİ
Yüce Rabbimiz
birçok ayette kendisiyle ilgili olarak “ إناİnna, نحنNahnü/Biz” zamirini
kullanmaktadır.
“Biz, Bizi, Bize,
Bizim, Bizden” gibi ifadelerin Allah için kullanıldığı her ayette, Allah’ın
sıfatlarının tecellisine yönelik vasıtalı tasarrufların ifade edildiği
görülmektedir. Bunu yüzlerce örnekle açıklamak mümkündür. Ancak burada herkesçe
bilinen birkaç örnek vermekle yetiniyoruz:
Şüphesiz Biz sana bol nimet verdik.(Kevser/1)
Biz, senin için, senin göğsünü açmadık mı?(İnşirah/1)
Şüphesiz Biz, değerli sayfalar içindeki Kur’ân’ı Kadr gecesinde indirdik.(Kadr/1)
Kur’an’da Allah
için kullanılan zamirlerin şu şablona uyduğu açıkça görülmektedir:
1- Allah’ın zatına
ve ülûhiyetine ait ifadelerde “اناEne, انّىİnni/Ben [Birinci Tekil Şahıs]
ifadesi kullanılmaktadır.
2- Yine Allah’ın
zatına ve ulûhiyetine ilişkin olmak üzere, bazı ayetlerde Rabbimiz “Sen, Seni,
Sana, Senin” gibi “İkinci Tekil Şahıs” zamirleriyle; diğer bazı ayetlerde ise
“O, O’nu, O’na, O’nun” gibi “Üçüncü Tekil Şahıs” zamirleriyle ifade
edilmektedir. İster ikinci tekil şahıs, isterse üçüncü tekil şahıs olsun, her
iki gurup zamir de “teklik” ifade eder. Allah’ın zatının ve uluhiyetinin söz
konusu edildiği hiçbir yerde “Siz” veya “Onlar” gibi çoğul ifadeler
kullanılmaz.
Fatiha’da da
“Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım
isteriz” şekliyle ifade buyrulmuştur.
3- Azametinin, güç
ve kudretinin vurgulandığı ayetlerde ise Yüce Allah kendinden “Biz” diye
bahsetmektedir.
Bütün dillerde,
otorite sahipleri, kendi güç ve kudretlerini anlatırken “Biz” ifadesine
başvurmuş, fermanlarında veya söylevlerinde “Biz” ifadesini kullanmışlardır.
Bu, Kur’an inmeden de böyle idi, şimdi de böyle devam edip gitmektedir.
Kısaca, Rabbimizin “Biz” ifadesi, Kendisinin azamet ve kibriyasını [büyüklüğünü, ululuğunu] vurgulamak içindir. Rabbimizin “Biz” ifadelerini “Biz Azimüşşan” olarak ifade etmek isabetli bir anlayış olacaktır.