♾️ İMAN ve Güzel Örneklik
Kur’an’da Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve rasullerine iman; kuru bir kabulleniş değil, bilinçli bir teslimiyet ve hayatı bu imana göre kurma çağrısıdır. Aşağıda her biri için Kur’an’dan delil ayetlerle birlikte bu iman esaslarının nasıl olması gerektiğini açıklıyorum:
---
1. Allah’a İman – Yalnızca O’na Güvenmek ve Boyun Eğmek
Kur’an’da Allah’a iman, yalnızca “O vardır” demek değildir. O’nu tek otorite, tek hüküm koyucu ve tek rab (terbiye edici) kabul etmektir. Bu aynı zamanda O’ndan başkasına kulluk etmemek, hüküm ve değer ölçülerini yalnızca O’ndan almaktır:
> “Rabbiniz Allah’tır. O'ndan başka ilah yoktur. Her şeyin yaratıcısıdır; öyleyse yalnız O'na kulluk edin.”
(En’am, 6/102)
> “Hüküm yalnız Allah’ındır. O, yalnız kendisine kulluk etmenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur.”
(Yusuf, 12/40)
Gerçek iman, Allah’ın hâkimiyetini sadece gökte değil, yerde ve hayatta da kabul etmektir.
---
2. Meleklere İman – Vahyin Şahitleri ve Taşıyıcıları
Melekler, Kur’an’da Allah’ın emrini eksiksiz yerine getiren, vahyi rasullere ulaştıran görevli varlıklardır. Onlara iman; gayb âlemini kabul etmekten ziyade, vahyin ciddiyetini ve sorumluluğunu idrak etmektir:
> “Elçiye, Rabbi tarafından ona indirilene iman etti; müminler de. Hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler.”
(Bakara, 2/285)
> “Şüphesiz o (Kur’an), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Onu güvenilir Ruh indirdi.”
(Şuarâ, 26/192-193)
Vahyin geliş sürecini kavramadan melek kavramını doğru anlamak mümkün değildir. Meleklere iman, vahyin ilahi kaynağını ve hikmetini kabul etmeyi de içerir.
---
3. Kitaplara İman – Hayatı Kitapla İnşa Etmek
Kitaplara iman; sadece onların varlığına inanmak değil, Allah’ın indirdiği kitapla hayatı düzenlemeye çalışmaktır. Kur’an bu konuda uyarır:
> “Onlara Allah’ın kitabı ile hükmetmeleri emredilmişti. Sonra onu terk ettiler.”
(Maide, 5/44)
Kur’an’a iman, onu rehber, ölçü, furkan (hak ile batılı ayıran) olarak kabul etmeyi; onu okuyup anlamayı ve hükmüne teslim olmayı gerektirir:
> “Bu (Kur’an), sana ve senden öncekilere indirilmiş olana iman etmelerini sağlamak için indirilmiş bir kitaptır. Ahirete de kesin olarak iman ederler.”
(En’am, 6/92)
Kitaplara iman, her devirde Allah’ın gönderdiği vahiy sistemine sadakat göstermek ve onun mesajını merkeze almakla mümkündür.
---
4. Rasullere İman – Onların Getirdiği Mesajı Yaşamak
Rasullere iman, onları tarihî şahsiyetler olarak sevmek değil; getirdikleri mesajı kabul etmek ve o mesajı yaşamak demektir. Rasuller, uyarıcı ve müjdeleyici olarak görevlendirilmişlerdir:
> “(Biz) peygamberleri yalnızca müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse, onlar için korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.”
(En’am, 6/48)
> “De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana yalnızca ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyediliyor.”
(Kehf, 18/110)
Rasullere iman, onları örnek alarak (üsve-i hasene) yaşamak, onlar gibi hakkı tebliğ ve temsil etmek demektir.
Kur’an’da “üsve-i hasene” (güzel örneklik, en güzel model) ifadesi özellikle iki yerde geçer. Bu ayetler, Rasûlullah’ın ve İbrahim peygamberin örnekliğini vurgular. İşte o ayetler:
---
1. Ahzâb Suresi 21. Ayet – Rasûlullah’ın Örnekliliği
> “Andolsun, Allah’ın Rasûlünde, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için güzel bir örnek (üsve-i hasene) vardır.”
(Ahzâb, 33/21)
Bu ayette, Hz. Muhammed’in hayatı, Allah’a teslimiyet, sabır, adalet, merhamet ve kararlılık yönünden müminler için örnek gösterilmektedir. Ancak bu örneklik, onu sevmenin ötesinde hayat tarzını örnek almayı ve onun getirdiği vahiy merkezli mücadeleyi sürdürmeyi içerir.
---
2. Mümtehine Suresi 4. Ayet – İbrahim’in ve İnananların Örnekliliği
> “İbrahim’de ve onunla birlikte olanlarda sizin için güzel bir örnek (üsve-i hasene) vardır. Hani kavimlerine: ‘Biz sizden ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız; sizi tanımıyoruz. Sizinle aramızda, siz Allah’a bir olarak iman edinceye kadar sürecek bir düşmanlık ve nefret belirmiştir’ demişlerdi.”
(Mümtehine, 60/4)
Bu ayette ise, tevhid mücadelesi veren Hz. İbrahim ve onunla birlikte olan müminlerin tavır ve duruşları bir iman örneği olarak gösterilir. Allah’a karşı samimi bağlılık, şirkten ayrışma ve net bir tavır koyma, bu örnekliğin temelidir.
---