Bu Blogda Ara

dini Allaha has kılmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dini Allaha has kılmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Haziran 2025 Pazar

Kıyamet Günü Ortaklar ve İddiaları: Gerçek Şirk Nerede Başlar?




Kıyamet Günü Ortaklar ve İddiaları: Gerçek Şirk Nerede Başlar?

Kuran-ı Kerim, kıyamet gününde yaşanacak dehşet verici manzaraları ve insanların sorgulanma süreçlerini net bir şekilde ortaya koyar. Bu sorgulamaların en can alıcı noktalarından biri de, şüphesiz, şirk meselesidir. En'am Suresi'nin 22. ve 23. ayetleri, o gün ortak koşanların nasıl bir durumla karşılaşacaklarını ve ne tür mazeretler ileri süreceklerini çarpıcı bir şekilde tasvir eder:

"O gün onların hepsini toplayacağız. Sonra ortak koşan kimselere 'İddia ettiğiniz ortaklarınız nerede?' diyeceğiz." (En'am-22)

Bu ayet, mahşer gününün o çetin anında, Allah'tan başkasına ibadet eden, O'na ortak koşanların yüz yüze kalacakları büyük sorguyu gözler önüne serer. Onlar, dünyada kendilerine şefaatçi ya da aracı edindikleri "ortaklarını" arayacak, ancak onları bulamayacaklardır. Bu soru, sadece putlara tapanları değil, Allah'ın mutlak birliğine gölge düşürecek herhangi bir düşünce veya eylemde bulunan herkesi kapsayan evrensel bir sorgudur.

Ayette geçen "ortaklar" kavramının yalnızca cansız putlarla sınırlı olduğu düşüncesi, büyük bir yanılgı ve tehlikedir. Zira şirk, sadece bir taşa, ağaca veya heykele tapmakla sınırlı değildir. Şirk, Allah'ın koyduğu hükümlerin ötesinde hükümler koymaya kalkışmak, O'na ait olan yetkileri başkalarına atfetmek veya Allah'tan başka varlıklara, kutsal kişilere ya da metinlere Kur'an'ın önüne geçecek bir otorite atfetmekle de ortaya çıkabilir.

İkinci ayet ise bu durumdaki insanların çaresizliğini ve inkarlarını gözler önüne serer:
"Sonra onların 'Allah'a yemin ederiz ki biz Rabbimize ortak koşanlar değildik.' demekten başka onların bahaneleri olmayacak." (En'am-23)
Bu ifade, şirke bulaşmış olanların dahi kıyamet günü kendilerini nasıl inkar edeceklerini gösterir. Onlar, dünyada yaptıkları şirkin farkında bile olmayabilirler, ya da yaptıkları eylemlerin şirk olduğunu kabul etmeyebilirler. 

Bu durum, özellikle günümüzde Kur'an'a muhalif hadisleri Kur'an'ın önüne koyarak veya Kur'an'la çelişen rivayetlere iman ederek dinde yeni hükümler uyduranlar için ciddi bir uyarı niteliğindedir.

Ne yazık ki, tarih boyunca ve günümüzde birçok insan, Kur'an'ın açık ve net ilkelerine rağmen, çeşitli rivayetleri veya geleneksel yorumları dinin asli kaynağı gibi kabul etmiş ve Kur'an'ın ruhuna aykırı uygulamalara yönelmiştir. Kimi zaman peygamberlere, velilere veya dini önderlere, Allah'ın vasıflarına ortak koşacak derecede ulviyet atfedilmiş, kimi zaman da Kur'an'da olmayan ibadet şekilleri veya hükümler dinin bir parçası gibi algılanmıştır.

Bu durumdaki kişiler, o gün geldiğinde, "Biz Rabbimize ortak koşanlar değildik" diye yemin etmekle yetineceklerdir. Çünkü onlar, kendilerini samimi birer mümin olarak görmüş, belki de iyi niyetle hareket etmişlerdir. Ancak Allah katında şirk, niyetten bağımsız olarak, O'nun mutlak birliğine ve Kur'an'ın eksiksizliğine gölge düşüren her türlü eylem ve inancı kapsar.

Dolayısıyla, bu ayetler bize çok önemli bir ders vermektedir: Gerçek şirk, sadece putperestlikle sınırlı değildir. Allah'ın kelamına, yani Kur'an'a tam olarak teslim olmadan, başka kaynakları Kur'an'ın önüne koyarak veya Kur'an'a aykırı rivayetlere dayanarak dini anlamaya çalışmak, farkında olmadan şirke düşme riski taşır.

Kıyamet günü "ortak koşanlardan değildik" bahanesi, o günün çetin sorgusunda kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Asıl olan, dünya hayatında iken Kur'an'a sıkı sıkıya sarılmak, onun ışığında doğru yolu bulmak ve Allah'ın birliğini tam anlamıyla kavramaktır.