Bu Blogda Ara

ahlaki yönünü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ahlaki yönünü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mayıs 2025 Pazar

Kuranda Manevi Körlük ve Sağırlık 🔇

🔇 Kur’an’da Manevi Körlük ve Sağırlık


Kur’an’da “kulak ağırlığı”, “görmeyen göz”, “anlamayan kalp” gibi ifadeler; sadece fiziksel engelleri değil, vahyin çağrısına duyarsız kalan, gerçeği görmekten ve işitmekten kaçınan, iradi bir körlük ve sağırlık içinde olan insanları nitelendirmek için mecaz olarak kullanılır. Bu tür ayetlerde genellikle algı kapılarını bilinçli olarak kapatan insanlar kastedilir. Bu çalışma, bu ifadelerin Kur’an’daki kullanımlarını, anlam çerçevesini ve bağlamlarını incelemektedir.




1. Kavramların Kur’an’daki Kullanımı


a. Kulak Ağırlığı (vekrun fî âzânihim / vakran)


İsra 46:

“Ve biz onların kalplerine, onu (Kur’an’ı) anlamasınlar diye örtüler, kulaklarına da ağırlık koyduk.”

— Burada, Kur’an’ın mesajını anlamayı reddeden zihinsel bir direnişten söz edilir. “Kulak ağırlığı”, duymamak değil duymak istememek anlamındadır.


Fussilet 5:

“Kalplerimiz, bizi çağırdığın şeye karşı örtülüdür; kulaklarımızda da ağırlık vardır...”

— Bu ifade müşriklerin itirafıdır; onlar gerçeği duymazdan gelmeyi tercih ettiklerini açıkça belirtirler.


b. Görmeyen Göz (aʿyunun lâ tubsiru / absâr)


A’râf 179:

“Onların kalpleri vardır, onunla anlamazlar; gözleri vardır, onunla görmezler; kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha sapkındırlar.”

— Bu ayet, algı organlarını kullanmayanları teşhis eder. Fiziksel bir eksiklik değil, ahlaki ve epistemik bir duyarsızlık söz konusudur.


Hac 46:

“Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki, akletmeleri için kalpleri, işitmeleri için kulakları olsun? Şüphesiz, gözler kör olmaz; asıl göğüslerdeki kalpler kör olur.”

— Burada net olarak anlayışsızlık ve duyarsızlık kalbe atfedilir. “Göz” mecazdır; içgörü anlamında kullanılmıştır.


---


2. Mecazî Körlük ve Sağırlığın Nedeni


Kur’an’da bu durum genellikle kişinin:


Kibirle gerçeği reddetmesi (Bakara 6–7),


Atalarının dinine körü körüne bağlanması (Zuhruf 22–23),


Hevâsına tâbi olması (Câsiye 23),


Dünya menfaatine saplanması (Tevbe 82–87)



gibi nedenlerle açıklanır.


---


3. Allah’ın Mühürlemesi Meselesi


Bazı ayetlerde Allah’ın onların kulaklarını, gözlerini ve kalplerini mühürlediği ifade edilir (örneğin Bakara 7, Nahl 108). Bu, genellikle kişinin iradi olarak gerçeğe yüz çevirmesinin bir sonucu olarak mecazî anlamda kullanılır. Yani kişi ısrarla inkârı tercih ederse, artık doğruyu algılama yeteneğini yitirir, bu da mecazi olarak “mühürlenme” ile anlatılır.

---


4. Bu İnsanların Özellikleri


Özellik Ayet Kaynağı


Kalpleri vardır, anlamazlar A’râf 179

Gözleri vardır, görmezler A’râf 179

Kulakları vardır, işitmezler A’râf 179

Kalpleri mühürlüdür Bakara 7

Kalpler kör olur Hac 46

Hakikati duymaktan rahatsız olurlar Fussilet 5

Atalar dinine kör bağlıdırlar Zuhruf 22–23


---


5. Vahyin Amacı: Bu Körlüğü ve Sağırlığı Gidermek


Kur’an’ın indiriliş amaçlarından biri de bu algı kapalılığını kırmaktır:


Zümer 23:

“Allah, sözün en güzelini indirdi... Ondan Rablerine karşı haşyet duyanların derileri ürperir...”

— Kur’an, duyarlı kalpleri uyarır ve onlara işittirir.


Enfâl 2:

“Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığında kalpleri ürperir, onlara ayetleri okunduğunda imanları artar.”

— Gerçek müminler, işitme, görme ve kalp fonksiyonlarını vahyin etkisiyle aktif hale getirirler.


---


Sonuç


Kur’an’da “kulaklarında ağırlık”, “gözleri görmez”, “kalpleri mühürlü” gibi ifadeler, iradi duyarsızlığı ve hakikate kapalılığı tanımlar. Bu ifadelerle Kur’an, bireyin zihinsel ve ahlaki yönünü hedef alır. Duyuların işlevsizleşmesi, anlama ve yönelme kapasitesinin çökmesi anlamına gelir. Kur’an bu kapalı yapıyı vahyin ışığıyla açmayı hedefler.



---