Kayıtlar

ne demek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kıble ve Mescid 📘

Resim
📘 Kıble ve Mescid: Kur’an’da Yönelim, Bilinç ve Tevhid Merkezli Anlamlar ✨ Özet Kur’an’da “kıble” ve “mescid” kavramları çoğu zaman yüzeysel olarak fiziksel yön ve mekân olarak anlaşılmıştır. Oysa bu kavramlar, yönelimi belirleyen derin ahlaki, ilkesel ve tevhidî bir boyut taşır. Bu makale, Kur’an’da “Mescid-i Harâm”a yönelme (Bakara 144) ve “mescid edinme” (Kehf 21) gibi ayetlerin ışığında, bu kavramların görünürdeki formlarının ötesinde nasıl anlam kazandığını analiz etmektedir. Nihayetinde kıble, bireyin ve toplumun neye yöneldiğini; mescid ise neyin önünde eğildiğini sorgulatan kavramlardır. --- 1. Giriş: Kıble ve Mescid Kavramlarının Yüzeysel Algısı Kur’an’da geçen “mescid” kavramı genellikle ibadet edilen yapı; “kıble” ise bu ibadette dönülen yön olarak tanımlanır. Ancak Kur’an’ın kendi iç bütünlüğü dikkate alındığında, bu kavramların ontolojik, epistemolojik ve etik bir derinliğe sahip olduğu anlaşılır. Kıble, bir toplumun değer eksenini; mescid ise o değerlere duyulan saygının...

Rabbim Dosdoğru Yol Üzeredir ✨

Resim
✨ Rabbim Dosdoğru Yol Üzeredir Hûd Suresi 56. Ayet Üzerine Kavramsal Bir İnceleme --- 1. Giriş: İlahi Yolun Sahibi mi, Öznesi mi? Kur’an’da “sırât-ı müstakîm” (dosdoğru yol) kavramı çoğunlukla insanların yönelmesi gereken bir ilke sistemi olarak sunulur. Ancak Hûd Suresi 56. ayette geçen, “Rabbim dosdoğru yol üzeredir” ifadesi bu algıyı ters yüz eder. Bu ayet, Allah’ın sadece bir yol belirleyici değil, bizzat o yolun üzerinde ve temsilcisi olduğunu vurgular. Bu ifade, hem teolojik hem ontolojik olarak derin anlamlar içerir. --- 2. Ayetin Bağlamı ve Konuşmacısı Ayetin tamamı şöyledir: > “Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. Hiçbir canlı yoktur ki O’nun tarafından tutulan perçemi olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yol üzerindedir.” (Hûd 11:56) Bu söz, Hz. Nûh’un, kavminin tehdidi karşısında verdiği cevaptır. Tehdit ve korku karşısında Allah’a güvenen peygamber, Rabbini kararlılığı, yasallığı ve adaletiyle tanıtarak kendisine güvenme gerekçesini temellend...

ARAF - 1 "Vicdanın Sınır Bölgesi" 💱

Resim
“İki Arada Bir Derede Kalanlar: Kur’an’da A‘râf Ashâbı ve Vicdanın Sınır Bölgesi” Kur’an, yalnızca mü’min ve kâfir kategorilerini sunmaz. Bazı anlatımlar, insanın ne tam aydınlıkta ne de karanlıkta olduğu gri alanlara işaret eder. İşte bu bağlamda, A‘râf Ashâbı (أصحاب الأعراف), ne cennetlik ne de cehennemlik olan bir grup olarak karşımıza çıkar. Cennetle cehennem arasında, yüksekte, bir "perde" üzerindedirler. Ancak bu ara konum sıradan bir bekleme salonu değildir; burası varoluşun ve vicdanın en keskin sınır noktasıdır. --- A‘râf Ne Demek? Kelime anlamı olarak “a‘râf”, ʿurf kökünden gelir ve yüksek yer, tepe, bilinen şey, ayırt eden sınır anlamlarını taşır. Aynı kökten gelen ma‘rûf, iyi ve bilinen şey anlamındadır. Yani “a‘râf” hem yükseklik hem de fark edilebilirlik, yani “bilinçli bir eşik”tir. Bu nedenle A‘râf Ashâbı, hem fiziksel hem de ahlâkî bir sınır bölgesindedir. --- Kur’an’da A‘râf Ashâbı (A‘râf 7:46–49) Kur’an’da yalnızca A‘râf Suresi 46–49. ayetlerde bu toplulukt...

NUH SURESİ "topyekûn yozlaşmış bir sistemin dönüşemezliği"

Resim
UYARI / HATIRLATMA Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür. Lütfen her ifadeyi  Kur’an’ın bütünüyle  değerlendirin;  ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.  Hakikatin tek ölçüsü  Allah’ın kitabıdır.  Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir. Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz 🗝 KONU BAŞLIKLARI 🔻

TEKVİR SURESİ "Bir Film Sahnesi Gibi" 🎞

Resim
🌌  Kıyametin Kamerası: Sûrenin İlk Ayetleri Bir Film Sahnesi Gibi Sûre şöyle başlar: 1. İze'ş-şemsu kuvviret (Güneş dürüldüğünde...) 2. Ve izen-nücûmu inkederet (Yıldızlar döküldüğünde...) 3. Ve izel-cibâlu suyyiret (Dağlar yürütüldüğünde...) 📽️  Bu sahneler bir felaket filmi değil. Bu, senin  hakikatle ilk yüzleşmen in sahneleri. Yani burada gökyüzü bir dekor değil, senin "algı perden." Güneş dürülüyorsa, bu artık dışsal aydınlığın (bilgi sandığın şeylerin) çöktüğü andır. 🌑 ŞAŞIRTICI ANLAM: “GÜNEŞİN DÜRÜLMESİ” GERÇEKTE NEDİR? “Arapçada kuvviret ” kelimesi, başa sarılan bir sarık gibi sarmak anlamındadır. Güneşin dürülmesi, ışığının alınması değil, gözleminin katlanması, anlamın kaldırılmasıdır. Yani: 🔁 Güneş, hakikat zannettiğin dış dünyanın içe katlanmasıdır. ☀️ Gördüğün “ışık”, aslında sana öğretilen algının kendisiydi. 📉 Bu sahnede ışık sönmüyor, “göz” yanılgıdan ayıklanıyor.   🌌 YILDIZLAR DÖKÜLDÜĞÜNDE – GERÇEKLİK ÇÖKÜYOR " İnkedaret ", yıldız...

İHLAS SURESİ "Samed Kavramı Kur’an’da Ne Anlatır?"

Resim

Gerdanlıklar ve Kıyam

Resim
Gerdanlıklar ve Kıyam: Niyetin Sembol Dili “Allah, Kâbe’yi —o Beyt-i Haram’ı— insanlar için bir kıyam kıldı. Aynı şekilde haram ayları, kurbanı ve gerdanlıklı hayvanları da…” (Mâide 5:97) Kur’an’ın eşsiz sembol dili içinde yer alan “gerdanlıklar” (el-qalāid) sadece süs eşyası değil; niyetin giydirilmiş halidir. Bu kavram, hem geçmişin geleneğini hem de hakikatin nişanesini içinde barındırır. Kur’an, gerdanlıklarla işaretlenmiş kurbanlıkları zikrederek bize, adanmışlığın görünür sembollerini hatırlatır.

Sözün Terbiyesi, Zihnin İnşası: Bakara 104 👀

👀 Sözün Terbiyesi, Zihnin İnşası: Bakara 104 Dil, Kişilik ve Kolektif Şuur: Bakara 104. Ayet Bağlamında ‘Sürü Zihniyeti’ne Karşı Birey İnşası Bakara Suresi 104. ayet, yüzeysel olarak sadece bir kelime değişikliği emri gibi görünse de, Kur’an’ın bütüncül yaklaşımı bağlamında değerlendirildiğinde, bireyde dil, kişilik ve bilinç dönüşümünü hedefleyen derin bir uyarı içermektedir. Bu makalede, ayette geçen “râinâ” ve “unzurnâ” kelimeleri üzerinden iletişim ahlakı, bireysel sorumluluk ve “sürü zihniyetinden arınma” teması analiz edilmiştir. Ayet, iman eden topluluğun iletişimde özensiz, istismar edilebilir ve edilgen kalıplara saplanmaması gerektiğine işaret ederken, bunun yerine bilinçli, açık ve sorumlu bir dil ve kişilik inşa etmesini öngörmektedir. Bu bağlamda ayet, bireyi edilgin “koyun sürüsü” psikolojisinden çıkararak, sözünün ve niyetinin farkında olan özgür bir özneye dönüştürmeyi amaçlar. --- 1. Giriş: Ayetin Görünürdeki Yüzeyi Bakara 2:104 ayeti, ilk bakışta Müslümanlara bir kel...

Safa, Merve ve Beyt 🌐

Resim
 🌐 Safa, Merve ve Beyt İbrahim’in İnşası: Beyt, Safâ, Merve ve Ateş Üzerine Kur’an Merkezli Temsili Bir Okuma 1. Merkez: İbrahim ve Beyt Kur’an’da İbrahim, “insanlar için kurulan ilk beyti” (Âl-i İmrân 3:96) inşa eden öncü bilinçtir. Bu beyt: Emniyet (güvenlik) sunar (Bakara 2:125) Sığınak işlevi görür Yönelimi (kıble) temsil eder Tevhid bilinciyle yaşayan toplumun merkezi olur 2. Coğrafya: Beyt, alçakta; Safâ ve Merve, yükseltilerde Kâbe, vadinin en düşük noktasında bulunur: yani merkez ama mütevazı ve sığınak. Safâ ve Merve, çevredeki doğal taş tepeleridir – yüksek, sağlam ve yeryüzüyle gökyüzü arasında metaforik köprü işlevi görürler. 3. İnşa Malzemesi: Safâ’dan Temel, Merve’den Ateş Safâ, “berraklık” ve “sağlam zemin” anlamıyla Kâbe’nin temeli olur: İbrahim, arınmışlıktan başlar; bir inşa için ilk gereken şey niyetin, yönün berrak olmasıdır. Merve, çakmak taşıdır: ateşin, kıvılcımın kaynağıdır: Gece çöker, insanı koruyan Beyt ısı ve ışık olmadan eksiktir. Bu nedenle Merve’den ...

DİN 2 💥 Dînü’l-Melik Ne Demek ?

Yusuf Suresi 76. ayet, bu konudaki en kritik ifadedir: > “Yusuf, kardeşini hükümdarın (melik) dinine/kanununa göre alıkoyamazdı; ancak Allah dilediği gibi hükmeder.” (Yusuf 12:76) Burada geçen ifade şudur: “mâ kâne li’ye’ḣuḏe ʾaḣāhu fî dîni’l-melik” Yani: “Melikin dini (kanunu/yasası) içinde kardeşini alıkoyamazdı.” --- “Dînü’l-Melik” Ne Demek? “Din” kelimesi Arapça’da sadece inanç anlamına gelmez. Aynı zamanda yasa, sistem, hüküm, otorite düzeni anlamına da gelir. Nitekim “yevmi’d-dîn” = hesap ve ceza günü, yani “hüküm günü”dür. “Melik” ise, Yusuf’un hizmet ettiği kraldır. Yusuf döneminde bu kral, Mısır’ın putperest veya geleneksel monarşik sisteminin yöneticisidir. Yani: > “Melik dini” = Mısır devletinin seküler/hukuki düzeni. --- Yusuf’un Yasa Tercihi Yusuf’un uyguladığı yöntem, Mısır kanunlarıyla değil, kardeşlerinin mensup olduğu İbrahimî gelenekten (yani Yakup ailesinin örfü) kaynaklanır. Nitekim Yusuf önce kardeşlerine sorar: > “Hırsızlık yapanın cezası nedir?” Onlar ce...

NUH KAÇ YIL YAŞADI ? 🔍

Resim
  🔍 NUH KAÇ YIL YAŞADI ? Nuh Nebi’nin Kavminin Arasında Kalma Süresi ve Uzun Ömür Vurgusu  Ankebut Suresi 14. ayette  şöyle geçer:  "Andolsun, Nuh’u kavmine gönderdik. O da onların arasında, bin yılın elli yılı eksiği kadar kaldı. Sonunda onları tufan yakaladı; çünkü onlar zalim kimselerdi." Şimdi bu ayetin içindeki sayı ve zaman kavramlarını kelime kelime inceleyelim: 1. (elfe) Bin demektir. Rakam olarak: 1000 2.(senetin) Yıl anlamına gelir. Genellikle zorluk ve çile ile geçen uzun yıllar için kullanılır. 3.(illâ) Hariç, dışında, eksik anlamındadır. Burada "istisna ediliyor" yani: "1000 yıl hariç 50 yıl" yani 1000 yıl - 50 yıl = 950 yıl 4. (hamsîne) Elli demektir. Rakam olarak: 50 5. (‘âmen) Bu da yıl anlamına gelir. Ancak genellikle refah, huzur içinde geçen yıl anlamında kullanılır. Kuran’da Hz. Nuh’un kavminin içinde geçirdiği süre şöyle ifade edilir:  “Andolsun, biz Nuh’u kavmine gönderdik. O, aralarında bin yıldan elli yıl eksik kaldı...”(Ankebut, 1...