Ekecekler Toprağa Seni 🌱



​Toprak Seni Saklamaz, Seni Ayıklar: Dirilişin Bilinci

​Dünya hayatı, çoğu zaman biriktirdiklerimiz, titizlikle inşa ettiğimiz kimliklerimiz ve arkasına saklandığımız kalabalıklarla geçer. Ölümü bir "son" olarak kodlayan modern zihin, toprağı da bir "örtü" sanır. Oysa toprak, insanın bittiği yer değil; hakikatinin filizlendiği, maskelerin düştüğü ve hesabın başladığı asıl tarladır.

​Peki, bizi neden toprağa koyuyorlar? Sadece biyolojik bir döngü için mi, yoksa ebedi bir kalkışın tohumu olmamız için mi?

​1. Toprak Bir Gizleyici Değil, Bir Aynadır

​Yaşarken pek çok sığınağımız vardır: "Herkes yapıyor" diyerek vicdanımızı susturur, geleneklerin gölgesine kaçar veya unvanlarımızın arkasına gizleniriz. Ancak Tarık Suresi’nin 9. ayeti bizi sarsıcı bir gerçekle yüzleştirir: “O gün sırlar açığa çıkar.”

​Toprak bedeni örtebilir ama niyeti asla. Hayatın gürültüsünde sakladığımız her şey, toprağın sessizliğinde en yüksek sesle konuşmaya başlar. Toprak insanı silmek için değil, içindeki cevheri (ya da tortuyu) ayıklamak için vardır.

​2. Neyin Okuru Oldun?

​Hayatımız boyunca binlerce sayfa çeviriyoruz: kitaplar, makaleler, sosyal medya paylaşımları, rivayetler... Fakat ahirette sorulacak asıl soru "Kaç kitap bitirdin?" değil, "Neyin okuru oldun?" sorusudur.

  • ​Kur’an’ın mı?
  • ​Yoksa Kur’an’ın önüne set çektiğin zihinlerin mi?

​Okumak tarafsız bir eylem değildir; okuduğun şey zamanla itaatini belirler. Eğer okuduğun kaynaklar seni hakikate değil de sadece başkalarının rızasına götürüyorsa, o okuma seni topraktan ayağa kaldıracak bir ışığa dönüşmez.

​3. İşitmek: Biyolojik Bir Eylemden Fazlası

​Kur’an’da işitmek, ses dalgalarının kulağa çarpması değildir. İşitmek, kalbi kabule açmaktır. Toprağa girdiğinde yanında götüreceğin tek "ses", dünyadayken hangi uyarıları duyup hangilerini susturduğundur. Ataların sesini Allah’ın kelamından daha yüksek duyanlar için toprak, büyük bir pişmanlığın kapısıdır.

​4. "Biz" Diye Yaşayıp "Ben" Diye Kalkmak

​Dünyada cemaatler, cemiyetler, partiler ve aileler içinde "biz" diyerek hareket etmek konforludur. Sorumluluğu çoğunluğa dağıtmak insanın yükünü hafifletir sanılır. Ancak Meryem Suresi, 95. ayet bu konforu yerle bir eder: “Her biri O’na tek başına gelecektir.”

​Toprakta ne ünvanın geçer, ne de "filan kişi öyle demişti" mazereti. Orada fiil tekildir. Seni toprağa cemaatle koyarlar ama seni oradan tek başına kaldırırlar.

​Sonuç: Hangi İlkeye Secde Ettin?

​Seni toprağa gömmeyecekler, seni ahirette kalkmak üzere ekecekler. Bir tohumun toprağın altındaki mücadelesi gibi, dünyadaki tercihlerimiz de ahiretteki "boyumuzu" belirleyecek.

​Kalk denildiğinde;

  • ​Dünyada neye yöneldiysen, elinden o tutacak.
  • ​Neyi putlaştırdıysan, o seni yüzüstü bırakacak.
  • ​Neye secde ettiysen, seni o ayağa kaldıracak.

​Bugün bir an durun ve kendinize sorun: Yarın o sessiz topraktan hangi bilinçle uyanacağım?


Seni, ahirette kalkmak için ekecekler toprağa…

Kalk denildiğinde
yalnız başına kalkacaksın;
arkanda cemaat,
önünde mazeret olmayacak.

Ve anlayacaksın:
hayattayken secde ettiğin her şey
orada seni ya ayağa kaldıracak
ya da yüzüstü bırakacak.


 UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Yorumlar

Öne çıkan Makaleler

Kurana göre Sevgi ile Aşk ❤

YASAK MEYVE ? 🍎

Habibullah demek ŞİRKTİR 📣