Bu Blogda Ara

ölçü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ölçü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Haziran 2025 Çarşamba

RAD SURESİ "geri çevirme, cevap verme"


1. Sûre adının anlamı ve teması: "Rad" (Geri Çevirme, Cevap Verme)

  • Sûrenin adı “Rad” (Geri Çevirme, İbretle Cevap Verme) anlamına gelir. Bu, Allah’ın ayetlere ve peygamberin çağrısına verilen inkarcı tepkilere karşı, Allah’ın kudretiyle “geri çevirmesi” veya “cevap vermesi”dir.

  • Sûre, özellikle inkarcıların Allah’ın azabından kaçamayacağını güçlü bir şekilde vurgular.

  • Rad kelimesi ve gök gürültüsü:

    • Kur’an’da özellikle Rad Suresi 13:13. ayette şöyle geçer:

    "Ve göklerden yıldırımlar çakar, onu (gök gürültüsünü) Allah dilerse korkutmak için yapar. Melekler ondan Allah'a dua ederler ve onlar da korkarlar."

    Burada “rad” kelimesi “gök gürültüsü” anlamında kullanılmıştır.


    Yani:

    • "Rad" kelimesi hem genel anlamda "geri çevirme, cevap verme" hem de doğrudan “gök gürültüsü” anlamına gelir.

    • Rad Suresi adını, içinde geçen ve gök gürültüsünü temsil eden bu “rad” kelimesinden alır.

    2. Allah’ın kudreti ve denge (Mizan) kavramı (13:8-9)

  • “Allah her şeyi hakkıyla bilir; yerin derinliklerinde ve göklerin yüksekliklerinde olanları bilir...”

  • “Allah’ın hükmü, emri yerine getirilir. Onun izni olmadan kim şefa’at edebilir?”

  • Burada, Allah’ın ilmi ve kudreti sınır tanımaz. “Mizan” yani “ölçü” ve “denge” kavramı Kur’an’da Allah’ın evrendeki düzenini vurgular (bkz. 13:8).

  • Evrenin düzeni, insan hayatının adaleti ve ilahi hüküm burada bağlanır.

3. İmanın kalp ve ruhla olan bağlantısı (13:28)

  • “Onların kalpleri, Allah’ı anmakla huzura erer.”

  • Burada kalp ve ruhun huzuru, sadece maddi değil manevi bir bağlılıkla gerçekleşir. Kuran’da bu, iman ve Allah’ı anma (zikr) ile doğrudan ilişkilidir.

  • İnsan psikolojisine ve iç dünyaya ışık tutan çok ince bir tespittir.

4. İns ve cin yani herkesin yaratılışının farklılığı (13:16)

  • “O, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri yaratandır. Bize, yaratmanın delilleri göstermek için, kullarından birini gönderir.”

  • Tüm toplumların  farklı yaratılması, hem dünyada çeşitliliği hem de ilahi mesajın bütün insanlığa ulaştırılmasını ifade eder.

5. İnkar edenlerin akıbeti (13:25)

  • “İnkar edenlerin işledikleri günahlar, üzerlerine toplanacak ve onlara zincirler vurulacak...”

  • Bu ayetlerde ceza, zincir, cehennem gibi tasvirler, Kur’an’ın ahiret inancındaki adalet ve sorumluluk kavramını güçlendirir.

  • Ceza, sadece fiziksel değil, psikolojik ve ruhsal boyutta da güçlü bir şekilde aktarılır.

6. İlahi kudret ve kader (13:11)

  • “Allah her kim için bir yol tayin etmiştir. İçlerinden bazıları doğru yola yönelir, bazıları sapar.”

  • Burada kader ve insan iradesinin dengesi üzerinde durulur. Kader belirleyici, ama insan tercihi ve iradesi de önemlidir.

7. Sûrede güçlü bir şekilde tevhid (Allah’ın birliği) vurgusu (13:16)

  • “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur.”

  • Tevhid inancı Kur’an’ın temelidir. Rad Suresi’nde bu vurgu, hem evrenin düzeni hem de ahiretteki hesapla iç içe geçmiştir.


Özetle Rad Suresi’nin Kur’an’a dayalı şaşırtıcı özellikleri:

  • Evrenin bütünlüğü ve Allah’ın mutlak bilgisi

  • Kalbin iman ve zikr ile huzur bulması

  • İnsan, cin ve peygamberlik mesajının evrenselliği

  • Ahiret adaleti ve ceza mekanizmasının derinliği

  • Kader ve insan iradesi arasındaki ince denge

  • Kur’an’ın temel tevhid vurgusunun güçlü biçimde yer alması


16 Haziran 2025 Pazartesi

TALAK SURESİ "evlilik sonrası hukuk" 🧭



🌌 Talâk Suresi: Zihin Açan Bir Perspektif

Talâk Suresi ilk bakışta “boşanma kuralları” içeriyor gibi görünür; ama yüzeyin altına indiğimizde bu sure, “hayatın dağılma anlarında ilahî dengeyi nasıl koruyacağımızı” öğreten bir bilinç manifestosudur. Gel, birkaç katmanda şaşır:


🔹 1. Boşanma mı dedin? Hayır, bu "bilincin çözülme anı"!

"Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız zaman, onları iddet süreleri içinde boşayın..." (65:1)

Bu ayet aslında sadece evliliğin değil, her türlü ilişkinin, bağın ve bağlanmanın çözülme sürecinin de nasıl “fıtrî ölçüyle” yapılacağını anlatır.

  • İddet süresi = Bilincin kendini toparlama süresi

  • Boşanmayı ilân etme = Kararın zamana yayılması, fevrilikten arındırılması

  • Kadını evinden çıkarmama = Bağların hemen koparılmaması, sürecin “şahitliğe” açık şekilde yaşanması

Bu, her “yıkım anının” bir “arınma ve yeniden yapılanma” fırsatı olduğunu hatırlatır.


🔹 2. Takva: Her çözülüşte yol gösteren pusula

“Kim Allah’tan korkarsa (takvalı davranırsa), Allah ona bir çıkış yolu gösterir.” (65:2)

🔍 Şaşırtıcı nokta şu:
Boşanma süreci, aslında insanın içsel bir karanlıktan (dağılma, terk edilme, kaybolma) “ışıklı bir çıkış kapısı” bulma çabasıdır.

  • “Çıkış yolu” (مَخْرَجًا) kelimesi, Kur’an’da karanlık bir labirentten kurtuluş anlamında geçer.

  • Takva ise, sadece günahlardan sakınmak değil, her şartta ilahî dengeyi gözetme yetisidir.

Yani: Talâk Suresi, “dağılma anlarında bile nasıl ayakta kalınacağını” gösteren bir ruhsal navigasyondur.


🔹 3. Rızık mı? Evrenin ilahî matematiği!

“Ve onu (takvalıyı) ummadığı yerden rızıklandırır…” (65:3)

Burada şaşırtıcı olan şu:
"Boşanma" gibi sarsıcı bir temanın ortasında, neden “rızık” ve “Allah’a tevekkül” vurgusu yapılır?

Çünkü Kur’an şunu der:

“Her dağılma bir korku üretir; bu korkunun panzehiri, 'tevekkül' ve 'beklenmeyen yerden gelen rızık' bilgeliğidir.”

Yani:

“Sen çözülme sürecinde sabırlı ve dengeli kalırsan, evren sana bambaşka kapılar açar.”


🔹 4. Talâk = Tefekkür Alanı:

Surenin sonunda gelen “Yedi kat gök, yeryüzü ve onların içindekiler” vurgusu (65:12), konudan tamamen kopukmuş gibi görünse de aslında şöyle der:

“Her şey ölçüyle yaratıldı. Dağılmalar da, birleşmeler de…”

Kur’an, “Talâk” gibi duygusal/kişisel bir konuda bile, evrenin kozmik düzenini hatırlatarak, her insan ilişkisini "kâinatsal bir denge" içinde değerlendirmen gerektiğini fısıldar.


🔹 5. İçsel Boşanma:

Bu sure sadece bir eşten değil;

  • Sahte benlikten

  • Eski düşünce kalıplarından

  • Acı veren ama vazgeçilemeyen alışkanlıklardan
    "boşanmayı" da temsil eder.

Her terk, bir arınmadır.
Her arınma, bir doğuş.
Talâk Suresi, “hayatın seni dağıttığı yerde nasıl yeniden toplanacağını” öğretir.


🧭 Özetle:

Talâk Suresi, sadece "evlilik sonrası hukuk" değil, "çöküş anında ilahî dengeyi koruma" rehberidir.


13 Haziran 2025 Cuma

MUTAFFİFİN SURESİ "Ölçüleriyle Oynayanlar"




🌌 Mutaffifîn Suresi: Ölçüleriyle Oynayanlar, Zihinleriyle de Oynar mı?
(Mutaffifîn Suresi, 83. sure — “Tartıyı eksik yapanlar” üzerine)


😲 Şaşırtıcı Yorum 1:

“Mutaffifîn” sadece ticarette değil, hakikatte de hile yapanlar olabilir mi?

وَيْلٌ لِلْمُطَفِّفِينَ
"Yazıklar olsun ölçü ve tartıda hile yapanlara!" (83:1)

Buradaki "mutaffifîn", yalnızca fiziksel alışverişte tartıyı eksik yapan değil, anlam tartılarında, hakikat ölçülerinde, adalet terazisinde hile yapanlara da işaret eder olabilir.

🔎 Yani bu sure, sadece pazarcıya değil:

  • İnsanlara sevgisini eksik verenlere

  • Kendine fazla, başkasına az hak görenlere

  • Kendi lehine her şeyi “ağır”, başkasına gelince “hafif” tartanlara da sesleniyor.


🔁 Şaşırtıcı Yorum 2:

Ölçü tartıyı bozanlar, zamanın terazisini de bozar mı?

الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
"İnsanlardan kendilerine bir şey ölçüp alacak olsalar, tam alırlar." (83:2)

وَإِذَا كَالُوهُمْ أَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
"Fakat onlara ölçüp verdiklerinde eksik verirler." (83:3)

Bu insanlar yalnızca malları eksiltmiyor.
⚖️ Zamanı, adaleti, hatta ilahi dengeyi bozuyor.
Çünkü hak ölçüsü bozulursa,

"Yarın" artık doğru tartılmaz.


🔍 Şaşırtıcı Yorum 3:

“Kitâbü’l-füccâr” dijital çağın veritabanı mı?

كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ
"Hayır! Günahkârların kitabı Sijjîn’dedir." (83:7)

Sijjîn: Kökü “hapsetmek” demek.
Sanki tüm günah verileri kara bir sisteme kilitlenmiş gibi.
Modern çağda bu ayet şöyle yankılanıyor olabilir:

📁 “Sijjîn” = İlahi veritabanında,

  • vicdan manipülasyonları,

  • ölçü çarpıtmaları,

  • bilgiyle hile yapanlar,
    tutuluyor.

Bir gün dosya açılacak.
Ve sadece ne aldığın değil,
ne eksilttiğin de sorulacak.


✨ Şaşırtıcı Yorum 4:

“Abrâr” sadece iyi insanlar mı? Yoksa teraziyi doğru kuranlar mı?

كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْأَبْرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
"Hayır! İyilerin kitabı ise İlliyyûn’dadır." (83:18)

İlliyyûn: Yüksekler, zirve kayıtlar…
Burada “ebrâr” denen grup sadece iyilik yapan değil:
🧭 Ölçüleri doğru kuran, teraziyi eğmeyen, hakikatin ağırlığını çarpıtmayan kişiler olabilir.

💡 İlginç olan: “İlliyyûn” ile “Sijjîn” arasında dijital çağın ahlakı gibi bir uçurum var:

  • Hileli yazılımlar vs. şeffaf veriler

  • Manipülasyon algoritmaları vs. adil bilgi paylaşımı


🧪 Şaşırtıcı Yorum 5:

Kıyamet günü, “mahkeme salonu” değil, “ölçü odası” mı?

Sure boyunca geçen imgeler, tartı, ölçü, kitap, kadeh, terazi, bakış, gözleme
Tümü hassaslık, denge, değer etrafında dönüyor.

🔬 Kıyamet sahnesi bir mahkeme gibi değil, sanki bir labaratuvar gibi:
Her şey mikron hassasiyetle ölçülüyor.


☕ Şaşırtıcı Yorum 6:

Cennet ehline içirilen “mektûm kadeh” nedir?

يُسْقَوْنَ مِن رَّحِيقٍ مَّخْتُومٍ – خِتَامُهُ مِسْكٌ
"Onlara mühürlü, saf bir içkiden sunulur. Sonu misktir." (83:25-26)

Bu kadeh:

  • Ne içeriği belli,

  • Ne de ne zaman açılacağı.

Ama son tadı misk gibi.

Belki de bu hayatın acılı kadehlerinden sonra,
hakikate sadık kalanlara,
mükâfat ağır bir sabırın sonunda gelen hafif bir tattır.


🎭 Şaşırtıcı Yorum 7:

Bugün alay edilenler, yarın gülenler mi?

إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ (83:29)
"Suçlular, iman edenlerle alay ederdi."

فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ (83:34)
"Ama bugün iman edenler, inkârcılara gülmektedir."

Bu iki ayet arasında:
🎬 Bir dramın komediye dönüşü var.
Zamanı eğip bükenler, bir gün eğrilmiş zamanın içinde eğlence konusu olacaklar.


🔚 Özetle:

Mutaffifîn Suresi, sadece eksik tartanlara değil,

  • eksik sevenlere,

  • eksik yargılayanlara,

  • eksik anlam yükleyenlere,

  • hakikati eksiltenlere de bir uyarıdır.

Çünkü terazi haktır.
Ve bir gün her ölçü, mutlak hakikat terazisinde yeniden tartılacaktır. ⚖️


ALA SURESİ " ayağını yere basarak yükselmek"



    Bu sure “yüce olanı” anlatıyor ama yerden başlıyor.
    Çünkü Kur’an’da yücelik, ayağını yere basarak yükselmektir.

    🌌 A’lâ Suresi: Yüceliğin Ardında Gizlenen Tersyüz

    🎯 “Rabbinin adını tesbih et — O ki, yarattı ve düzenledi…” (87:1–2)

    “A’lâ” = en yüce.
    Ama bu sure “en yüce” olanın, en aşağıdan nasıl bir dönüşümle görünür kılındığını anlatıyor olabilir mi?


    1. Yaratmak değil, “takdîr etmek” esas!

    خَلَقَ فَسَوَّىٰ
    “Yarattı, sonra ölçü koydu/düzenledi.”

    Kelime: سَوَّىٰ (sevvâ) → düzlemek, simetrileştirmek, hizaya koymak.
    Yani kaotik bir yaratım değil; harmonize bir varoluş anlatılıyor.

    ⤷ Tıpkı kainat gibi.
    ⤷ Tıpkı bilinç gibi.


    2. “O, otlağı çıkarır… sonra onu kapkara bir çerçöpe çevirir.” (87:4–5)

    Bu ayet çoğu kez doğanın döngüsü gibi okunur.
    Ama bir de şöyle düşün:

    “Bilgi” otlak gibidir.
    Herkes için yeşildir.
    Ama sindirilmeden alınan bilgi, çöp olur.
    Kararmış ve ölü hale gelir.

    Bu yüzden belki de A’lâ olanın adını tesbih etmek gerekir:
    Çünkü sadece yüksek bilgi değil, yükselten bilgi önemlidir.


    3. “Sana okutacağız, unutmuyorsun.” (87:6)

    İlginçtir: fiil olumsuz değil, olumsuzlanamıyor.

    Burada geçen ifade:
    لَا تَنسَىٰUnutmayacaksın.

    Ama hemen ardından gelen istisna:

    “Ancak Allah dilerse başka.”
    Yani hafızaya bile bir sınır var.

    Kutsallık sabit değildir.
    ⤷ Vahiy bile kalıcılık garantisi vermez — eğer sen onu yaşamıyorsan.


    4. “Zikr edecektir; kim korkarsa.” (87:10)

    Bu ayette geçen:
    سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ

    Burada şaşırtıcı olan şu:

    “Zikr” → hatırlamak, anımsamak.
    Yani vahiy yeni bir şey söylemez,
    Unutulanı hatırlatır.

    Ama sadece korkan, yani derin bir bilinç geliştiren anlar.

    ⤷ Bu, Kur’an’ın kendisini nasıl tanımladığını gösterir:

    Vahiy bir “bilgi verme” değil, kendini tanıma çağrısıdır.


    5. “Ahireti ister ve arınırsa kurtulur.” (87:14–15)

    Peki nasıl bir arınma?

    Ayet: وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّىٰ
    “Rabbinin ismini zikreder ve salât ederse…”

    Buradaki “salât” ibadet değil sadece.

    “Bağ kurmak” – “duruş sergilemek” – “gönülden yönelmek”

    Yani:

    Hatırlamakbağ kurmakarınmakkurtuluş.

    Bu bir bilinç zinciri.


    6. 🔁 “Siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz…” (87:16)

    Ama hemen ardından gelen tersleme müthiş:

    وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
    “Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.”

    ⤷ Burada “ahiret”in sadece öteki dünya değil,
    “sonuç bilinci” olduğu düşünülebilir.

    Geçici olanı değil, kalıcı etkisi olanı seçmek…

    Bu da A’lâ suretine giden yol.


    🧠 SONUÇ: A’lâ = En Yüceye Çıkış, En Derinle Başlar

    👇 En alt: toprak, çerçöp, unutkanlık, korku

    👆 En üst: tesbih, ölçü, hatırlama, bağ kurma

    Bu sure “yüce olanı” anlatıyor ama yerden başlıyor.
    Çünkü Kur’an’da yücelik, ayağını yere basarak yükselmektir.


    UYARI / HATIRLATMA


    Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

    Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

    Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

    Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

    8 Haziran 2025 Pazar

    Allahı gereği gibi takdir etmek ?

    UYARI / HATIRLATMA


    Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

    Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

    Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

    Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz