Kayıtlar

marut etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

HARUT ve MARUT’un Uyarısı 🔎

Resim
🔎 HÂRÛT ve MÂRÛT’un Uyarısı Modern Dünyada “Sihir”: Hakikati Örten Bilginin Kötüye Kullanımı Kur’an’da yalnızca Bakara Suresi 102. ayette geçen Hârût ve Mârût kıssası, tarih boyunca efsane ve mitolojiye teslim edilerek özünden koparılmıştır. Oysa bu ayet, bilginin kötüye kullanımı, hakikatin çarpıtılması ve bireyin iradesine müdahale gibi evrensel meselelere işaret eden derin bir sembolizmi içerir. 📖 AYET: Bakara 2:102 “Süleyman kâfir olmadı; fakat şeytanlar kâfir oldular. Onlar insanlara sihri ve Bâbil’deki Hârût ve Mârût adlı iki [melek/krala] indirilen bilgiyi öğretiyorlardı. Oysa o ikisi, ‘Biz sadece bir fitneyiz, sakın inkâr etme!’ demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmezlerdi. Sonra insanlar onlardan, karı-koca arasını ayıracak şeyleri öğreniyorlardı. Allah’ın izni olmadıkça, onunla kimseye zarar veremezlerdi. Onlar kendilerine zarar verecek, fayda sağlamayacak olanı öğreniyorlardı...” (Bakara, 2:102) 🧩 HÂRÛT ve MÂRÛT Kimdir? Klasik kaynaklarda yer alan “meleklerin ...

Modern Zihin Büyüsü: Hârût ve Mârût Kıssasının Çağdaş Yorumu 🧠

🧠 Modern Zihin Büyüsü: Hârût ve Mârût Kıssasının Çağdaş Yorumu Kur’an’da Hârût ve Mârût isimleri yalnızca Bakara Suresi’nin 102. ayetinde geçer. Bu ayette sihir, şeytanî bir bilgi türü olarak nitelenir ve süreç içinde Hârût ve Mârût isimli iki meleğin, insanları imtihan eden birer uyarıcı olarak sihirle ilgili bilgi verdikleri anlatılır. Ancak bu bilgi mutlak anlamda bir öğretim değil, insanların tercihini ortaya çıkaran bir fitne unsuru (imtihan aracı) niteliğindedir. "Biz sadece bir fitneyiz, sakın inkâr etme!" diyerek önce uyarıda bulunurlar. Kur’an’da sihir, yalnızca fiziksel büyü ya da gözbağcılığından ibaret değildir. Daha kapsamlı bir anlam dünyasında, hakikatin üstünü örten, insanı Allah’tan uzaklaştıran, algısını bozan ve bireyin bilinçli tercihini dumura uğratan her türlü bilgi ve ideolojik sistem de sihir olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda Hârût ve Mârût, sadece tarihsel iki melek figürü değil; hakikate erişme sürecinde insanlığın karşılaştığı etik ve bilişse...