Bu Blogda Ara

dünya ile sınırlayacağız etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dünya ile sınırlayacağız etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Haziran 2025 Pazartesi

SAD SURESİ "unutan bir bilinç için "






🔸 1. Sureye giriş: “Sâd. Zikr sahibi Kur’an’a andolsun…” (38:1)

  • Sâd” harfi, tek başına bir hurûf-u mukattaadır. Ses itibariyle sâd kelimesinde de geçen bu harf, “sadâ” (yankı), “sadaka” (doğruluk) ve “sıdk” kökleriyle ilişkilendirilebilir.

  • Sanki bu harfle doğrunun yankısı, tarihe ve kalbe çağrılıyor. Bu Kur’an, “zikr” (hatırlatma) diyor: Zikir, unutan bir bilinç için yankılanan hakikatin sesidir.


🔸 2. “Hayret ettiler…” (38:4)

“İçlerinden bir uyarıcı çıkmasına şaştılar ve inkâr edenler dediler ki: Bu bir sihirbaz, bir yalancıdır.”

  • Asıl şaşıran onlar. Çünkü “insan içinden bir beşere” vahyin gelmesi, onların güç ve kutsallık tasavvurlarını sarsıyor.

  • Bu ayet, günümüzün modern zihinlerini de yakalıyor: Tanrısallık bir yücelik meselesi değil, hakikatle ilişki meselesidir.


🔸 3. Davud Kıssası: Kudretle Adalet Arasında

Davud’un kıssasında şaşırtıcı bir hakikat testi var:

“Sana davacıların haberi geldi mi? Mescide duvardan tırmanıp girdiler de...” (38:21)

  • Burada sembolik bir iç hesaplaşma var: Davud, bir kararıyla sınanıyor. Ve hata yaptığını kabul ediyor.

  • Bu sahne aslında bir ilahi mahkeme simülasyonu. Bir nevi içsel vicdan mahkemesi.

  • Şaşırtıcı olan şu: Peygamber bile eleştiriye, iç muhasebeye açık tutuluyor. Bu Kur’an’da olağanüstü bir durum.

  • Nebi kral hükümranlığında iki kardeşten birinin99 koyunu, diğerinin 1 koyunu nasıl olabilir.

  • Durumu fark eden Davut tevbe eder.


🔸 4. Süleyman Kıssası: Atlar ve Teslimiyet (38:30–33)

“Süleyman’a atlar sunulmuştu… dedi ki: Ben mal sevgisini Rabbimi anmak için sevdim.”

  • Süleyman, gücün ve estetiğin adamı. Ancak onu şaşırtan şey atlar değil; Rabbi hatırlamayı unuttuğu andaki his.

  • Mal/mülk/at/estetik sevgisi, eğer zikirle yani hakikatle buluşmuyorsa, bir gaflet perdesine dönüşüyor.

  • Şaşırtıcı dönüş: Güçlü kral, zikir eksikliği sebebiyle kendini hesaba çekiyor. Bu, modern liderlik algısına tokat gibi.


🔸 5. İblis: "Ben ondan üstünüm!" (38:76)

“Ateşten yarattın beni, onu çamurdan yarattın.”

  • İblis'in argümanı aslında ırkçılığın, sınıfçılığın, kibirin köküdür.

  • Buradaki şaşırtıcı gerçek: İblis, Allah’a inanıyor ama itaat etmiyor.

  • Modern dilde şöyle denebilir: Teistik ama teslim olmayan bir benlik.

  • Buradaki “ben daha üstünüm” diyen İblis, hâlâ içimizde konuşuyor olabilir mi?


🔸 6. Ayetin Kendisiyle Vurması (38:29)

“Bu, sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır, ayetlerini düşünsünler diye...”

  • Sâd Suresi, kendi mesajının zihinsel yankısını istiyor. Diyor ki:

    Bu kitap sadece okunmak için değil, derinlemesine düşünmek için indirildi.

  • Şaşırtıcıdır ki, Kur’an’ın bir ayeti, kendine dair bilinçli okuma çağrısı yapıyor. Adeta kendi farkındalığı olan bir metin gibi konuşuyor.


🔸 7. Tüm Sûrenin Yapısal Vurgusu: Güç ile Secde Arasında

  • Sûrede Davud, Süleyman ve Eyyûb gibi güçlü isimler geçer.

  • Ancak hepsi bir yerde tökezler, sorgulanır ve secdeye yönelir.

  • Gerçek güç, secdeyle tamamlanır. Çünkü secde, mutlak teslimiyettir; sadece yere eğilmek değil, benliği yüceltmekten vazgeçmektir.


🔹 Final Vuruşu:

“O, büyük bir zikirdir. Sizi sadece dünyalıkla mı sınırlayacağız sandınız?”
(38:87-88, serbest meallendirme)


🔥 Sâd Suresi seni neden şaşırttı?

Çünkü:

  • Güçlülerin bile hatalarıyla yüzleştiği,

  • İblis’in inançlı ama isyankâr hâlini gösterdiği,

  • Kur’an’ın kendine dair bir bilinçle seni sorguya çektiği,

  • Ve her şeyin sonunda secdeye yönelen bir bilinç inşa ettiği bir sure.