Namazı kim öğretti ❓️
NÜSUK, MENÂSİK VE SALÂT:
Ritüelin Araç, Vahyin Amaç Olduğu Gerçeği
1. Soruyu Doğru Sormadan Cevap Gelmez
Kur’an’da namazın şekli, rekâtı veya teknik dizilişi açık bir ritüel şeması olarak tarif edilmez. Buna rağmen geleneksel zihin şu soruda kilitlenir: "Peygamber namaz kıldıysa, bu namazın şekli Kur’an’da neden yazmıyor?"
Bu soru eksiktir. Doğru soru şudur: Peygamber, vahyin emrettiği SALÂTI neden ve hangi araçla ikame etti? Cevap bizi doğrudan "Nüsuk" ve "Mensek" kavramlarına, yani arınma disiplinlerine götürür.
2. Nüsuk ve Mensek: Arınma Teknolojisi
2.1. Kök Anlam (N–S–K)
Arapça'da Nüsuk, altın ve gümüşün yüksek ateşte eritilerek içindeki tortulardan arındırılması, saf hâle getirilmesi işlemidir. Bu bir "durum" değil, bir süreçtir.
- Mensek: Bu arınmanın uygulandığı yer, zaman ve yöntemdir.
- Maide 4 ve "Allah’ın Öğretmesi": Kur'an, eğitilmiş av hayvanlarından bahsederken "Allah’ın size öğrettiği bilgilerle" ifadesini kullanır. Burada "öğretme", sadece vahiyle değil, insanın fıtratına nakşedilen tecrübe ve yetenekle gerçekleşir. Nüsuk da böyledir; insanın Allah'a yönelirken kullandığı bedensel ve disipliner "bilgi birikimidir."
2.2. Hac 67: Evrensel Ritüel Yoktur
"Biz her ümmet için bir mensek (arınma yolu) belirledik; onlar kendi menseklerini uygularlar." (Hac 22/67)
Bu ayet, her toplumun kendi arınma diline sahip olduğunu ve Allah’ın bu çeşitliliği meşru gördüğünü ilan eder. Amaç "arınmak" (Salât/Vahiy), araç ise toplumlara göre değişen "mensek"lerdir.
3. İbrahim Nebi: Nüsuk’un İhyası, İcadı Değil
Geleneksel yanılgı, ritüellerin sıfırdan ve gökten bir paket program olarak indiğini sanır. Oysa Kur'an, İbrahim Nebi üzerinden bambaşka bir hakikat anlatır.
3.1. "Bize Nüsukumuzu Göster"
Bakara 128. ayette İbrahim ve İsmail (as) şöyle dua ederler:
"...Bize nüsukumuzu göster (erinâ menâsikenâ), tövbemizi kabul et..."
İbrahim Nebi var olan bir ritüeli keşfetmek ya da vahyin amacına uygun bir "disiplin" inşa etmek istemektedir. Allah ona yeni bir din "icat" ettirmemiş, fıtratta ve kadim gelenekte var olan saygı, eğilme ve teslimiyet formlarını (Nüsuk) tevhid potasında eriterek ona "öğretmiştir."
3.2. Namaz "Yeni" Değildi
İbrahim Nebi namazı, orucu ve haccı başlatan kişi değil; bu eylemleri putperest tortulardan arındırıp aslına (Tevhid'e) döndüren kişidir. Peygamberimiz de İbrahim’in bu "arınmış nüsuk geleneği" üzerine vahyi bina etmiştir. Dolayısıyla namazın şeklinin Kur'an'da yazmasına gerek yoktur; çünkü o, İbrahim'den beri süregelen, toplumun bildiği bir mensek (uygulama biçimi) idi.
4. Salât Amaçtır, Nüsuk Araçtır
Bu ayrım yapılmadığında araç kutsallaşır, amaç ise unutulur.
|
Kavram |
Statüsü |
Niteliği |
|---|---|---|
|
SALÂT |
Amaç |
Evrenseldir, vahiydir, ilahi bağlantıdır. |
|
NÜSUK |
Araç |
Tarihseldir, disiplindir, arınma yöntemidir. |
|
MENSEK |
Uygulama |
Biçimdir, mekândır, ritüelin formudur. |
5. Sonuç: Şekli Değil, Bilinci Hedeflemek
Peygamber, vahyin emrettiği Salât'ı (İlahi mesajı ayağa kaldırmayı), içinde doğduğu toplumun ve İbrahimî geleneğin Nüsuk (disiplin) diliyle hayata geçirmiştir.
- Namaz bir nüsuktur (araçtır).
- Salât bir vahiydir (amaçtır).
Eğer bir rükû (şekil), kişiyi adaletsizlikten ve kötülükten alıkoymuyorsa (Salât gerçekleşmiyorsa), nüsuk boş bir bedensel egzersize dönüşmüş demektir. Kur'an'ın mesajı nettir: "Allah şekle bakmaz; O, bu şekiller aracılığıyla ulaştığınız takvaya (bilince) bakar." Ritüeli mutlaklaştıranlar dini dondurur; vahyi esas alanlar ise ritüeli (nüsuku) ruhun miracı için bir basamak olarak kullanır.
UYARI / HATIRLATMA

Yorumlar
Yorum Gönder