Kayıtlar

yeryüzü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

RUM SURESİ "yeni bir inşa" 🔥

Resim
🔥 1. "En yakın yerde yenildiler" (30:3): İçimizdeki Savaş غُلِبَتِ الرُّومُ فِي أَدْنَى الْأَرْضِ "Rûmlar en yakın yerde yenildiler." “En yakın yer” sadece coğrafi değil, psikolojik bir zemindir. İçsel yenilgilerimizin cereyan ettiği "yakın alanlar": kalp, vicdan, zihin. Rûm’un yenilgisi , insanın umutlarının yerle bir olduğu bir anı temsil eder. Fakat hemen ardından gelen müjde, çöküşten doğan yeni bir inşa sürecini haber verir. 🌱 2. "Yeryüzünde dolaşmazlar mı?" (30:9): Tarih Geçmiş Değil, Aynadır أَوَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ “Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı...” Kur’an, tarihî olaylara bir “arşiv” gibi değil, bir ayna gibi bakar. Bu ayet, tarihin satırlarında değil, yeryüzünün toprağında kazılı anlamlar olduğunu hatırlatır. Gezmek, sadece turistik bir faaliyet değil; hikmet toplamak için bir kazıdır . ⏳ 3. “Allah hayatı ölümden, ölümü hayattan çıkarır.” (30:19): Döngü Değil Diriliş يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ...

MUHAMMED SURESİ "işler”i boşa çıkaran tek sure"

Resim
🌪️ 1. Kur’an’da “âmâl = işler”i boşa çıkaran tek sure: “O inkâr edenlerin işlerini Allah boşa çıkarmıştır.” (Muhammed 47:1) Bu, Kur’an’da çok nadir geçen bir ifade tarzıdır. Genellikle “günahkârlar cezalandırılır” şeklinde geçer. Ama burada doğrudan "amellerin iptali" (أَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ) vurgusu vardır. Bu şu demektir: İnsanın yaptığı iyi işler bile, niyet ve bilinç yozlaşmışsa sıfırlanabilir.   🧠 2. Bilgi ile eylem arasında bağ kuran ayet: “Onlar Kur’an üzerinde hiç düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerine kilit mi vurulmuş?” (Muhammed 47:24) Kur’an’da “kalplerin mühürlenmesi” çok yerde geçer, ama burada ilk defa bu doğrudan Kur’an'ı düşünmemekle bağlantılıdır. Bu ayet, düşünmeyen bir toplumun sadece iman değil, vicdan ve akıl işlevlerinin de kilitlendiğini söyler. 🧬 3. Yeryüzünde bozgunculuk ifadesinin “iman” eksenli tanımı: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” (47:22) Buradaki “bozgunculuk” sadece maddî anarşi değil. Ayet bağlamında ...

Sarsılmakla Başlar: Zilzal’de Hakikatin Depremi"

Resim
  Zilzâl Suresi genellikle kıyametin dehşetiyle ilişkilendirilir. Ama öyle görünmüyor.  --- زِلْزَالَهَا – “O sarsıntısını” 1. اِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا "Yeryüzü, kendi sarsıntısıyla sarsıldığında..." Bu “sarsıntı” yalnızca fiziksel bir deprem olmayabilir. "Zilzâl", içsel bir silkinişi, zihinsel bir altüst oluşu, bütün yerleşik kabullerin yıkılmasını da temsil edebilir. Yeryüzü, insanın zihinsel evreni olabilir. “Kendi sarsıntısı” ifadesi, her bireyin kendi hakikatiyle yüzleştiği özgün, kişisel bir kıyameti işaret eder. --- أَثْقَالَهَا – “Yüklerini dışa vurduğunda”  2. وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا “Ve yer, ağırlıklarını dışarı çıkardığında…” İçeride birikmiş olan her şey artık bastırılamaz: Vicdan, hafıza, bastırılmış hakikatler… Toplumun ya da bireyin bastırdığı ne varsa “yüzeye” çıkar. Yer (arz), sadece toprak değil; kişinin benliği, kalbi ya da kolektif bilinçaltı da olabilir. --- مَا لَهَا؟ – “Nesi var bunun?”  3. وَقَالَ الْإِنسَانُ مَا لَ...