Kayıtlar

zenginlik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ZUHRUF SURESİ "altına, ziynete, süse tapınma"

Resim
Zuhruf Suresi, altın anlamına gelen ismiyle bile şaşırtmaya başlar. Çünkü bu surede en çok eleştirilen şey tam da bu: altına, ziynete, süse tapınma . Şimdi suredeki bazı ayetlere “şaşırtıcı” bir gözle bakalım: 🌟1. Altınla kandırılmış Firavun halkı (43:51-54) فَنَادَىٰ فِرْعَوْنُ فِى قَوْمِهِ قَالَ يَٰقَوْمِ أَلَيْسَ لِى مُلْكُ مِصْرَ وَهَٰذِهِ ٱلْأَنْهَٰرُ تَجْرِى مِن تَحْتِىٓ ۖ أَفَلَا تُبْصِرُونَ Firavun halkına bağırdı: “Ey kavmim! Mısır’ın hükümranlığı bana ait değil mi? Şu nehirler ayaklarımın altından akmıyor mu? Görmüyor musunuz?!” Şaşırtıcı tarafı: Firavun altın , su ve mülk üzerinden insanları büyülüyor. Onlar ise vahiy getiren Musa’ya değil, altın getiren zalime inanıyorlar. Bugün de insanları yönetenlerin temel sermayesi ne? Parıltı. 🏛️2. Peygamberlerin seçilme kriteri: Zenginlik mi olmalıydı? (43:31) وَقَالُوا لَوْلَا نُزِّلَ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانُ عَلَىٰ رَجُلٍۢ مِّنَ ٱلْقَرْيَتَيْنِ عَظِيمٍ Dediler ki: "Bu Kur’an, şu iki şehirden (Mekke ya da Taif) b...

VAKIA SURESİ "zenginlik-tokat ilişkisi"

Resim
Vakıa Suresi Kur’an’daki “gerçeklik çarpması” surelerinden biridir. Özellikle ölüm sonrası hakikatin kesinliğini , dünya hayatının kırılgan mizansenini ve zenginlik-tokat ilişkisini afallatıcı şekilde verir.  🌑 1. “Gerçekleştiğinde hiç kimse onun yalan olduğunu söyleyemeyecek” (56:2) Bu ayetle sure başlıyor. Yani Kur’an, henüz “ne olduğu” söylenmeyen bir vakıanın öylesine sarsıcı olduğunu söylüyor ki, hiç kimse onun yalan olduğunu iddia edemeyecek . ➤ Bu, kıyametin “zihinsel inkârı bile mümkün olmayan bir hakikat” olduğuna işaret. ➤ Gerçek öyle çıplak, öyle yakıcı ki artık inanç veya inançsızlık anlamını yitiriyor. 🧭 2. Üçlü Ayrım: Sağcılar – Solcular – Önde Gidenler (56:7–11) İnsanlık 3 sınıfa ayrılıyor: Ashabü’l-Meymene: Sağcılar (iyiler) Ashabü’l-Meş’eme: Solcular (kötüler) Sâbikûn: Öne geçenler Bu üçüncü grup çok çarpıcı: 🌠 “İşte onlar Allah’a yaklaştırılmış olanlardır.” Öne geçmek , sadece iyi olmak değil; iyiliğin öncüsü olmak demektir. ...