Bu Blogda Ara

Din Adına Yapılan Her Türlü Eylem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Din Adına Yapılan Her Türlü Eylem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2025 Cumartesi

SALAT 2 "Din Adına Yapılan Her Eylem" 🧲

🧲 SALAT 2 "Din Adına Yapılan Her Eylem"


Şüphesiz, Allah ve melekleri o Peygambere destek olmaktadırlar, Ey iman edenler, siz de ona destek olun ve tam bir teslimiyetle ona itaat edin. (Ahzab, 56)

Dikkat edilirse, Ahzab Suresi’nin 43. ve 56. ayetlerinde, Allah’ın ve meleklerinin, müminlere ve Muhammed Nebi’ye destek oldukları ifade edilirken, aynı Salla fiili kullanılmıştır. Ayrıca, 56. ayetin sonunda yer alan “ve sellimu teslima” ifadesi, bilindiği gibi “selam vermek” anlamına gelmemekte, tam anlamıyla "teslimiyetle itaat etmek" anlamında kullanılmaktadır. 



Salatı Zıt Anlamları ile Değerlendirme 


Fakat o, (vahyi) ne doğruladı ne de iman ederek yöneldi,

Ve lakin o (vahyi) yalanladı ve yüz çevirdi. (Kıyamet, 31)


Kur'an’ın kavramlarının zıt anlamlarla açıklanması, bazı ayetlerde görülen bir özelliktir. Bu ayetlerde, ilk ayette kullanılan doğrulamak kavramı, ikinci ayette zıttı olan yalanlamak ile karşılaştırılmıştır. Aynı şekilde, ikinci ayetteki tevella (yüz çevirdi/sırtını döndü/reddetti) manasındaki kavramın zıttı, ilk ayetteki salla (yönelmek-bağlanmak-iman etmek) kavramıdır. Bu kullanım tarzı, Alak Suresi’nin 10. ve 11. ayetlerinde de benzer şekilde salla ve kezzebe/tevella kavramlarıyla görülmektedir:


"Engellemekte olanı gördün mü? (Vahye) iman ederek destekleyerek yöneldiği zaman bir kulu. Gördün mü? Ya o (kul) doğru yol üzerinde ise, yani takvayı emrettiyse. Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlayıp yüz çevirdi ise." (Alak, 10-11)


*"Kim (nefsini) arındırmışsa kesin kurtulmuştur. Yani Rabbinin vahyini hep hatırda tutup (o vahye) *yönelen." (A'la, 14-15)


"Arabilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettikleriyle Allah’a yakın olmayı ve Resul’ün bağlılığını/desteğini kazanmak isterler. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir." (Tevbe, 99)


"Kendilerini onunla temizleyip arındıracakları sadakalarını al/kabul et de onlarla (kopardığın) bağlantıyı (yeniden) sağla/onları bununla destekle. Zira senin onlarla bağlantın/desteğin onları rahatlatacaktır. Allah işitendir, bilendir." (Tevbe, 103)



Tevbe Suresi’nin 60. ayetinde, Muhammed Nebi’nin Medine'deki devletine bağlı olanlardan aldığı es-Sadakat, her toplumda olduğu gibi Medine Devleti’nde de vatandaşlığa kabul anlamına gelmektedir. Surenin büyük bölümünde anlatıldığı üzere, münafıklar dışında, seferlere katılmayıp da sonradan pişman olan düzgün kişiler de bulunmaktadır. Muhammed Nebi, önceki ayetlere dayanarak, onlardan sadaka almak dahil olmak üzere ilişkilerini kesmişti. Bu kişiler adeta vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Ancak, 103. ayette, bu kişilerin tevbe edip kendilerini düzeltmeleri halinde sadakalarını tekrar alması, yani onları tekrar "biz müminler" tanımının içine, yani "vatandaşlıklarına" kabul etmesi gerektiği belirtilmektedir. Böylece, onlarla normal ilişki kurulması gerektiği ve bunun da onlar için büyük bir rahatlama ve güven oluşturacağı ifade edilmiştir. Ayrıca, 99. ayet de bu algının müminler için ne kadar önemli olduğunu açıkça göstermektedir.


"Rablerinin desteği yani rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır." (Bakara, 157)



---