Bu Blogda Ara

hikmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hikmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Haziran 2025 Cuma

HURUFU MUKATTA "Elif Lam Mim" (ا ل م)


Elif–Lâm–Mîm: Vahyin Ontolojik Seyri ve İnsanın İlahi Kodlarla İnşası

Kur’an-ı Kerim’in bazı surelerinin başında yer alan hurûf-u mukattaa, sadece ses veya harflerden ibaret görülemez. Bunlar, vahyin metafizik iniş hattını, kelamın soyuttan somuta geçişini ve insanın bilinç alanında meydana gelen ilahi etkileşimi simgeleyen varoluş şifreleridir. Bu harf grupları arasında en çok dikkat çekenlerden biri olan Elif–Lâm–Mîm (الم), altı surenin (Bakara, Âl-i İmrân, Ankebût, Rûm, Lokman ve Secde) başında yer alır.

Bu üç harf, ilahi kelamın Allah’tan insana uzanan bilinçsel iniş sürecinin şematik bir özeti gibidir. Her biri, sadece bir harf değil; bir merhale, bir oluş, bir tecellidir. Vahyin ontolojik seyrini temsil eden bu yapı, aynı zamanda insan fıtratının derinlerine kazınmış ilahi kodları açığa çıkarır.


1. Elif (ا): Kudretin Aşkın Kaynağı

Elif, Arap alfabesinin ilk harfidir. Biçimsel olarak yukarıdan aşağıya inen tek bir çizgidir. Bu form, tevhidi, istikameti ve aşkınlığı temsil eder. Elif, kelâmın henüz kelimeye dönüşmediği, saf, sınırsız ve kavranamaz ilahi hakikatin ilk esintisidir.

İbrani alfabesindeki karşılığı olan Alef (א) de aynı şekilde birlik, başlangıç ve evrensel kudret fikrini simgeler. Kur’an’da Elif’le başlayan surelerin çoğu “kitap”, “Allah” ve “vahiy” kavramlarını merkeze alır. Bu, Elif’in kelâmın kaynağı olan Allah’ı simgelediğini açıkça gösterir.

Elif, durağan değildir; ancak anlam kazanabilmesi için bir muhataba, bir yönelişe ve bir araca ihtiyaç duyar. Bu noktada Lâm devreye girer.


2. Lâm (ل): Hitabın ve Öğretinin Kanalı

Lâm, yön, aidiyet ve anlam bağı kurma işlevi görür. Arapça’da “li” (için), “lekum” (size ait) gibi kullanım örnekleri, bu harfin iletişim ve yönlendirme işlevini gözler önüne serer. Elif’in temsil ettiği mutlak kudret, Lâm aracılığıyla öğretiye, hitaba ve hikmete dönüşür.

Lâm, İbrani alfabesinde Lamed (ל) harfiyle örtüşür. Yukarıya doğru kıvrılan yapısıyla öğretici ışığı, ruhsal yükselişi ve bilginin akışını temsil eder. Lâm, vahyin insana seslenmesini, bilinçte anlam kazanmasını ve kalpte yankı bulmasını sağlayan iletişim kanalıdır.

Bu geçiş, Elif’in aşkınlığını anlaşılabilir bir bilgiye, yönlendiren bir kelama ve yaşanabilir bir öğretiye dönüştürür.


3. Mîm (م): Mahiyetin Oluşu ve Rahmetin Tecellisi

Mîm, Elif ile gelen kudretin ve Lâm ile akan hikmetin hayatla buluşması, oluş haline gelmesidir. Vahyin bireysel ve toplumsal bilinçteki somut karşılığıdır. Yani bilgi, artık sadece soyut değil; idrak edilen, yaşanan, eyleme dönüşen bir rahmettir.

Mîm harfiyle başlayan kelimeler, bu oluş temasını yansıtır:

  • Melek (vahyin taşıyıcısı),

  • Mekân (tecelli yeri),

  • Mertebe (bilinç katmanı),

  • Mevcudiyet (var olma hali).

İbrani alfabesindeki karşılığı olan Mem (מ), sembolik olarak su ile temsil edilir. Su gibi akışkan, arındırıcı ve hayat vericidir. Açık Mem (מ) potansiyeli ve süreci, Kapalı Mem (ם) ise tamamlanmayı ve sırra erişimi temsil eder. Mîm, vahyin insanda ete kemiğe bürünmesini, bilinçte rahmete dönüşmesini simgeler.

Peygamberin adı olan Muhammed, bu dönüşümün en somut örneğidir.

  • Ahmet → İlahi övgü, soyut mana

  • Muhammed → O mananın tarihe, zamana ve insana bürünmüş halidir

  • Mîm → Bu tecellinin harfi, bu geçişin anahtarıdır.


Elif–Lâm–Mîm: İlahi Vahyin Seyir Haritası

Bu üç harf, Kur’an’ın başında durduğu gibi insanın yaratılışında da ilahi mühür olarak yer alır. Aşağıdaki tabloda bu sembolik seyrin aşamaları özetlenmiştir:

HarfAnlamTemsilSembol
Elif (ا)KudretAllah’ın aşkın kaynağıTevhid, nur, istikamet
Lâm (ل)HitapKudretin kelama dönüşmesiÖğreti, yöneliş, iletişim
Mîm (م)Oluşİlahi bilginin mahiyetiRahmet, bilinç, varoluş

Bu sıralama, vahyin iniş süreci, insan fıtratının işleyişi ve bilinç evrimi açısından kozmik bir hakikatin sembolüdür. Vahiy, Elif’le başlar, Lâm’la yön bulur, Mîm’le insan hayatına ve topluma dokunur.


Elif–Lâm–Mîm: Vahyin Harf Harf İnsanlaşması

Bu harflerin her biri, insanın iç dünyasında bir dönüşüm kapısı açar:

  • Elif → Bilinçte ilk uyanış, aşkın bir hakikate yöneliş

  • Lâm → Bu yönelişin kelama, bilgiye, öğretime dönüşmesi

  • Mîm → Bu bilginin hayatla buluşması, idrak ve eyleme geçiş

Bu süreç, insanın ilahi vahiy karşısında geçirdiği bilinçsel evrimi temsil eder. Her harf, bir basamaktır. Her basamak, insanı daha yüksek bir şuur düzeyine taşır.


Sonuç: Kur’an’da Harflerle Kurulan İlahi Geometri

Elif–Lâm–Mîm, Kur’an’ın sadece girişinde değil; her ayetinde yankısı olan ilahi bir mimaridir. Vahyin:

  • Kaynağı Elif’tir (kudret),

  • Yolu Lâm’dır (öğreti),

  • Menzili Mîm’dir (oluş ve rahmet).

İnsan, bu harflerle yoğrulur. Onlarla inşa edilir. Onlarla dirilir. Kur’an’ın “Elif–Lâm–Mîm” ile başlayan sureleri, hep kitap, bilgi, rehberlik ve hikmet vurgusunu taşır. Çünkü bu harfler, yazının değil; varoluşun yapı taşlarıdır.

Elif-Lâm-Mîm... İşte o Kitap.
Bu kitap, varlıkla konuşan ve insana kendini anlatan bir ilahi kelamdır.
Her harfi bir nur, her kelimesi bir oluş, her ayeti bir dönüşümdür.



HARF GRUPLARI

 

   HARFLER

 

·                 AYN HARFİ "idrak ve anlayışعَ

·                 ELİF HARFİ "Vahyin Kaynağıا

·                 HA HARFİ "İlahi nefes" هـ

·                 KAF HARFİ "Bilincin son sınırıقا

·                 LAM HARFİ "geçiş, bağ kurma" ل

·                 MİM HARFİ "Dönüşüm" م

·                 NUN HARFİ "derin içsel bunalım" ن

·                 RA HARFİ "uyanışر

·                 SAD HARFİ "parçalanma " ص

·                 SİN HARFİ "akış, süreklilik" س

·                 TA HARFİ "istikamet" ط

·                 HURUFU MUKATTA "Harflerin Anlamları ve Sembolik İş...

  

17 Haziran 2025 Salı

LOKMAN SURESİ "bir babanın oğluna yaptığı öğütler "


Lokman Suresi bir babanın oğluna yaptığı öğütler gibi basit görünen bir yapının içinde kozmik yasaları, bilinç devrimini ve şirk ile tevhit arasındaki derin uçurumu ortaya koyar. Haydi birlikte bazı "şaşırtıcı" yönlerine bakalım:


🔍 1. Lokman Peygamber mi değil mi? Kur’an neden bunu açıkça belirtmez?

Kur’an, Lokman’ı “hakîm” (bilge) olarak tanıtır ama "nebî" ya da "resûl" demez:

"Andolsun Lokman’a hikmet verdik..." (Lokman 31:12)

Bu, şunu ima eder: Hikmet yalnızca peygamberlere ait değildir. Bir baba da hikmetle konuşabilir. Bu sure, vahyin sadece ilahi elçilere değil; akleden her insana yol gösterebileceğini ilan eder. Bu çok radikal bir mesajdır: Akıl ve vicdan, vahyin kapısını açabilir.


🌪 2. Şirk zâlimliktir ama neden "büyük bir zulüm"?

"Şirk büyük bir zulümdür." (Lokman 31:13)

Bu ayet hem teolojik hem psikolojik bir devrim yapar:

  • Şirk yalnızca Tanrı’ya ortak koşmak değil,

  • Kendi içindeki bütünlüğü parçalamak, içsel tutarlılığı bozmak, zihinsel ve ahlaki kaosu kabullenmektir.

Yani, şirk = benliğin parçalanması = en büyük zulüm.


🧠 3. Annenin doğum sancısı vs. metafizik yolculuk:

“Annesi onu zahmet üstüne zahmetle taşıdı…” (31:14)

Burada sadece biyolojik bir olgudan mı bahsediliyor?

Hayır. Bu ayet, insanın varlık sahnesine girişini, doğumla başlayan bilinç uyanışını anlatır. İnsan, zahmetle gelen bir bilinçtir. “Annesi onu zahmetle taşır” sözü, aslında insanın bedensel/somut acılarla bilinç kazanma sürecine işaret eder.


🌌 4. “Dağlar kadar” günahlar bile gizli kalmaz!

“Hardal tanesi kadar bir şey... ister bir kayanın içinde olsun, ister göklerde ister yerde… Allah onu getirir.” (31:16)

Lokman oğluna diyor ki:
“Günahın ne kadar küçük olursa olsun, hatta uzayda bir yerde kaybolmuş gibi görünse bile, Allah onu ortaya çıkarır.”

Bu ayet, bilincin derinliklerinde saklanan niyetlerin bile ilahi sistemden kaçamayacağını vurgular. Evrensel adalet sisteminin mikroskobik düzeyde bile çalışan bir algoritma gibi işlediğini gösterir.


🌊 5. Gemiye binenlerin "ihlâsı" suda, ama karaya çıkınca "şirk"!

“Gemiye bindikleri zaman Allah’a ihlasla yönelirler, ama kurtarınca hemen şirk koşarlar.” (31:32)

Bu ayet bir bilinç çözümlemesidir.
Tehlike anında saf benlik (ihlâs) ortaya çıkar. Tüm sahte tanrılar (para, statü, ideoloji) devre dışı kalır.
Ama karaya ayak basınca, yani güvenliğe ulaşınca, yine eski şirk kodlarına dönüş olur.

Yani:

İnsanın "krizdeki saf benliği" ile "konfordaki sahte benliği" farklıdır.


📚 6. “Boş söz” meselesi aslında medya eleştirisi olabilir mi?

“Bazı insanlar bilgisizce boş sözleri satın alırlar…” (31:6)

Buradaki "لَهْوَ الْحَدِيثِ (boş/oyalayıcı söz)" ifadesi geleneksel olarak şarkı/türkü olarak yorumlanmış. Ama dikkat:

Ayet “satın alırlar” diyor.

Bu, bilinçli bir medya tüketimini, algı mühendisliğini ve sahte anlatıların satın alınmasını ima eder. Modern dille:

“Algı yönetimiyle gerçeklerden uzaklaştırılan insan topluluklarına” eleştiri yapılır.


🕊 7. Lokman’ın tüm öğütleri "dışa" değil, hep "iç benliğe" yöneliktir:

Lokman oğluna der ki:

  • Allah’a ortak koşma (içsel tevhid),

  • Namazı dosdoğru kıl (zaman ve bilinç disiplini),

  • İyiliği emret, kötülükten sakındır (ahlaki cesaret),

  • Başına gelenlere sabret (kişisel sorumluluk),

  • Kibirlenme ve sesini yükseltme (ego terbiyesi).

Bu öğütlerin ortak noktası: Kendini inşa et. Dünya seni takip eder.

22 Mayıs 2025 Perşembe

Cehennemde İlk Söz: Sessizlik ve Sitem


Kur’an’da çok az kişinin fark ettiği, tüyler ürpertici bir içsel çöküş anı...

Bu, aslında bir cehennem sahnesi ama klasik anlamda değil — çünkü cehennem burada yakıcı bir ateş değil, bilincin kendiyle baş başa kaldığı bir yer.




20 Mayıs 2025 Salı

Hikmet Nedir? İlahi Denge, Derinlik ve Yol Göstericilik 📖✨


📖✨Hikmet Nedir? İlahi Denge, Derinlik ve Yol Göstericilik



Lokman’a Verilen Hikmet 📙

Kur’an’da Lokman’a Verilen Hikmet Üzerine Bir İnceleme

Kur’an-ı Kerim’de “Lokman” ismi yalnızca bir yerde, kendi adını taşıyan sûrede geçmektedir. Lokmân Sûresi’nin 12. ayeti, bu ismin geçtiği tek yerdir ve burada Lokman’a "hikmet" verildiği bildirilir:

> “Andolsun, Lokmân’a hikmet verdik: ‘Allah’a şükret’ (dedik). Kim şükrederse ancak kendi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, övülmeye layıktır.” (Lokmân 31:12)



18 Mayıs 2025 Pazar

Kur’an’da miras payları ✂️

✂️ Kur’an’da miras payları 


Kur’an’da miras payları ve kavvâmlık (erkeğin sorumluluğu) konuları genellikle Nisa Suresi ekseninde ele alınır. Bu iki konu bazen yanlış biçimde kadının değersizleştirilmesi veya erkeğe üstünlük tanınması gibi yorumlara neden olmuştur. Ancak Kur’an bağlamında dikkatli bir tahlille bu meseleler adalet, sorumluluk ve hak çerçevesinde yeniden anlaşılabilir. Aşağıda iki başlığı ayrı ayrı ele alıp sonra aralarındaki ilişkiyi değerlendireceğim: