Kayıtlar

alak Suresi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanın Varoluşsal Fakirliği

Resim
  İnsanın Varoluşsal Fakirliği 1. Giriş İnsanlık tarihi boyunca birey, kendi varlığını anlama ve anlamlandırma çabası içinde olmuştur. Felsefeden dine, şiirden bilime kadar her alanda şu soru temeldir: İnsan kimdir ve neye muhtaçtır? Kur’an, bu soruya köklü bir yanıt sunar: “Ey insanlar! Siz Allah’a fakirsiniz; Allah ise Ğanî’dir (ihtiyaçsız, zengin) ve Hamîd’dir (övgüye layık).” (Fâtır 15). Bu ayet, insanın varoluşsal fakirliğini ve Allah karşısındaki mutlak ihtiyaç hâlini ifade eder. 2. Fakirlik Kavramının Anlam Alanı “Fakir” kelimesi Arapça “f-q-r” kökünden gelir. Aslı, “omurga kemiği, belkemiği” anlamındadır. Bu kökten türeyen fakir, “dayanağı kırılmış, kendi başına duramayan” demektir. Dolayısıyla fakirlik sadece maddi yoksulluk değil, varlığın özünde muhtaçlıktır. İnsan nefes almakta muhtaçtır. İnsan beslenmekte, korunmakta muhtaçtır. İnsan bilgi ve anlam arayışında muhtaçtır. Bu ihtiyaçların kaynağı, bütünüyle Allah’ın lütfudur. 3. Kur’an’da Fakirlik ve İhtiyaç Kur’an’da fak...

ZEBANİ KELİMESİ ÜZERİNE 🔎

Resim
Kur’an’da Zebânîler: Cehennem Bekçileri ve İlahi Adaletin Tezahürü Kur’an-ı Kerim, cehennem sahnelerini tasvir ederken yalnızca azap görüntüleri sunmakla kalmaz; aynı zamanda bu azabın infazı ve yönetiminde görevli varlıkları da tanımlar. Bu bağlamda öne çıkan kavramlardan biri **“zebânîler”**dir. Zebânî, Kur’an’da yalnızca bir yerde doğrudan geçmesine rağmen, benzer işlevlere sahip varlıklar birçok surede tutarlı biçimde betimlenir. Bu makale, zebânî kavramını Kur’an’daki bağlamı, dilsel kökeni ve sembolik anlamlarıyla birlikte incelemektedir. 📖 Kur’an’da Zebânî Geçişi “Hayır! Eğer o (azabı) yalanlarsa, andolsun ki Biz zebânîleri çağıracağız.” (Alak 96:18)  Burada zebânîler, ilahi adaletin uygulanmasında görevlendirilmiş, azabı icra eden melekler olarak sunulur. 🔎 Köken ve Anlam “زَبَانِيَة” (zebâniyye) kelimesi Arapçada “zebn” (زَبْن) kökünden türetilir. Bu kök “itmek, kovmak, savurmak” anlamına gelir. Deve sürücüsünün develeri kovalaması ve onları sürmek için bağırma...

ALAK SURESİ "Bilgi Tekeline karşı OKU !"

Resim
UYARI / HATIRLATMA Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür. Lütfen her ifadeyi  Kur’an’ın bütünüyle  değerlendirin;  ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.  Hakikatin tek ölçüsü  Allah’ın kitabıdır.  Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir. Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz 🗝 KONU BAŞLIKLARI 🔻

İlk EMİR İKRA ? 🔀

🔀 İlk EMİR İKRA ? Kur’an’da geçen ilk vahiy olan Alak Suresi 1. ayet şöyledir: > اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ “Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku.” --- 1. “Ümmî” ne demek? Kur’an’da Peygamber Muhammed için kullanılan “ümmî” kelimesi genellikle "okuma yazma bilmeyen" anlamında yorumlanır. Ancak bu yorum, klasik anlayışın bir parçasıdır. Kur’an merkezli bir analizle “ümmî” kelimesinin: Ümm (anne) kökünden türediği, “Anasırdan, temel bilgiden, ilk kaynaktan gelen” anlamı taşıdığı, Veya “kitap ehli olmayan, Tevrat ve İncil’den habersiz toplum” anlamında kullanıldığı görülür. Nitekim A’râf 157-158 gibi ayetlerde “ümmî” topluluklardan bahsedilirken, bu onların kitap ehli olmadığını ifade eder. Sonuç: “Ümmî” demek otomatik olarak “okuma yazma bilmeyen” demek değildir. Bu yüzden Peygamber’in okuryazar olup olmamasından çok, önceki vahiy kültürüne dair eğitimi olmayan biri olması vurgulanır. --- 2. “Oku” emri ne anlama gelir? “İqra’” fiili Arapçada yalnızca harfleri telaff...