Kayıtlar

gelen etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Uzaklardan Gelen İsimsiz Adam 👤

Resim
🕊️ Uzaklardan Gelen Hakikat: Yâsîn Suresi’ndeki İsimsiz Adamın Kıssası 📜 Ayetler (Yâsîn 36:13–27) Arasında Geçen Olay: Kur’an, Yâsîn Suresi’nin 13. ayetinden itibaren, bir şehre gönderilen üç elçiden ve bu elçilerin toplum tarafından reddedilmesinden bahseder. Halk, elçileri yalanlar, onları taşlamakla tehdit eder. İşte bu esnada şehrin en uzak yerinden bir adam belirir. “Ve şehrin en uzak köşesinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: 'Ey kavmim! Bu gönderilenlere uyun. Sizden hiçbir ücret istemeyen, doğru yolda olanlara uyun.'” (Yâsîn 36:20–21) Adam sadece söz söylemez, koşar. Ve hemen ardından gelen ayetlerde öldürülür; fakat onun için "cennet" müjdesi verilir. --- 🧭 1. Uzaklık ve Yakınlık: Fiziksel Değil, Ahlâkî Bir Harita Bu kıssada coğrafya değil vicdan haritası çizilir. Adam, merkezden fiziksel olarak uzak olabilir ama hakikate en yakın kişidir. Tam tersi, şehir merkezindekiler (toplumun elitleri, kanaat önderleri) gerçeğe karşı en kör ve kibirli olanlardır. Bu...

Vahyin Biçimleri ve Elçilerin Rolü: İbrahim ve Lût Örneği

Resim
Vahyin Biçimleri ve Elçilerin Rolü: İbrahim ve Lût Örneği (Hud Suresi 69–82) Giriş Kur’an, vahyi yalnızca sözel bir iletişim olarak değil; kimi zaman doğrudan, kimi zaman dolaylı biçimlerde, sembollerle, olaylarla ve elçiler aracılığıyla sunar.  Vahiy, hem zihinsel hem de duygusal katmanları harekete geçiren çok boyutlu bir bilinç inşasıdır. Hud Suresi’nin 69–82. ayetleri, bu derinlikli vahiy anlayışını İbrahim ve Lût peygamberlerin yaşadığı sahnelerle temsil eder.  Bu pasajda anlatılanlar, ilahi mesajın bazen sözle, bazen olayla, bazen de misafirlik kisvesiyle sahnelendiğini ve bunun hem peygamberi hem de toplumu dönüştüren bir tecelli olduğunu ortaya koyar. --- 1. Elçilerin Gelişi: Müjde, Korku ve Farkındalık “Andolsun ki elçilerimiz İbrahim’e bir müjde ile geldiler ve ‘Selâm’ dediler. O da ‘Selâm’ dedi, sonra hemen kızartılmış bir buzağı getirdi.” (Hud 11:69) Kur’an’da geçen "rusulunâ" (elçilerimiz), Allah’tan görevli olarak gelen vahiy temsilcileridir. Bu elçilerin gelişi...

TARIK SURESİ "kapıyı çalmak"

Resim
“Târık” Gerçekten Gece Gelen mi? Yoksa İçimizde Patlayan Kozmik Bir Ses mi? وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ "Andolsun göğe ve Târık’a..." (86:1) 🔍 Târık kelimesi, genellikle "gece gelen yıldız" olarak çevrilir. Ama Arapça’da ṭ-r-q kökü “kapıyı çalmak” anlamına gelir. 📌 Bu şu anlama da gelebilir: “Geceleyin zihnini çalan o ses, o uyarı, o bilinç kıvılcımı!” 💡 Yani: Bu bir gök cismi değil, senin kalbine çarpan bir hakikat çanı olabilir. 🌠 2. “Necm-i Sâkıb” – Bilinçte Patlayan Bir Yıldız mı? النَّجْمُ الثَّاقِبُ “Delip geçen yıldız.” (86:3) 🔭 “Thāqib” kelimesi; bir şeyi delen, nüfuz eden, içe işleyen anlamına gelir. Bu yıldız, belki de gökyüzündeki bir nesne değil… 🚪 … Bilinç perdesini delen bir hakikat ışığıdır. 💥 İçimize bakan bir yıldız: Vicdan. 🔥 Her şeyi delip geçer: Gerçek. 🌌 Gece gelen: Aniden fark ediş. 👁️‍🗨️ 3. “İnsan neden yaratıldığına bir baksın!” (86:5) فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ Bu ayet, sadece biyolojik y...