Kayıtlar

zulüm etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

LOKMAN SURESİ "bir babanın oğluna yaptığı öğütler "

Resim
Lokman Suresi bir babanın oğluna yaptığı öğütler gibi basit görünen bir yapının içinde kozmik yasaları, bilinç devrimini ve şirk ile tevhit arasındaki derin uçurumu ortaya koyar. Haydi birlikte bazı "şaşırtıcı" yönlerine bakalım: 🔍 1. Lokman Peygamber mi değil mi? Kur’an neden bunu açıkça belirtmez? Kur’an, Lokman’ı “hakîm” (bilge) olarak tanıtır ama "nebî" ya da "resûl" demez: "Andolsun Lokman’a hikmet verdik..." (Lokman 31:12) Bu, şunu ima eder: Hikmet yalnızca peygamberlere ait değildir. Bir baba da hikmetle konuşabilir. Bu sure, vahyin sadece ilahi elçilere değil; akleden her insana yol gösterebileceğini ilan eder. Bu çok radikal bir mesajdır: Akıl ve vicdan, vahyin kapısını açabilir. 🌪 2. Şirk zâlimliktir ama neden "büyük bir zulüm"? " Şirk büyük bir zulümdür. " (Lokman 31:13) Bu ayet hem teolojik hem psikolojik bir devrim yapar: Şirk yalnızca Tanrı’ya ortak koşmak değil, Kendi içindeki bütünlüğü...

FECR SURESİ "aydınlanma çağrısı"

Resim
🔹 1. "Fecr" (Tan Yerinin Ağarması) Neye Yemin? وَالْفَجْرِۙ – “Andolsun fecre” (89:1) “Fecr” kelimesi günün aydınlığa dönmeye başladığı şafağı ifade eder. Ama bu sıradan bir zaman dilimi değil; Kur’an’da genellikle karanlığın bitişi ve yeni bir dönemin başlangıcı anlamını taşır. Bu yüzden bir görüşe göre burada "vahyin doğuşu"na , bir diğer görüşe göre ise “hakikatin uyanışı”na yemin edilir. Peki neden “fecr”? Çünkü bu sure: Zulmün zirvesine ulaşmış toplumları, İlahi adaletin gelişiyle yerle bir edilişlerini anlatır. Yani "karanlık zirveye ulaştığında fecr doğar". 🔹 2. İnanılmaz Bir Ritmik Yapı ve “Kırılma” Tekniği İlk ayetlerde art arda yeminler gelir: وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ – “Çifte ve teke andolsun” (89:3) وَاللَّيْلِ إِذَا يَسْرِ – “Geçip giden geceye andolsun” (89:4) Sanki bir gerilim kuruluyor ve 5. ayette ani bir kırılma yaşanıyor: هَلْ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِذِي حِجْرٍ “Akıl sahibi için bunda yemin var değil mi?” 🔍 B...

FETİH 2 "Kur’an’da Zalim Krallar ve Direniş"

Resim
🧭 1. Kur’an’da Zalim Krallar ve Direniş Kur’an’da kendini melik (krallık iddiasında bulunan) olarak tanımlayan ve zulmeden yöneticilere karşı halkı özgürleştirme teması örneklerle işlenmiştir: ➤ a. Firavun – Musa örneği: Firavun kendini ilahî bir otoriteye sahip kral (melik) olarak ilan etmiştir (Bkz: Nâziât 79:24 – “Sizin en yüce rabbiniz benim”). Hz. Musa, Allah’tan aldığı emirle bu zulme karşı bir hak mücadelesi başlatmıştır. Bu mücadele, Kur’an’da bir kurtuluş hareketi olarak sunulur. Amaç: İsrailoğulları'nı boyunduruktan kurtarmak , yani özgürleştirmektir. “(Musa dedi:) Ben size Rabbinizden apaçık bir delille geldim. Artık İsrailoğulları’nı benimle gönder!” (A’râf 7:105) Bu örnekten şu çıkarım yapılabilir: Zalim, baskıcı ve kendini ilahî otoriteyle özdeşleştiren yönetime karşı çıkmak , Kur’an’da bir tür tevhidî direniş olarak meşrudur.

Karanlıkta Kalan Adalet: Zulmün Anatomisi Kur’an’a Göre ⚔️

Resim
Kur’an’a göre “zâlim” kavramı, hem etimolojik kökeni hem de Kur’an’daki kullanımları açısından çok katmanlıdır. Aşağıda bu kavramı hem kelime anlamı hem de Kur’an bağlamındaki kullanımı ile detaylı analiz edelim:

KUR’AN’DA İLAH EDİNİLEN ŞEYLER

Resim
1. İlah Kavramı: Anlam ve Kapsam Kur’an’da “ilah” (إِلٰه) kelimesi, “kendisine yönelinen, yardım istenen, boyun eğilen, otorite kabul edilen” anlamında kullanılır. Tek hak ilah Allah’tır (Lâ ilâhe illâ Hu). Bu, hem ontolojik hem de işlevsel bir tevhid ilkesidir (bkz. Bakara 255; Tâhâ 14). Ancak insanlar, Allah’ın dışında bazı şeyleri fiilî veya sembolik olarak ilah edinirler. Bu, sadece putlara tapmakla sınırlı değildir; otorite, yasa koyma, bağlanma, korku ve sevgi gibi alanlarda Allah’tan başkasına yönelme de bir “ilah edinme” biçimidir. 2. Kur’an’da İlah Edinilen Unsurlar a. Putlar ve Heykeller (Asnâm) “Siz ve babalarınızın uydurdukları isimlerden başka bir şey değildir bunlar...” (Necm 23) “Sadece bir takım taşlara, tahta parçalarına tapanlar” (Hac 31) Putlar maddi nesneler olabilir; ama asıl vurgulanan şey, bu nesnelere yüklenen ilahi niteliklerdir (şefaat, koruma, rızık verme vb.). b. Hevâ (Arzu, Nefsî Tutkular) “Hevâsını ilah edinen kişiyi gördün mü?” (Câsiye 23; Furkan 43) ...

DAVUT KISSASI "99 Koyun ve 1 Koyun" 🐑

Resim
🐑 DAVUT'UN KISSASI: “99 KOYUN ve 1 KOYUN” — Adalet, Tevbe ve Tevhid Üzerine Derin Bir Uyarı Kur’an’daki Davut kıssası, sadece geçmişte yaşanmış bir mahkeme hikâyesi değil; iktidarın, adaletin, insan psikolojisinin ve tevhid bilincinin iç içe geçtiği temsili bir uyarıdır. Sâd Suresi'nde geçen bu olay, “kral-peygamber” pozisyonundaki Davut’un bir adaletsizliği fark ederek tevbe etmesini konu alır. Ancak kıssanın yüzeysel değil, derin yapısal anlamına indiğimizde şu soruyla karşılaşırız: 👉 Bir kral-peygamberin hükümran olduğu bir toplumda nasıl olur da bir kişi 99 koyuna sahipken, diğeri yalnızca bir koyunla yetinir? İşte bu soru, kıssanın kalbini oluşturur. Davut’un da bu çelişkiyi fark edip tevbe etmesi, olayın adlî bir dava değil, bir sistemin sorgulaması olduğunu gösterir. --- 1. Kıssanın Temsili Çerçevesi: Davut ve İki Hasım Sâd Suresi 21-24. ayetlerde geçen olayda, Davut’un huzuruna çıkan iki kişi bir anlaşmazlığı dile getirir: Biri 99 koyuna, diğeri sadece 1 koyuna sahipt...