Bu Blogda Ara

dağlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dağlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Haziran 2025 Pazartesi

SEBE SURESİ "Medeniyetin Aynası"

🌪️ 1. "Sebe" Medeniyetin Aynasıdır:

Surenin ismini aldığı Sebe kavmi, teknolojik olarak gelişmişti. Dağları delmiş, vadilere setler yapmışlardı. (34:15) Bu, kurak Arabistan'da bir mühendislik mucizesiydi.

Ama sonra “Arim seli” geldi (34:16) ve her şey yok oldu.

❗️Şaşırtıcı soru: 


Kur’an’da neden bu kadar "ilerlemiş" bir toplumun çöküşünü anlatmak gerekmişti?
Çünkü sadece "maddi mühendislik" değil, ahlak mühendisliği de gerekir. Aksi hâlde çöküş kaçınılmaz.


👁‍🗨 2. Cinler Süleyman’a Hizmet Ediyordu Ama...

Süleyman’ın emrinde cinler yani istihbarat gücü vardı (34:12-13). Ama onların onun öldüğünü bile anlamadıkları bir sahne var:

"Onun ölümünü onlara, yalnızca asasını yiyen bir ağaç kurdu gösterdi."
(34:14)

❗️Şaşırtıcı mecaz:
En kudretli kral bile bir ağaç kurdu kadar sessiz sedasız düşebilir. İktidar içten çöker.
Güç dediğimiz şey, sadece ayakta duran bir asaya bağlıysa, gerçekte ne kadar güçlüdür?


🧠 3. Şeytan’a Uymak: Bir Zorlama Değil, Bir Tercihtir

"Şeytan onların üzerlerinde bir hâkimiyet kurmamıştı. Sadece ahirete inananları seçkin kılmak istedik."
(34:21)

❗️Şaşırtıcı iç yüz:
Şeytan, asla seni zorlayamaz.
Onun başarısı, sadece seni ikna etmesiyle sınırlı.
Suçun tamamı “kandırılan akla” ait.


💬 4. "Dağları ve Kuşları emrine verdik" ifadesi (34:10):

Dâvûd’a dağlar ve kuşlar boyun eğmişti.

❗️Şaşırtıcı önerme:  

Bu bir mecaz olabilir: Dağlar = sert kalpler, Kuşlar = hafif ruhlar. 

Dâvûd’un sesi öyle etkileyiciydi ki, taş kalpleri yumuşatıyor, ruhları havalandırıyordu.
Sesin gücü, bir silah kadar etkili olabilir.


🌀 5. "Yalnızca kendine kötülük eden kişi inkâr eder." (34:17)

Küfür, aslında bir öz yıkımıdır.
Allah’a değil, kendi ruhuna ihanet etmektir.


📌 Bonus Şaşkınlık: Kur’an’da 'şükreden azdır' vurgusu iki yerde geçer.

  1. Sebe Suresi'nde (34:13): "Kullarımdan şükreden pek azdır."

  2. Bakara Suresi'nde (2:243): "Azınız şükretti."

❗️Şaşırtıcı tespit: 

Şükür, sadece teşekkür değil; varlığı doğru okumaktır.
Varlığı doğru okuyan kişi azınlıktadır.
Yani Kur’an’a göre "azınlık" olmak kötü değil — belki de doğru yolda olduğunun işaretidir.

12 Haziran 2025 Perşembe

KARİA SURESİ "değerlerin altüst olması"


🌪 Surenin Adı: “Kâria”

“Kâria”, kökü itibariyle “şiddetle çarpan, yıkan, çalan, çarpan” anlamındadır. Arapça’da kapıyı şiddetle çalmak, sert bir darbeyle vurmak ya da ani bir gürültüyle yıkmak anlamına gelir.

🎧 Yani kıyamet burada “bir çöküş” değil, “şok eden bir çarpışma” olarak tanımlanıyor.
Sana çarpan o şey nedir, bilir misin?

Bu sorunun kendisi zaten rahatsız edicidir. Çünkü üç kez sorulur:

  1. “El-Kâriah” (Şiddetle çarpan)

  2. “El-Kâriah nedir, bilir misin?”

  3. “Onun ne olduğunu sana bildiren ne olabilir ki?”

Sanki bir şey sürekli zihne vuruyor. Bu, psikolojik bir "uyan!" çağrısı.


🌀 Zihinleri Altüst Eden Manzara (Ayet 4–5):

يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ
“O gün insanlar, dağılmış pervaneler gibi olurlar.”

Burada insanlar bütün yönlere savrulan, kontrolsüz uçuşan kelebekler gibi tasvir edilir.
Ama neden kelebek değil de “فراش” (pervane)?

🦋 Feraş, alevin etrafında dönen, ışığa doğru kendini yok edene kadar savrulan böceklerdir.
Yani: İnsanlık, ışık sandığı şeye körlemesine koşarken yanacak.

Şaşırtıcı olan: Bu ayet fiziksel bir yıkımdan çok zihinsel ve yönsüz bir dağılmaya işaret eder.


🏔️ Dağlar: Sabitlik Sembolüydü, Şimdi Yün Gibi (Ayet 5)

وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنفُوشِ
“Dağlar didik didik edilmiş yün gibi olur.”

Dağ, Kur’an’da genellikle sabite ve istikrar anlamına gelir.
Ama burada, varlığın en sağlam şeyi bile savrulmuş pamuk gibi!

🧶 Bu da şunu demek:
En sağlam sandığın şeyler bile dağıldığında neye tutunacaksın?


⚖️ Terazi Sarsıntısı (Ayet 6–11):

Bu bölüm çok çarpıcı bir simetriyle gelir:

6–7. Ayet:

“Kimin tartısı ağır gelirse... hoşnut bir hayat içindedir.”

8–11. Ayet:

“Kimin tartısı hafif gelirse... onun yeri ‘hâviye’dir.”
“Sen hâviyenin ne olduğunu ne bilirsin?”
“O kızgın bir ateştir.”

💥 “Hâviye” kelimesi şaşırtıcıdır. Çünkü kelime olarak “düşüş, boşluk, dipsizlik” demektir.
Ama ardından: “O, kızgın bir ateştir.”
Nasıl olur da boşluk, aynı zamanda ateş olur?

🎭 Cevap: Bu, varoluşsal bir çelişkiyi anlatır.
İnsan kendini boşlukta düşerken, aynı zamanda yanarken bulur.
Ruhun azabı, sadece ateş değil: yönsüzlük, sahipsizlik, tutunaksızlıktır.


🎯 Şaşırtıcı Sonuç:

Kâria Suresi, kıyameti sadece fiziksel bir felaket olarak değil, anlamların dağıldığı bir bilinç krizi olarak tanımlar.
En büyük kıyamet, değer yargılarının altüst olmasıdır.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

23 Mayıs 2025 Cuma

Sessizlerin Konuşması: Kur’an’da İntak Sanatı 🗣



Sessizlerin Konuşması: Kur’an’da İntak Sanatıyla Varlıkların Dil Bulması

Kur’an, sadece bir mesaj kitabı değil, aynı zamanda bir kelâm estetiğidir. Bu estetiğin en güçlü anlatım araçlarından biri, intak sanatıdır: Aslen konuşmayan varlıklara bilinç ve ifade yükleyerek konuşturmak. Kur’an’ın birçok yerinde dağlar, gökler, yer, deriler, uzuvlar, cehennem, hatta Kitap bile konuşur. Bu sanatsal tercih sadece bir anlatım süsü değil, derin bir varlık anlayışının dışavurumudur.