Kayıtlar

Beyt etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

EVLERE ARKALARINDAN GİRMEK

Resim
EVLERE ARKALARINDAN GİRMEK: YÖNTEMİN AHLAKLA BÜTÜNLÜĞÜ “Sana hilaller hakkında sorarlar. De ki: Onlar insanlar ve hac için vakit ölçüleridir. Evlere arkalarından girmeniz bir erdem (birr) değildir; ama birr, takva sahibi olmaktır. Evlere kapılarından girin ve Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.” (Bakara 2:189) I. Ayetin Bağlamı: Soru Hilalden, Cevap Yol ve Yöntemden Bakara 189. ayet, görünüşte  ayların şekil değiştirmesiyle  ilgili bir soruya cevap gibi başlar. Ancak Kur’an, cevabını sadece astronomik bilgiyle sınırlamaz; bunun yerine,  zamanın düzenlenmesiyle ilgili bu sembolden yola çıkarak ,  niyet, yol, yöntem ve erdemin doğasına  dair bir mesaj verir: “Evlere arkalarından girmek birr değildir.” Bu ifade, doğrudan bir mimarî davranışı değil;  hakikate, hedefe, niyete ulaşmadaki yöntemin ahlaki meşruiyetini  anlatır. Çünkü  birr (erdem) , sadece hedef değil; o hedefe  nasıl  gidildiğiyle de ilgilidir. II. “Evler” Ne Anlatır? Kur’...

Bu Ev’in Rabbi 🔍

Resim
“Bu Ev’in Rabbi” Sadece Mekke’de mi Oturur?” “Kâbe bir taş bina değil, bilinç merkezidir.” Kur’an’da geçen “Rabbu hâzâ’l-beyt – Bu evin Rabbi” ifadesi (Kureyş 106/3), ilk bakışta yalnızca Kâbe’ye atıf gibi görünür. Ama Kur’an hiçbir zaman yüzeysel okumalara teslim olmaz.  1️⃣ “Beyt (Ev)” Ne Demektir Gerçekten? Kur’an’da “beyt” sadece taş-tuğla yapılar için kullanılmaz. “Beyt”, bir bilincin inşa edildiği, bir sistemin yerleştiği, bir değer merkezinin kurulduğu mekân anlamına gelir. Nitekim “Beyt-i Ma‘mûr” uzun ömürlü (eski) evdir (Tur 52/4). “Mihrap” (Âl-i İmrân 3/37) bir terbiyenin merkezidir. Hatta “arıların evi” bile vahye açıktır (Nahl 16/68)! Dolayısıyla “Bu evin Rabbi” derken Kur’an, sadece Mekke’yi değil, Allah’a adanmış tüm bilinç merkezlerini anlatıyor olabilir. 2️⃣ Kâbe Bir Taş Bina Değildir: Bilinç Merkezi ve Evrensel Eksen Kur’an, Kâbe’yi tanımlarken şöyle der: “İnsanlar için kurulan ilk ev, Bekke’deki mübarek ve âlemlere rehberlik eden evdir.” (Âl-i İmrân 3/...

İbrahim’in Şia'lıktan İmamlığa Yükselişi

Resim
İbrahim Nebi’nin Şiilikten İmamlığa Yükselişi ve Beyt İnşasının Hikmeti Kur’an’da Şiʿa, Millet ve İmamlık Kavramları Bağlamında Ontolojik Bir Dönüşüm  Nuh’tan İbrahim’e Akan İtaat Zinciri Kur’an’da peygamberlerin birbirine zincirlenmiş bir tebliğ halkası oluşturduğu açıktır. Saffât Suresi 79. ayette Nuh’a selam gönderilirken, 83–84. ayetlerde İbrahim’in de onun “şîʿa”sından (ش۪يعَتِه۪) olduğu bildirilir: “Ve şüphesiz İbrahim de onun şîʿasındandı.” (Saffât 83) Burada geçen şîʿa (ش۪يعَة) kelimesi, kök anlamı itibarıyla “birine tabi olan topluluk, izleyici kitle” anlamına gelir. Bu bağlamda İbrahim’in, Nuh’un yolundan giden, onun getirdiği ilkelere tabi olan bir inanç çizgisine mensup olduğu anlaşılır. Ancak Kur’an’daki anlatı, İbrahim’in yalnızca bir takipçi olarak kalmadığını, yeni bir inşa ve öncülük görevine terfi ettiğini gösterir. Millet ve Şîʿa Arasındaki Fark: Takip mi, Kurucu mu? Kur’an’da millet kavramı “bir önderin izinden gidilen, dinî-toplumsal sistem” anlamında kullanılı...

HAC SURESİ "Beyt’e ulaş"

Resim
🌋 Hac Suresi Şaşırtıcı ve Derin Anlamlar 🕋 1. Sarsıntı: Bilincin Dağılması ve Beyt’in Sarsılması 22:1-2: Ey insanlar! Rabbinizden sakının! Çünkü kıyametin sarsıntısı büyük bir şeydir. Bu ayet, sadece kıyamet değil, insanın içsel kıyametini — zihnin, benliğin, "Ben" kurgusunun sarsılmasını anlatır. "Sarsıntı" , dağ gibi katılaşmış benliklerin parçalanmasıdır. Beyt (Kâbe) , merkezdir. Bu sarsıntı, kişinin içsel Kâbe'sine yönelişi başlatır. 🪨 2. Dağlar: Sertliğin, Gururun, Egonun Sembolü 22:1: ... Onu görünce, her emzikli kadın emzirdiğini unutur, her hamile kadın düşük yapar ve insanlar sarhoş gibi görünürler. Oysa onlar sarhoş değillerdir. Fakat Allah’ın azabı çok şiddetlidir. "Dağlar" , burada sembolik olarak benliğin kalıplaşmış yapıları dır. Sarsıntı onları da yerinden oynatır. Tıpkı Safa ve Merve gibi; dağın kalbi yarılır ve bilinç içinden kaynak fışkırır. "Kadın" doğuran özdür — Rahîm’dir. Emzirmeyi unutan ...

TUR SURESİ " vahyin ilk teması" 🏔️

Resim
🏔️ 1. Dağ değil, yemin edilen bir bilinç sabiti : “Ve’t-Tûr.” (52:1) Kur’an’da üzerine yemin edilen şeyler hep bir hakikatin tanığıdır. “Tûr” sadece bir dağ değil; Musa’ya vahyin geldiği yer olması bakımından bilinçte vahyin ilk teması nı, sarsıcı uyanışı, şuurun zirvesini sembolize eder. Allah oraya yemin ederken, aslında “vahyin bilince dokunduğu yer”e yemin eder. 📜 2. Yazılı ama çözülmüş kitap ne demek? “Ve kitabın, yayılan bir sahifede yazılmış olanına.” (52:2–3) Kitap burada “mastur” (yayılmış, açılmış) bir sahife. Bu, saklı değil, açığa vurulmuş bilgi yi, gizemi kalmamış hakikati simgeler. Artık bilgi sır olmaktan çıkmıştır. Vahiy kendini açmıştır. Bu da insanın bahane üretmesini imkânsız kılar. “Bilmiyordum” diyemez. 🕊️ 3. “El-Ma’mur” gök: Sürekli işleyen bir bilinç sistemi “Ve el-Ma’mûr olan Beyt’e...” (52:4) Beytü’l-Ma’mur, gökteki “Kâbe” olarak anlatılagelir. Ancak daha derinlemesine bakarsan bu, kozmik düzenin sürekli ibadet hâlinde olması dır. Her şe...

Gerdanlıklar ve Kıyam

Resim
Gerdanlıklar ve Kıyam: Niyetin Sembol Dili “Allah, Kâbe’yi —o Beyt-i Haram’ı— insanlar için bir kıyam kıldı. Aynı şekilde haram ayları, kurbanı ve gerdanlıklı hayvanları da…” (Mâide 5:97) Kur’an’ın eşsiz sembol dili içinde yer alan “gerdanlıklar” (el-qalāid) sadece süs eşyası değil; niyetin giydirilmiş halidir. Bu kavram, hem geçmişin geleneğini hem de hakikatin nişanesini içinde barındırır. Kur’an, gerdanlıklarla işaretlenmiş kurbanlıkları zikrederek bize, adanmışlığın görünür sembollerini hatırlatır.

Kurban: Üretimin Şükrü, Toplumun Arınması, Beyt’e Yöneliş 🌐

 🌐 Kurban: Üretimin Şükrü, Toplumun Arınması, Beyt’e Yöneliş Kâbe’nin inşasıyla birlikte başlayan İbrahimî çağrı, yalnızca bir mimari değil, aynı zamanda bir toplumsal bilinç, yöneliş ve üretim sistemidir. Bu sistemin en derin tezahürlerinden biri de “hedy”, yani adanmış kurbandır. Kur’an, kurbanı sadece bir ritüel değil, üretimin anlamlanması ve insanın toplumsal davranışlarını arındırması bağlamında bir nusuk olarak konumlandırır. 1. Üretim ve Kurban İlişkisi: Kazanç Tanrı’ya Adanır İnsan üretir: hayvan yetiştirir, toprağı işler, emek verir. Kur’an’daki “hedy”, işte bu üretimin bir parçasının şükür bilinciyle Beyt’e yöneltilmesidir. > “Onların ne etleri ne kanları Allah’a ulaşır; O’na ulaşan yalnızca sizin takvanızdır.” (Hac 22:37) Burada vurgulanan, üretimin sonucu değil, niyetidir. Kurbanda amaç sadece bir hayvanı kesmek değil, o üretimin bilinçli bir parçasını Allah’a adamak, böylece kendi benliğini ve mal merkezli eğilimlerini törpülemektir. 2. Hedy: Kâbe’ye Yönelen Toplu...

Safa, Merve ve Beyt 🌐

Resim
 🌐 Safa, Merve ve Beyt İbrahim’in İnşası: Beyt, Safâ, Merve ve Ateş Üzerine Kur’an Merkezli Temsili Bir Okuma 1. Merkez: İbrahim ve Beyt Kur’an’da İbrahim, “insanlar için kurulan ilk beyti” (Âl-i İmrân 3:96) inşa eden öncü bilinçtir. Bu beyt: Emniyet (güvenlik) sunar (Bakara 2:125) Sığınak işlevi görür Yönelimi (kıble) temsil eder Tevhid bilinciyle yaşayan toplumun merkezi olur 2. Coğrafya: Beyt, alçakta; Safâ ve Merve, yükseltilerde Kâbe, vadinin en düşük noktasında bulunur: yani merkez ama mütevazı ve sığınak. Safâ ve Merve, çevredeki doğal taş tepeleridir – yüksek, sağlam ve yeryüzüyle gökyüzü arasında metaforik köprü işlevi görürler. 3. İnşa Malzemesi: Safâ’dan Temel, Merve’den Ateş Safâ, “berraklık” ve “sağlam zemin” anlamıyla Kâbe’nin temeli olur: İbrahim, arınmışlıktan başlar; bir inşa için ilk gereken şey niyetin, yönün berrak olmasıdır. Merve, çakmak taşıdır: ateşin, kıvılcımın kaynağıdır: Gece çöker, insanı koruyan Beyt ısı ve ışık olmadan eksiktir. Bu nedenle Merve’den ...

DİN 9 💥 Yeniden İnşa

 "Tevhid toplumu nasıl yeniden inşa edilir?" sorusuna odaklanalım. Kur’an’da Beyt’in işlevi, sadece fiziksel bir yapı olmanın ötesindedir. Beyt, tevhid merkezli bir toplumun inşa edilmesinin simgesel ve pratik temelidir. Bugün, tevhid toplumu inşa etmek, Kur’an’daki adalet, eşitlik, özgürlük gibi kavramları toplumsal yaşantıya aktarmak anlamına gelir. 1. Tevhid Toplumunun İnşası: Temel İlkeler a. Egemenlik Sadece Allah’a Aittir (Tevhid İlkesinin Uygulanması) Kur’an’a göre egemenlik, yalnızca Allah’a aittir:  “Hüküm yalnızca Allah’ındır.” (Yusuf 12:40) Bu ilke, tevhid toplumunun temel taşlarını oluşturur. Toplumun her alanında, Allah’ın hükmü ve adaleti egemen olmalıdır. Siyasi: Yönetimler Allah’ın adaletini esas almalıdır. Ekonomik: Zekât, sadaka gibi sistemlerle servet adil şekilde dağılmalıdır. Toplumsal: İnsan hakları, kadın hakları, çocuk hakları gibi temel haklar Allah’ın buyurduğu şekilde korunmalıdır. b. Eşitlik ve Adalet: Beyt’in Temizlenmesi Kur’an, adaletin sağlanma...

AĞACA YAKLAŞMA Beytü’l-Atîk’ten Günümüze Kamu Ahlakı 🤚

Resim
 🤚AĞACA YAKLAŞMA Beytü’l-Atîk’ten Günümüze Kamu Ahlakı”

Harfler'den be harfi "beyt" 🕋

🕋 Harfler'den be harfi "beyt" Be harfi, çok derin anlamlar taşıyan ve Tanrı'nın ışığını simgeleyen bir harf olarak kabul edilir. Be harfi, yaratılışın ve ilahi gücün sembolü olarak önemli bir yere sahiptir. --- Be Harfi - Tanrı’nın Işığı Bağlamında Anlamı: Be (ב), ibrahimi dil ailesinde alfabelerdeki ikinci harftir ve gizli yaratılışın ve dünyanın fiziksel tezahürlerinin temelini simgeler. Bu harf, yaratılışın başlangıcında yer alan Tanrı'nın iradesi ve kudreti ile yakından ilişkilidir. 1. Tanrı'nın Işığı: Be harfi, Tanrı’nın ışığının ilk fiziksel tezahürünü simgeler. Be harfi ilk yaratılışı ve ilahi güçlerin evrendeki açığa çıkışını temsil eder.  Tanrı'nın ışığının, yaratılışın ilk adımında fiziksel düzeye inmesini gösterir. Yaratılışın Başlangıcı: Be harfi, Tanrı’nın ilk yaratıcı ışığını ve yaratılışın temellerini işaret eder.  Tanrı’nın kudretinin tecellisi: Be harfi, aynı zamanda Tanrı'nın kudretinin ve gücünün evrende nasıl şekil aldığını anlatır...

Gösteriş ve Gerçek: Dinî Ritüellerin Şekilcilik Tuzağı 🕎

🕎 Gösteriş ve Gerçek: Dinî Ritüellerin Şekilcilik Tuzağı Kur’an’ın şirk eleştirisinin tam kalbine dokunuyor. Kısaca şöyle özetleyebiliriz: --- 1. Kur’an’ın Eleştirisi: Dinin Oyuna Dönüşmesi Kur’an, özellikle Mekke müşriklerinin Kâbe etrafındaki uygulamalarına sert eleştiriler getirir. En dikkat çekici ayetlerden biri: > “Onların Beyt (Kâbe) etrafındaki salâtı, sadece ıslık çalma ve el çırpmaktan ibaretti...” (Enfâl 35) Burada “salât” kelimesi geçiyor; yani “bir yöneliş, toplu duruş, bilinçli bir bağlılık” olması gereken şey, sadece gösterişe, şekle, ritme indirgenmiş. El çırpmak, ıslık çalmak gibi davranışlar; içi boş, farkındalıktan uzak, yüzeysel bir ibadet anlayışının göstergesi olarak sunuluyor. Kur’an bu tarz uygulamaları “oyun ve eğlence” (lahv ve laib) olarak niteliyor (Bkz. En’am 70, Casiye 9). --- 2. Din Adamlarının Rolü: Kutsalın Tiyatroya Dönüşmesi Din adamlarının, dini mabetlerde bir tür gösteriye dönüştürmesi — müzikle coşku üretme, dansla transa girme, şekli hareketle...