Yusuf Suresi 76. ayet, bu konudaki en kritik ifadedir:
> “Yusuf, kardeşini hükümdarın (melik) dinine/kanununa göre alıkoyamazdı; ancak Allah dilediği gibi hükmeder.”
(Yusuf 12:76)
Burada geçen ifade şudur:
“mâ kâne li’ye’ḣuḏe ʾaḣāhu fî dîni’l-melik”
Yani: “Melikin dini (kanunu/yasası) içinde kardeşini alıkoyamazdı.”
---
“Dînü’l-Melik” Ne Demek?
“Din” kelimesi Arapça’da sadece inanç anlamına gelmez.
Aynı zamanda yasa, sistem, hüküm, otorite düzeni anlamına da gelir.
Nitekim “yevmi’d-dîn” = hesap ve ceza günü, yani “hüküm günü”dür.
“Melik” ise, Yusuf’un hizmet ettiği kraldır. Yusuf döneminde bu kral, Mısır’ın putperest veya geleneksel monarşik sisteminin yöneticisidir.
Yani:
> “Melik dini” = Mısır devletinin seküler/hukuki düzeni.
---
Yusuf’un Yasa Tercihi
Yusuf’un uyguladığı yöntem, Mısır kanunlarıyla değil, kardeşlerinin mensup olduğu İbrahimî gelenekten (yani Yakup ailesinin örfü) kaynaklanır.
Nitekim Yusuf önce kardeşlerine sorar:
> “Hırsızlık yapanın cezası nedir?”
Onlar cevap verir:
“Cezası, hırsızın alıkonmasıdır.”
Bu, İsrailoğullarının örfüne göre bir cezadır.
Ve Yusuf, bunu kullanarak kardeşini meşru biçimde yanında tutar. Kur’an, bunu şu şekilde yorumlar:
> “Yusuf bunu yapamazdı, eğer Allah öğretmemiş olsaydı.”
Yani Allah, Yusuf’a hem hikmetli bir plan hem de toplumlar arası hukuk farkını değerlendirme becerisi vermiştir.
---
Buradaki Ana Farklar:
---
Bu Ayetten Ne Öğreniyoruz?
1. Kanunlar toplumsal bağlamla ilişkilidir. Yusuf, yabancı bir sistemin kanununu değil, daha adil ve yerel olanı uygular.
2. Kur’an “din” kelimesini sadece teolojik değil, sosyo-politik bağlamda da kullanır.
3. Allah’ın öğrettiği hikmet, sadece doğruyu bilmek değil, hangi bağlamda hangi yöntemin uygulanacağını da bilmektir.