Kayıtlar

düzen etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mutlak Ahlak ve Toplumsal Ahlak

Resim
Kur’an’da Mutlak Ahlak ve Toplumsal Ahlak Ahlak kavramı tarih boyunca farklı disiplinlerce ele alınmış, tanımı ve kaynağı tartışmalı bir alan olmuştur. Modern etik anlayışı, ahlakı “toplumun ortak değerlerle oluşturduğu davranışlar bütünü” olarak tanımlar. Ancak bu yaklaşım ahlakın göreceli doğasına işaret eder. Kur’an ise ahlakı yalnızca toplumsal normlarla değil, ilahi vahyin rehberliğiyle tanımlar ve evrensel bir çerçeve sunar. Bu yazıda Kur’an’ın ortaya koyduğu mutlak ahlak ile toplumların ürettiği göreceli ahlak arasındaki farkı analiz edeceğiz. Toplumsal Ahlakın Göreceliliği Arapça “أخلاق / ahlak” kelimesi, “خلق / hulk” ve “خلُق / huluk” kelimelerinin çoğuludur. Bu kök anlamda “yumuşatmak, eğip bükmek, hayvanları iğdiş etmek” gibi eylemleri ifade eder. Zamanla “insanın iç nitelikleri” anlamına kaymıştır. Toplumsal ahlak, bir toplumun tarihî, coğrafi ve kültürel koşulları içinde oluşur. Kur’an bu bağlamda şöyle bir tespitte bulunur: “Onların çoğu ancak zanna uyar. Zan, h...

Din, Devlet ve Laiklik 📚

Resim
📚 Din, Devlet ve Laiklik: Kur’an Perspektifinden Bir Ahlak ve Adalet İnşası Denemesi Özet Modern dünyada din-devlet ilişkileri, özellikle laiklik kavramı etrafında yoğun tartışmalara sahne olmaktadır. Bu çalışmada, Kur’an merkezli bir bakışla dinin ne olduğu, devletin fonksiyonu, laiklik ilkesinin sınırları ve ahlaki düzenin nasıl tesis edileceği üzerine odaklanılmıştır. Her bireyin başına bir polis dikilemeyeceği gerçeğinden hareketle, toplumsal düzenin sürdürülebilirliğinin sadece hukukla değil, ahlaki bilinçle sağlanabileceği savunulmuştur. Kur’an’daki “adalet”, “emanet”, “şûrâ” gibi ilkeler, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde ahlaki bir zemin inşasına katkı sunar. Laiklik bu bağlamda, dinin devlet işleyişine dayatılmaması kadar, devletin de dini öğüt düzeyinin ötesine geçerek baskılamaması anlamında iki yönlü bir dengeyi gerekli kılar. --- Giriş Din ve devlet arasındaki ilişki, sadece teolojik değil aynı zamanda siyasi, hukuki ve felsefi bir meseledir. Bu ilişkinin çerçevesini b...

Adiyât Suresi: Nankörlüğe ve Hırsa Karşı İlahi Uyarı ✖️

Resim
--- Adiyât Suresi (Kur'an, 100. sure) oldukça kısa ama güçlü imgelerle dolu, yoğun ve etkileyici bir sûredir. 11 ayetten oluşur. Bu sûrede savaş atlarının tasviriyle başlayan bir dizi benzetme, insanın nankörlüğü ve hırsı üzerine yapılan sert bir uyarıyla sonuçlanır. Aşağıda sureyi ayet ayet inceleyerek mecazları, benzetmeleri ve vermek istediği mesajı tahlil edelim: --- 1–5. Ayetler: Benzetmelerle Başlayan Yeminler 1. وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا “Nefes nefese koşanlara andolsun” "Âdiyât", hızlı koşan, atak ve savaş için kullanılan atlar. "Dabhan", soluyarak, homurdanarak koşma sesi. Bu ayette, savaş atlarının savaşa doğru hızlı ve nefes nefese koşması sahnesi canlandırılır. 2. فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا “Kıvılcım saçanlara” "Mûriyât", nallarıyla taşa vurarak kıvılcım çıkaran atlar. Bu ifade, savaşa giden birliğin şiddetli temposunu, gücünü ve gerilimini artırır. 3. فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا “Sabah vakti baskın yapanlara” "Muġirāt", düşman üzerine ani...

Kur’an’daki “gün” (يوم) kavramı

Kur’an’daki “gün” (Arapça: yawm, يوم) kavramı, hem dünyevi zaman ölçüsü (24 saatlik gün) anlamında hem de mecazi, kozmik ya da dönemsel bir süreç anlamında kullanılır. Kur’an’da geçen "gün" ifadesinin bağlamına göre anlamı değişir. Bu yüzden evrenin yaratılışı gibi konularda “gün”ün sadece “dünya günü” anlamında anlaşılması ciddi yorum hatalarına yol açabilir. 1. Kur’an’da “Gün”ün Anlamları a. Dünyasal Gün (24 saat): Bazen “gün” doğrudan insan yaşamındaki birim zamanı ifade eder. Örneğin: > “O, geceyi bir örtü, uykuyu bir dinlenme, gündüzü de yayılma vakti kıldı.” (Furkan 25:47) b. Tarihsel/Kaderî Gün (belirli bir olayın gerçekleştiği zaman): Bazı ayetlerde “yevm” kelimesi belirli bir tarihi/kaderî olaya işaret eder: > “Bedir günü” (Âl-i İmrân 3:123) “Kıyamet günü” (yevmü’l-kıyâme) “Dönüş günü” (yevmü’r-ruj‘a) c. Kozmik Zaman – Evrensel Süreç: Bazı ayetlerde gün ifadesi dünya günüyle kıyaslanamayacak ölçüde uzun dönemleri, hatta kozmik süreçleri anlatır: > “Rabbinizi...

Kur’an Okumanın Zararları ⁉️ ❌️

Resim
❌️ Kur’an Okumanın Zararları Dikkat: Bu yazı yoğun ironi içermektedir. Bazı tehlikelerin farkına varmak için bilimsel çalışmalara gerek yoktur. Deneyim yeterlidir. Kur’an okumak da bu tehlikelerden biridir. Özellikle dikkat edilmesi gereken bazı yan etkileri vardır:

Bir Mekân Neden Mukaddes Olur ? 🕋

Resim
🕋Bir Mekân Neden Mukaddes Olur? Bir Mekân Neden Mukaddes Olur? — Kur’an Temelli Bir Yaklaşım 1. Giriş: Kutsallık Kavramının Kaynağı Kur’an’da “kutsal” veya “mukaddes” anlamına gelen en temel kök ق-د-س (k-d-s) köküdür. Bu kökten türeyen “mukaddes”, “temiz, arındırılmış, saf ve saygın” anlamlarını içerir. Ancak Kur’an, bir mekânın kutsiyetini coğrafi ya da fiziksel üstünlüğe değil, o mekânın vahiy, tevhid ve arınma ile ilişkisine bağlar. 2. Ayetlerde Mukaddes Mekân Örnekleri ve Temel İşlevler 2.1. Mescid-i Harâm (Kâbe/Beyt) "Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ev, Bekke'dekidir; bereketli kılınmıştır ve âlemler için bir hidayet kaynağıdır."  (Âl-i İmrân 3/96) Bu ayette Kâbe'nin kutsallığı şu nedenlere bağlanır: İlk vahiy merkezi olması (ilk kurulan Beyt), Bereketli kılınması (simgesel değil, işlevsel anlamda), Hidayet merkezi olması (Allah’ın yolunun öğretildiği bir merkez). Bu yönüyle Mescid-i Harâm, tevhidin ve Allah’a yönelişin somutlaştığı bir şeâir (Allah’ın semb...

SADECE KUR'AN ⛔️ Diyenlerin Haklı Argümanları

Resim
Sadece Kur’an Diyenlerin Haklı Argümanları Üzerine Bir Değerlendirme “ Sadece Kur’an ” diyenler, yani dini anlamada ve yaşamada yalnızca Kur’an’ı yeterli gören anlayış, zaman zaman “gelenek karşıtı” veya “modernist” gibi sıfatlarla yaftalansa da, bu yaklaşımın Kur’an merkezli bazı güçlü ve haklı argümanları bulunmaktadır. Bu yazıda, özellikle Kur’an’ın kendi içinde sunduğu delillerle, bu yaklaşımın dayanaklarını ele alacağız.

KALEM Kuran’da nedir? ✒️

Resim
Kalem: Kur’an’da Evrensel Bilginin, İnsan Deneyiminin ve Kaderin Yazarı Kur’an-ı Kerim’de “kalem” kavramı, basit bir yazı aracı olmanın çok ötesinde, evrensel bir sembol olarak karşımıza çıkar. O, ilahi vahiy ile insan deneyimini birbirine bağlayan, kaderin iki katmanını yazan, bilincin ve medeniyetin inşa edildiği kutsal bir metafordur. Alak Suresi 96:4’te “ O, insana kalemle yazmayı öğretti ” denilerek, kalemin insana bahşedilen benzersiz bir lütuf olduğu vurgulanır. Bu makalede kalemin Kur’an’daki derinliği; vahiy, insan deneyimi, kader, bilinç, hafıza, düşünce ve kimlik inşası bağlamlarında kapsamlı bir şekilde ele alınacaktır. 1. Kalem ve İlahi Vahyin Sembolü Kur’an’ın başlangıç ayetlerinden biri olan Alak 96:4, kalemin insana öğretilmesini ilahi bir lütuf olarak ortaya koyar. Burada kalem, sadece harflerin ve kelimelerin yazılması değil, aynı zamanda vahyin kaydedilip sonraki nesillere aktarılmasıdır. Nûn Suresi 68:1’de “ Kaleme ve onların satır satır yazdıklarına andolsun ”...

Kuran’da EKONOMİK düzen İLKELERİ 💰

Resim
💰 Kur’an’da  EKONOMİK düzen İLKELERİ Kur’an’da para, ücret, altın-gümüş, hak ve emek kavramları; adalet, hakça paylaşım, emeğin karşılığının verilmesi  --- 1. Altın ve Gümüş (Para) – Biriktirme ve Servet Eleştirisi Kur’an’da para doğrudan “para” (nuqūd) olarak değil, dönemin geçerli değerli madenleri olan altın (ذهب – zeheb) ve gümüş (فضة – fidda) üzerinden ifade edilir. Bu maddeler, zenginliğin ve ticaretin ölçüsüdür. Tevbe 34-35: "Altını ve gümüşü yığıp da Allah yolunda harcamayanlara acıklı bir azabı müjdele." Bu ayet, paranın ya da servetin kendisini değil, biriktirilip toplumdan esirgenmesini eleştirir. Yani Kur’an’da ekonomik değer, edinilme biçimi ve kullanım amacı ile değerlendirilir. --- 2. Ücret (Ecîr) ve Emek Karşılığı Kur’an'da emek karşılığı bir şey almak meşrudur: Talâk 6:  "...Onlara ücretlerini (اُجُورَهُنَّ – ücûrahunne) maruf üzere verin..." Kasas 26-27 kıssasında Mûsâ'nın Şuayb peygambere yardım etmesi üzerine ona bir iş teklif edilmesi, ...

Açlığa ve Korkuya Karşı Kâbe 🕋

Resim
🕋 Açlığa ve Korkuya Karşı Kâbe Mekke’nin Coğrafi ve Ekonomik Özelliği: Mekke, dağlık, kayalık, tarıma elverişli olmayan bir vadidir. Bu durum Kur’an’da açıkça vurgulanır: "رَبَّنَا إِنِّي أَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ..." “Ey Rabbimiz! Ben, soyumdan bir kısmını, ziraat olmayan bir vadide Senin mukaddes evinin yanında yerleştirdim...” (İbrahim 14:37) Tarım yapılamayan bu bölgede geçim, büyük ölçüde ticarete ve dışa bağımlı tedarik zincirlerine bağlıdır. Bu durum Kureyş Suresi’ni anlamada kilit bir zemin oluşturur. --- Kureyş Suresi Bu Zemin Üzerinde Nasıl Anlam Kazanır? 1. li-īlāfi Quraysh (Kureyş’in alışageldiği düzen için...) Bu alışkanlık ve güven, iktisadi hayatta ayakta kalmalarının tek yolu olan ticaret seferleri sayesinde mümkün olmuştur. Kureyş’in ticarî gücü, Kâbe sayesinde elde ettiği saygınlıktan ve bölgede sağlanan güven ortamından kaynaklanır. Mekke'nin ekonomik gücü doğrudan bu statüye bağlıdır. 2. īlāfihim riḥlata sh-shitā’i waṣ-ṣayf...