Kayıtlar

yanlış anlaşılan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanın Bilinçle Yüzleşmesinin Temsili

Resim
ÂDEM, EŞİ VE KAYIP CENNET: KUR’AN’IN BİLİNÇ PSİKOLOJİSİ ​Kur’an’daki Âdem ve eşi kıssası, genellikle bir “ilk günah” masalı gibi algılansa da, kelimeler kök anlamlarıyla okunduğunda, insanın bilince doğru evriminin olağanüstü bir tablosu ortaya çıkar. Bu, cennetten kovulma hikayesi değil, benliğin keşif yolculuğudur. ​1. CENNET: BİR COĞRAFYA DEĞİL, BİR HÂL (İÇ HUZUR) ​Kur’an’da Âdem ve eşi için geçen “cennete yerleşin” ({ٱسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ ٱلْجَنَّةَ}) ifadesi, çoğu gelenekte “dünya dışı bir bahçe” olarak anlatılır. ​ Kök Anlam:  {Cenne} ({جَنَّة}) kelimesinin aslı “örtülmüş, korunaklı alan” demektir. ​ Anlamı: Cennet, bir coğrafya değil, huzur, güven ve içsel denge hâlini anlatan bir bilinçsel alandır. Âdem’in cenneti, insanın kendi iç düzenidir. Burada çatışma, eksiklik veya korku yoktur; her şey “örtülüdür” , yani çıplak gerçeklik henüz açığa çıkmamıştır. ​2. AĞAÇ (ŞECER): BİLGİ DEĞİL, ÇATALLANMA (BENLİK ÇATIŞMASI) ​Arapçada {şecer} ({شجر}) kelimesi, yalnızca ...

Bir Hareke ile Cihadın Sınırları: Kur’an’da Nahvî Mucize

Resim
Kur’an’da Nahvî İşaretlerin Manaya Etkisi: Merfû ve Mansûb Ayrımı Üzerinden Anlam Derinliği Kur’an, lafzı ve manasıyla mucizevî bir kitaptır. Onun dili olan Arapça ise, sadece kelimelerden değil, bu kelimelerin sonlarındaki harekelerden, yapı içindeki konumlarından ve gramer kurallarından da mana üretir. Bu bağlamda, Arap dili gramerinin (nahv ilminin) vazgeçilmez iki temel unsuru olan merfû ve mensûb durumlar, Kur’an’daki anlam farklarını ortaya koymada anahtardır. Zira Kur’an’da bir kelimenin sonundaki bir hareke (damme, fetha, tenvin vs.) bile, mesajın kapsamını ve bağlamını kökten değiştirebilir. Bu yazıda, Kur’an’daki bazı ayetlerde bu tür işaret değişimlerinin nasıl anlam farkı oluşturduğunu ve bunun nasıl bir ilahi mesaj titizliği olduğunu göstereceğiz. --- 1. Muhammed Suresi 4. Ayetteki "Fedarb(e)rrikâb" Örneği > “Öyleyse küfre girenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun…” (Muhammed, 47/4) فَضَرْبَ الرِّقَابِ Ayetin ilk kısmındaki “فَضَرْبَ (fedarba)” kelimesini...