Kur’an’da Kıyamet Suresi (75), kıyametin sarsıcı sahnelerini anlatıyor gibi görünür… ama aslında aynı zamanda bir iç kıyametin anatomisidir.
🔍 1. Ayet: “La uksimu bi yevmil kıyamet”
“Hayır! Kıyamet gününe and içerim!”
Neden “hayır” diye başlıyor?
Çünkü bu bir yemin değil…
İtiraz eden bir zihni susturmadır.
“Sen kıyameti inkâr mı ediyorsun? Hayır! Yemin ederim ki o gün gelecek!”
🧠 2. Ayet: “Ve lâ uksimu bi’n-nefsil levvâme”
“Ve hayır! Kendini kınayan nefse de and içerim.”
Burada “nefs-i levvâme”,
“Kendine dürüst olan iç ses”tir.
Yani içimizde bir mahkeme kurulmuş:
Vicdan, kendi iç kıyametimizi başlatır.
⏳ 5-6. Ayetler:
“İnsan, ‘kemiklerimiz paramparça olduktan sonra mı diriltileceğiz?’ der.”
Bu ayet sadece fiziksel bir dirilişi sormaz.
Asıl mesaj şudur:
“İçin ölmüşken, nasıl bir yeniden diriliş bekliyorsun?”
Kıyamet sadece evrenin değil, benliğin çöküşüdür.
📜 13-14. Ayet:
“O gün insan, önceden ne sunduğunu ve geride ne bıraktığını anlayacak.”
“Üstelik insan, kendi nefsine şahittir.”
Yani:
Kıyamet günü geldiğinde hiçbir dış mahkemeye gerek kalmayacak.
Sen, kendine tanıksın.
“Zaten biliyordun. Bildiğin hâlde yaptın.”
📖 16-19. Ayetler:
“Onu (vahyi) çarçabuk ezberlemeye çalışma.”
“Onu toplamak ve okutmak bize aittir.”
Bu ayetler… vahyin hazmedilmeden ezberlenmesine bir uyarıdır.
Vahiy, tüketilecek bir bilgi değil, dönüştürücü bir güçtür.
Yani:
İlim değil, iç devrim gerekir.
💥 26-30. Ayetler:
“Hayır! Can boğaza dayandığında,
‘Kim tedavi edecek?’ denildiğinde…
Ölüm sancısıyla bacaklar birbirine dolaştığında…”
Buradaki tasvirler ölümün değil, kabullenişin anıdır.
O an kişinin yüzleşmesi başlar.
Kıyamet, dıştan değil, içten kopar.
Her ölüm, küçük bir kıyamettir.
✨ SON SÖZ:
Kıyamet Suresi, sadece
bir kıyam sahnesi değil,
bir uyanış sahnesidir.
“Seninle konuşan bu kitap,
senin kıyametinin içinden sesleniyor.”