Bu Blogda Ara

uydurması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uydurması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Haziran 2025 Çarşamba

YUNUS SURESİ "bir kavmin tövbesinin kabulü"



🔹 1. Yûnus Sûresi’nde “Yûnus” Yok!

Sûreye adını veren Yûnus Peygamber, yalnızca ayetin sonuna yakın (10:98) geçer ve o da bir kavmin tövbesinin kabul edildiği tek örnek olarak anlatılır:

"Yûnus'un kavmi gibi olmadılar..."
Bu, Kur’an’da bir kavmin topluca azaptan kurtulduğu tek örnektir. Firavun tövbe etti ama geç kaldı. Yûnus’un kavmi ise Yûnus gittikten sonra tövbe etti ve affedildiler.


🔹 2. Kur’an’da “Kur’an” İlk Kez Bu Sûrede Açıkça Tanımlanır

10:37 – "Bu Kur’an Allah’tan başkasının uydurması değildir."

Bu ayet Kur’an’ın ilahi menşeine dair en net savunmalardan biridir. Ayetin devamında Kur’an’ın:

  • Önceki vahiyleri tasdik ettiği,

  • Her şeyin ayrıntılı açıklaması olduğu,

  • Şüphe götürmez şekilde Rabbinden geldiği vurgulanır.


🔹 3. “Allah’a Şirk Koşanlar”ın Bile Tevhidî Olduğu Bir An Var

10:22 – Fırtınada ölümle yüzleşince yalnız Allah’a yalvarırlar:

“Bizi bundan kurtarırsan şükredenlerden olacağız!”

Şaşırtıcı olan şu: Teorik olarak müşrik ama pratikte mü’min gibiler. Bu, fıtrî tevhid duygusunun açığa çıktığı nadir anlardandır.


🔹 4. Kur’an’da “Sadece Kur’an’ı Okuyanlar Yetmez” Eleştirisi

10:15 – “Bize bundan başka bir Kur’an getir ya da bunu değiştir!” derler.

Yani sadece Kur’an’ı okumakla kalmıyorlar, tadilat teklif ediyorlar. Allah’ın cevabı:

"Onu kendi nefsimden değiştirmem bana düşmez."


🔹 5. Allah’ın “Rahmetini Önüne Katan” İsmi: “Rahmeten Sebekat”

10:90-92’de Firavun, ölüm anında iman eder ama kabul edilmez. Çünkü artık “geçtir.”
Ama ardından gelen 10:93’te, İsrailoğullarına verilen nimet anlatılır:
"Şüphesiz Rabbin, kıyamet günü ayrılığa düştükleri şeyler hakkında hükmünü verecektir."

Allah’ın rahmeti, birilerini affederken, diğerlerinin hükmünü erteleyebilir. Zamanlama çok önemli.


🔹 6. Kur’an’da “Rûh”un Gönderiliş Sebebi

10:2 – "...Bir adama 'insanları uyar' diye vahyettiğimizde neden şaştılar?"

Buradaki “vahy” doğrudan “ruhun gönderilmesi” olarak geçer. Kur’an, insanlara hem uyarı hem de ruh kazandırmak için indirilmiştir.


🔹 7. Yunus 10:62: "Evliyaullah’a korku yoktur!"

Kur’an’da “velî” kavramı, ilk kez burada bu şekilde tanımlanır:

“Allah’ın velîleri için korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.”

Yani velîlik:

  • İnanç (iman)

  • Korunmuşluk (takva)

üzerine kurulur. Keramet değil, karakter merkezlidir.


🔹 8. “Allah’tan Başkasına Fayda ve Zarar Veren Yoktur” Teması

10:106 – "Allah’tan başka, sana fayda da zarar da veremeyecek olanlara dua etme!"

Bu ayet, günümüzde putlaştırılmış kişi/kutsallar için de güçlü bir uyarı niteliğindedir. Modern müşrikliğe karşı bir tokattır.


🔹 9. 10:5 – Ay, bir “takvim” değil, bir “ölçü” aracıdır!

"Güneşi aydınlatıcı, ayı da ışık verici kılan O’dur. Yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller takdir etti."

Bu ayet:

  • Ay’ın “ışık verici” (nûr), Güneş’in “aydınlatıcı” (diyâ) olduğuna işaret eder.

  • Ay sadece bir takvim değil, hesaplama ve ölçüm aracıdır.


🔹 10. Yûnus’un İsmi Geçtiği Tek Ayet: 10:98

"Yûnus’un kavmi gibi bir şehir halkı olsaydı ya, iman edip de imanı kendisine fayda versin!"

Bu ayetle Kur’an, “azap gelmeden önce topluca iman eden” tek kavim örneğini sunar. Bu, toplumlar için büyük bir istisna ve umut kapısıdır.


21 Haziran 2012 Perşembe

Ehli sünnet UYDURMASI nedir ? 🔏

 🔏 Ehli sünnet UYDURMASI nedir ?


  Bildiğiniz gibi memleket, hatta dünya, ehli sünnetten geçilmiyor. Sayıları çok olunca da, yaptıkları hatalar bile İslam’a fatura ediliyor. Ehli sünnet, Kuran Müslümanlarının sürekli haklı çıkmasını hazmedemediği için yalanlama, iftira, hakaret gibi yöntemlere başvurmuş ve onları sapkınlıkla itham etmiştir. Hatta artık Cuma vaazlarında bile hocaların Kuran Müslümanlarından şikayetçi olduğunu görmekteyiz. Geçen gün Cuma vaazında hoca diyor ki: “Şimdi Kuran Müslüman’ı diye yeni bir şey çıktı. Arkadaşlar bunlara ödün vermeyelim, ehli sünnetiz biz…” Hocamıza göre Kuran Müslüman’ı kavramı yeni çıkmış. Şimdi bakalım bu kavram yeni mi çıkmış, yoksa Hz. Muhammed bile Kuran Müslüman’ı mıymış?

 Ahkaf Suresi-9. De ki: “Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim. “

Enam Suresi-50. Onlara şunu söyle: “Ben size Allah`ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!” Sor onlara: “Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?”

A’raf Suresi-203. Onlara bir ayet getirmediğinde, “onu da şurdan burdan derleseydin ya, ” diye konuşurlar. De ki: “Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir. “

Yukarıdaki ayetlere baktığımızda Hz. Muhammed’in de yalnızca ve yalnızca Kuran-ı Kerim’e uyduğunu, yani Kuran Müslüman’ı olduğunu görüyoruz. Peki o halde Peygamber’in yolundan asıl gidenler Kuran Müslümanları ise, neden horlanıyor, sürekli eleştiriliyor ve ehli sünnet tarafından neden sürekli hakarete uğruyoruz? Ehli sünnet tarafından Kuran Müslümanlarına sürekli ağır eleştiriler gelmektedir. Bunlardan en önemlisi Hz. Muhammed’e oldukça saygısız davrandığımız eleştirisidir. İşin doğrusu bu bir iftiradır. Çünkü Kuran Müslümanlarının sadece Peygambere değil, sokaktaki bir vatandaşa bile saygısız davranmak gibi bir hakkı ve misyonu yoktur. Ayrıca biz PEYGAMBERLERİ AYIRARAK bölücülük yapmayız, sadece Hz. Muhammed’i sevip, en üstün Peygamber olarak onu görüp, baş köşeye sadece onu oturtmayız. Peygamberlerimizin hiçbirini birbirinden ayırmamayı seçeriz (Bakara Suresi Son iki ayete bakınız ), hepsini çok severiz ve hepsinin baş köşeye oturtmaya layık görürüz.

Bakara Suresi-136. Söyle deyin: “Allah`a, bize indirilene, İbrahim`e, İsmail`e, İshak`a, Yakub`a, onun torunlarina indirilene, Mûsa`ya ve İsa`ya verilene ve diger nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız Allah`a teslim olanlarız. “

Allah bize Peygamberleri ayırmamamız gerektiğini işte böyle öğütlemektedir. Eğer böyle davranılmamışsa, bir Peygamber belirleyip, o en üstün Peygamber gibi görülmüşse, bir sonraki ayette Allah onlar için gerekli sözü söylemektedir:

Bakara Suresi-137. Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç kuskusuz, iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artik onlar parçalanmış olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi işiten, en güzel bilendir O.

Allah, “Peygamber olmaydı alemleri yaratmazdım, ” demiş. (haşa) Peki nerde demiş bunu? Kuran’da böyle bir söz yoktur. Eğer Kuran’da dememişse olay bitmiştir. Yani o söz Peygamberi putlaştırmak isteyenlerce ortaya atılmış batıl bir sözdür. Onun yerine Allah Kuran’da şunları söylemiştir:

Bakara Suresi-29. O Allah`tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı.

Mümin Suresi-64. Allah odur ki, yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü bir bina yaptı; sizi yaratıp donattı ve görünüşünüzü güzel yaptı, sizi temiz ve güzel nimetlerle rızıklandırdı. İşte bu Allah`tır sizin Rabbiniz! Âlemlerin Rabbi olan Allah ne kadar yücedir!

Mümin Suresi-67. O, O`dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir.

Yukarıdaki ayetleri açıklamaya bile gerek yok. Demek ki Allah’ın bütün bunları yaratmasının Peygamberle alakası yokmuş. Bizim içinmiş her şey.

Ehli sünnetteki yobazlar genelde böyledir. Hz. Muhammed’i öv, göklere çıkart, alkışlarlar, fakat yine Peygamberin savunduğu kitaptan bir iki ayetle gerçekleri söyle, suratına tükürür ve karşı taarruza geçerler. Kadınlar da Cumaya gitsin dersin, olay çıkar, türbanlı kardeşler çıkıp, “Cuma namazı erkeklere farzdır, ” diye tuttururlar da tuttururlar. Buna mukabil, bayram namazı yok dersin, saniyesinde fasık ilan edilirsin. “Kuran’da bayram yok ki, namazı olsun!” dersin, “Şeytan bizim düşmanımızdır, var olan sabah namazını size kıldırmıyor, ama olmayan bayramın olmayan namazını kılıyorsunuz. ” dersin, yine de inandıramazsın, aforoz olursun.

Sevgili ehli sünnet, sinirlerinize hakim olun, siz neyi savunuyorsunuz da, birisi size Kuran’dan iki ayet söyleyince hücuma kalkıyorsunuz? Kuran’a karşı, Allah’a karşı hücuma kalkmayın, bozguna uğrarsınız.

Ehli sünnet kardeşler, vakit geç olmadan kendilerini düzeltebilirlerse kendileri için iyi olacaktır. Mezhepçiliğin, hadisçiliğin, gelenekçiliğin, Hz. Muhammed’in yoluyla zerre alakası olmadığını görebilirlerse belki düzelip kendilerini kurtarabilirler. Ama eğer böyle devam ederlerse, yani, bir yazısında Hz. Muhammed yerine Muhammed yazdı diye yazıyı yazana hakaret ederlerse ve yazının içeriği hakkında hiç konuşmazlarsa, her önlerine koyulanı sorgulamadan kabul etmeye devam ederlerse, dini hayatlarına birinci plana koyduklarını zannedip dinle tamamen alakasız yaşarlarsa, kim olursa olsun eğer tartıştıkları insana haklı olduklarını ispatlayacak bir kanıtları olmazsa, hakkında bilgilerinin olmadığı şeylerin peşinden gitmeyi sürdürürlerse, bilmeliler ki, uğraşacakları son insanlar Kuran Müslümanları olmalıdır.

 Çünkü Kuran, Müslümanları her şeye ayetlerle karşılık verebilecekleri için, asla köşeye sıkışamayacakları gibi, bir de üstüne üstlük karşılarındakilerin inançlarını da sarsarlar.