Bu Blogda Ara

sorgulama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sorgulama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Haziran 2025 Perşembe

Kur’an’dan Dersler Çıkarmak -1 💫


Vahiyden Hayata Yolculuk

Kur’an, yalnızca geçmişte inmiş bir kitap değil; her çağın insanına seslenen, diriltici bir hitaptır. Onun amacı, hayatı sadece düzenlemek değil, insanı dönüştürmek ve yeryüzünde adaletin, merhametin ve bilincin taşıyıcısı kılmaktır. Kuran’dan ders çıkarmak; yüzeydeki lafzı okumak değil, o lafzın ardındaki anlam evrenine nüfuz ederek kendi iç dünyamızı, toplumsal gerçekliği ve evrensel ilkeleri yeniden görmek demektir.




1. Kur’an, Bir Hikmet Kitabıdır

Kur’an, yalnızca hukukî emirlerle sınırlı bir metin değildir. O, *“kitâbun hakîm”*dir; yani her ayeti yerli yerinde ve derin anlamlıdır (Yâsîn 36:2). Bu yüzden Kur’an’dan ders çıkarmak, onu kuru bir bilgi kaynağı değil, yaşam rehberi olarak okumayı gerektirir. Ayetler, hikâyelerle, kıssalarla, temsillerle ve evrensel ilkelerle insana kendi hâlini fark ettirir.

2. Kur’an’da Anlatılan Her Kıssa, İnsanlık Durumlarını Gösterir

Kur’an’daki kıssalar, sadece tarihten bir kesit sunmaz; insanın içsel mücadelesini, zaaflarını, yükselişini ve çöküşünü temsil eder. Âdem kıssası, insanın sınavla karşılaşmasını; Firavun kıssası, güç ve kibir sapmasını; Meryem ve İbrahim örnekleri ise teslimiyetin ve hakikate adanmışlığın simgesidir. Her bir kıssa, bugünümüzle yüzleşmemizi sağlar.

3. Kur’an, Zihin Açan Bir Derstir

Kur’an, insanı düşünmeye, akletmeye, sorgulamaya davet eder. Onun sıkça kullandığı hitap “teakkalûn, yetezekkerûn, yefkahûn” yani aklını kullananlar, hatırlayanlar, anlayanlar şeklindedir. Bu da Kur’an’dan ders çıkarmanın pasif bir kabullenme değil, aktif bir düşünsel çaba olduğunu gösterir. Kur’an, ezberlenmekten önce anlaşılmak; sesli okunmaktan önce içselleştirilmek ister.

4. Kur’an’ın Amacı Değişimdir

Kur’an’ın hedefi salt inanç bildirimleri değil, insanın davranışlarında ve toplumun yapısında köklü bir dönüşümdür. Tevhid, sadece Tanrı’nın birliğini onaylamak değil; hayatın her alanında tek otoriteyi ilahi rehberlikte tanımaktır. Şirkten sakınmak, yalnızca puta tapmamak değil; güç, gelenek, otorite, para gibi şeyleri mutlaklaştırmaktan vazgeçmektir.

5. Kur’an’dan Ders Almak, Sorumluluk Almaktır

Kur’an’ı anlayan, sadece bilgiyle donanmış olmaz; aynı zamanda sorumlulukla yükümlü hale gelir. Çünkü “Bu, kendilerine kitap verilenlerin yükümlülüğünü artırır.” (el-Müddessir 74:31). Okuyan her birey, artık gördüğünü gizleyemez, duyduğunu unutamaz, bildiğini inkâr edemez. Kur’an’dan ders alan, hayatına şahitlik yüklenmiş demektir.


---

Sonuç:

Kuran’dan ders çıkarmak, yüzeysel bir okuma değil; derinlemesine bir yüzleşme sürecidir. Bu dersler bazen kalbi yumuşatır, bazen sertçe sarsar ama daima hakikati gösterir. Çünkü Kur’an bir hitaptır: Yani çağırır, uyarır, hatırlatır. O halde onu okuyalım, anlayalım ve hayatımıza rehber kıralım. Zira en büyük kayıp, hakikatin elimize ulaştığı halde ondan nasiplenmemektir.

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Kur’an’dan Dersler Çıkarmak -2 💫


🔹 1. Tevhid: Hayatın Merkezine Vahyi Koymak

Kur’an’da tevhid, sadece inançla ilgili bir ilke değil; yaşamın tüm boyutlarında tek kaynağa yönelmek, parçalanmış otoriteleri reddetmektir. Modern şirk biçimleriyle yüzleşme.




🔹 2. Şirk: Bölünmüş Bilinç, Çok Başlı Yaşam

 Kur’an’a göre şirk, yalnızca putperestlik değil; aklı, iradeyi ve toplumsal düzeni çok merkeze bağlama halidir. Bugünün seküler tapınakları ve şirk kültürleri.


🔹 3. Adalet: İlahi Dengenin Yeryüzündeki Temsili

Kur’an’da adalet (el-ʿadl) sadece hukuki bir kavram değil; varoluşun özü ve toplumsal barışın teminatıdır. Adaletin bireysel, sosyal ve epistemolojik boyutları.


🔹 4. Zikir: Bilinci Canlı Tutmanın Yolu

Kur’an’da zikir, tekrar edilen sözlerden çok, hakikati unutmamaktır. Zikir, bireyin varlıkla kurduğu anlamlı bağın adıdır. Vahiy-zihin-hayat ilişkisinde zikir.

🔹 5. Kıssa: Zamanlar Üstü İbret Dersleri

Kur’an kıssaları, geçmişin anlatımı değil, bugünün aynasıdır. Âdem, Musa, İbrahim, Firavun ve diğer figürler üzerinden içsel mücadele, toplum yapısı ve tarih bilinci.


🔹 6. Aklı Kullanmak: Kur’an’da Düşünce Sorumluluğu

“Hiç düşünmez misiniz?” (a-fe-lâ taʿqilûn). Kur’an’ın en çok tekrar ettiği öğüt, aklı kullanma çağrısıdır.
 Akletmenin önündeki engeller ve özgür düşüncenin inşası.


🔹 7. Nefs ve Arınma: Kur’an’ın Ruhsal Psikolojisi

 Nefs, insanın içsel cephesi. Onu terbiye etmek, vahyin en temel hedefidir. Kur’an’a göre kurtuluş, içsel denge ve arınma ile mümkündür (şems 9–10).


🔹 8. Sorumluluk ve Şahitlik: Kur’an’a Kulak Verenin Görevi

Kur’an’dan ders alanın, ona şahidlik etmesi gerekir. Şahid olmak, hakikate taraf olmak, bâtıla karşı durmak ve dili, kalbi ve eylemiyle adaletin sesi olmaktır.

"İŞİTTİK VE İTAAT ETTİK" YA RABBİ

---

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

11 Haziran 2025 Çarşamba

Allah’ın Açıklamadıklarından Din Üretmek: Sınırı Aşmak”


UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

Kur’an’da Ders ve İbret: Düşünen Kalplere Mesaj

UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

21 Haziran 2012 Perşembe

Kuran ile nasıl bir ilişki içindeyiz ? 🎗

🎗 Kuran ile nasıl bir ilişki içindeyiz?


Kur`an bizim için ne ifade ediyor?

 Onunla nasıl bir ilişki içindeyiz?

Anlam dünyamızda ve hayatımızda neye karşılık geliyor?

Davranışlarımızı ve düşünce kalıplarımızı o mu belirliyor?

Yani, Kur`an`ın içinden mi konuşuyoruz?

 Hayata onun pencerelerinden mi bakıyoruz?

Yoksa Kur`anın dışında bir yerde duruyoruz da onu, yaptılarımızı meşrulaştıracak bir kutsal araç veya kendimizi kutsama vesilesi olarak mı görüyoruz?

Akidemizin, inanç, ilke ve prensiplerimizin kaynağı Kur`an`a mı dayanıyor?

Evimizde ve çalışma hayatında onun koyduğu temel ilkeler çerçevesinde mi hareket ediyoruz?

Çevremizle ilişkilerimizi, gündelik hayatımızı, ahlak anlayışımızı, mezhep ve peygamberlik algımızı, ilme, sanata, eğitime, siyasete, ekonomiye, teknolojiye, şehirleşmeye, göçebeliğe vs. bakışımızı Kur`an mı belirliyor?

Kur`an dediğimizde ne anlıyoruz?

 Onun nasıl bir metin olduğu konusunda bir fikrimiz var mı?

Ona yaklaşma biçimimiz nasıl?

Bizim için ne kadar kutsal veya onun kutsallığını neyinde ve nerede görüyoruz?

Onu dinlemekten mi okumaktan mı daha çok hoşlanıyoruz?

Kur`an okumak deyince ne anlıyoruz?  

Metninden mi mealinden mi okuyoruz?

Kur`an`ın metninden/yüzünden tecvid kurallarına göre okuduğunuz da mı, Mealini okuduğumuz da mı daha çok huşu duyuyoruz?

Herhangi bir mealden, baştan sona kaçkez Kur`an meali okuduk?

Onu okurken herhangi bir yöntem ve metodoloji takip ettik mi?

Okuduğumuz bütün bölümleri anladık mı?

Anladıysak mevcut kabul ve anlayışlarla, anladıklarımız arasında herhangi bir fark gördük mü?

 Eğer bazı farklar gördüysek, bu farklılıklar bizi farklı bir davranışa sevketti mi?

 Ettiyse çevremizden nasıl bir tepki aldık ve bu tepki bizi nasıl etkiledi?

Anlamadığımız bölümlerle ilgili olarak nasıl bir yol izledik?

O bölüm ve konuyu öyle anlamadan mı bıraktık yoksa başka kitaplara veya bizden daha bilgili olduğuna inandığımız kişilere sorarak öğrenmeye mi çalıştık?

Kur`an ve mealleri aynı şey olarak mı görüyoruz?

 Mealin metnine, mütercimin herhangi bir dahlinin olduğunu, manasında herhangi bir eksiltme ve arttırmada bulunabileceğini düşünüyor muyuz?

 Mütercimin dahlinin olmayacağı bir meal yapmak mümkün müdür?

Meal okurken, okumadan önce sahip olduğumuz algı ve anlayışlarımızı nereye koyuyoruz?

Bir yere koyamayacağımıza, onları kovamayacağımıza, yok sayamayacağımıza göre daha önceden sahip olduklarımız, bildiklerimiz, okuyacaklarımızı, yeni öğreneceklerimizi belirlemeyecek, en azından yönlendirmeyecek midir?

Bu durumda meal okumamız bize ne sağlayacaktır? (bu durum elbette her tür metni okuma için de sözkonusudur.)

Bir müslüman olarak anlayış, inanç, düşünce ve pratiklerimizi doğrudan Kur`andan çıkarmıyorsak, bunu kendimize nasıl izah ediyoruz?

Başka araçlar kullanarak, örneğin geçmiş ve günümüzde yaşayan kişilerin çalışmalarından veya birebir hocaefendilerden alıyorsak, aldıklarımızın Kur`an`ın emirlerinin birebir yansımaları olduğunu nereden biliyoruz veya kendimize böyle bir soru soruyor muyuz?

Yok eğer her şeyi kendimiz Kur`an`dan veya mealinden çıkarıyorsak bunu hangi kural, yöntem ve metodolojiye göre yapıyoruz?

Mealden okuduklarımız inançlarımız ve amellerimiz mi oluyor?

Meali yapanın ve bizim algımızın zihnimizi yönlendirmediğinden nasıl emin olabiliyoruz?

Üstelik binbeşyüz yıl öncesinin kelimeleriyle o dönemin coğrafyasına ve sosyo-kültürel ortamına inmiş bir metni, bugünün kelimeleriyle bugünün coğrafyasında ve sosyo-kültürel ortamında nasıl yeniden inşa edeceğiz?

Öğrendiklerimizi ister doğrudan meallerden veya Kur`an metninden, isterse kişi ve kurumlardan öğrenelim, öğrendiğimiz şey ne kadar Kur`an olacaktır?

Kur`an`ın binbeşyüz yıl öncesinin Mekke`sine, o yörenin diliyle gelen sözel bir metin olduğunu ve bugünde müslümanlar olarak ona uyup uymayacağımızdan sorumlu olduğumuzu bilerek; Kur`an, bizim için ne ifade ediyor sorusunu yeniden soralım ve yukarıdaki soruların cevaplarını beynimizi ve yüreklerimizi de yokladıktan sonra sahici olarak verelim.

Yoksa biz kendimizi mi aldatıyoruz?