Bu Blogda Ara

sözün terbiyes etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sözün terbiyes etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2025 Salı

Sözün Terbiyesi, Zihnin İnşası: Bakara 104 👀


👀 Sözün Terbiyesi, Zihnin İnşası: Bakara 104

Dil, Kişilik ve Kolektif Şuur: Bakara 104. Ayet Bağlamında ‘Sürü Zihniyeti’ne Karşı Birey İnşası


Bakara Suresi 104. ayet, yüzeysel olarak sadece bir kelime değişikliği emri gibi görünse de, Kur’an’ın bütüncül yaklaşımı bağlamında değerlendirildiğinde, bireyde dil, kişilik ve bilinç dönüşümünü hedefleyen derin bir uyarı içermektedir. Bu makalede, ayette geçen “râinâ” ve “unzurnâ” kelimeleri üzerinden iletişim ahlakı, bireysel sorumluluk ve “sürü zihniyetinden arınma” teması analiz edilmiştir. Ayet, iman eden topluluğun iletişimde özensiz, istismar edilebilir ve edilgen kalıplara saplanmaması gerektiğine işaret ederken, bunun yerine bilinçli, açık ve sorumlu bir dil ve kişilik inşa etmesini öngörmektedir. Bu bağlamda ayet, bireyi edilgin “koyun sürüsü” psikolojisinden çıkararak, sözünün ve niyetinin farkında olan özgür bir özneye dönüştürmeyi amaçlar.


---


1. Giriş: Ayetin Görünürdeki Yüzeyi


Bakara 2:104 ayeti, ilk bakışta Müslümanlara bir kelime tercihi sunar:


> “Ey iman edenler! ‘Râinâ’ demeyin, ‘Unzurnâ’ deyin ve dinleyin. Kâfirler için elem verici bir azap vardır.”




“Râinâ” kelimesi Arapça’da “bizi gözet” anlamı taşımakla birlikte, o dönemde Yahudi toplulukların konuştuğu lehçelerde hakaret içeren çağrışımlara sahipti. Dolayısıyla bu kelimenin alaycı ve çifte anlamlı kullanımı, Kur’an tarafından reddedilmiş; bunun yerine semantik olarak daha açık ve güvenli olan “unzurnâ” ifadesi önerilmiştir.



---


2. Sözün Ötesinde: Kişilik ve Bilinç İnşası


Kur’an, dili yalnızca bir iletişim aracı olarak değil, bireyin iç dünyasını, niyetini ve toplumsal duruşunu yansıtan bir tezahür alanı olarak değerlendirir. Bu bağlamda ayetin amacı, sadece kelime tercihi değil, hangi zihniyetin ve kişiliğin inşa edilmesi gerektiğini belirlemektir.


> “Râinâ demeyin” ifadesi, istismar edilebilir, muğlak ve edilgen bir iletişim biçimine karşı uyarıdır.

“Unzurnâ deyin” ifadesi ise açık, bilinçli ve sorumluluk taşıyan bir iletişim tavrını önerir.





---


3. Koyun Sürüsü Zihniyeti ve Edilgen Dindarlık Eleştirisi


“Koyun sürüsü” metaforu, genellikle bireysel bilinçten yoksun, edilgen, sorgulamayan ve topluluk içinde silikleşen kitle davranışını ifade eder. Bu ayette reddedilen “râinâ” söylemi, işte bu edilgenliğin dil düzeyindeki karşılığıdır.


Kur’an’ın önerdiği alternatif ise, bireyin sözünü seçerken bilinçli olması, iletişimini kötü niyetli manipülasyonlara kapalı hale getirmesi ve her durumda aktif bir özne gibi davranmasıdır.


Bu, aslında “sürüden ayrılmak” değil, sürüyü bilinçli bir topluluğa dönüştürmek anlamına gelir. Dolayısıyla ayet, Kur’an’ın genel amacı olan şuur sahibi birey ve adil toplum inşasına hizmet eder.



---


4. Kur’an’da Benzer Prensipler


Kur’an’da bu yaklaşımı destekleyen başka ayetler de vardır:


İsrâ 17:53: “Kullarıma söyle, en güzel olanı söylesinler…”


Zümer 39:18: “Onlar sözü dinler, en güzeline uyarlar…”


Furkan 63: “Rahman’ın kulları, yeryüzünde alçakgönüllü yürürler. Câhiller kendilerine laf attığında, ‘Selâm’ der geçerler.”



Bu örnekler, Kur’an’da sadece ahlaki değerlerin değil, iletişim etiği ve bilinçli kişilik tipinin inşa edildiğini gösterir.



---


5. Sonuç


Bakara 2:104 ayeti, yüzeyde bir kelime tercihi gibi görünse de, esasen mümin topluluğun iletişimde saydamlık, sorumluluk ve bilinç geliştirmesi gerektiğini vurgular. Bu ayet, bireyin çoban güdümünde bir koyun sürüsüne dönüşmesini değil, kendi diline, niyetine ve duruşuna sahip çıkan aktif bir özneye dönüşmesini hedefler. Kur’an, dili dönüştürerek kişiliği; kişiliği dönüştürerek toplumu ıslah etmeyi amaçlar.



---