Kayıtlar

DİN etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah’a Dönüş Kavramı 🕊️

Resim
🕊️ İstircâ (Allah’a Dönüş) Kavramı ve Kur’an’daki Tevhidî Anlamı (Bakara Suresi 156. Ayet Merkezli Bir Tahlil) 🌿 1. İstircâ Nedir? İstircâ , Kur’ân’da Bakara 2:156 ayetinde geçen “إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ” ifadesinden türetilmiş bir terimdir. Sözlükte rücu‘ (رجع) kökünden gelir; “geri dönmek, yaptığı işten vazgeçmek, ilkeye dönmek” gibi anlamlara gelir. Terimleşmiş haliyle: Bir musibet karşısında müminin, ‘Biz Allah’a aitiz ve yalnızca O’na döneceğiz’ diyerek Allah’ın ilkelerine sarılacağını ilan etmesidir. 🧩 2. Ayetin Derin Manası (Bakara 2:156) "Onlar, kendilerine bir musibet isabet ettiğinde şöyle derler: 'Biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz.'" Bu ifadede: Aidiyet : “Biz Allah’a aidiz” → Allah’a ait olmanın ve kul olmanın bilinci. Dönüş : “O’na döneceğiz” → Hem ölümden sonraki dönüş hem de hakikate dönüş anlamı taşır. 🔎 3. “Dönüş” Ne Demektir? İki temel yönü vardır: A. İrade ile dönüş (dünya hayatında) All...

Din, Devlet ve Laiklik 📚

Resim
📚 Din, Devlet ve Laiklik: Kur’an Perspektifinden Bir Ahlak ve Adalet İnşası Denemesi Özet Modern dünyada din-devlet ilişkileri, özellikle laiklik kavramı etrafında yoğun tartışmalara sahne olmaktadır. Bu çalışmada, Kur’an merkezli bir bakışla dinin ne olduğu, devletin fonksiyonu, laiklik ilkesinin sınırları ve ahlaki düzenin nasıl tesis edileceği üzerine odaklanılmıştır. Her bireyin başına bir polis dikilemeyeceği gerçeğinden hareketle, toplumsal düzenin sürdürülebilirliğinin sadece hukukla değil, ahlaki bilinçle sağlanabileceği savunulmuştur. Kur’an’daki “adalet”, “emanet”, “şûrâ” gibi ilkeler, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde ahlaki bir zemin inşasına katkı sunar. Laiklik bu bağlamda, dinin devlet işleyişine dayatılmaması kadar, devletin de dini öğüt düzeyinin ötesine geçerek baskılamaması anlamında iki yönlü bir dengeyi gerekli kılar. --- Giriş Din ve devlet arasındaki ilişki, sadece teolojik değil aynı zamanda siyasi, hukuki ve felsefi bir meseledir. Bu ilişkinin çerçevesini b...

Kuran’da Adalet Temelli Devlet Düzeni

Resim
📘 Kur’an’da Adalet Temelli Devlet Düzeni: Laiklik, Tevhid ve Hüküm Üzerine Kavramsal Bir İnşa Giriş: Din, Devlet ve Hüküm Meselesi İnsanlık tarihi boyunca din ve devlet ilişkisi, toplumların en temel yapı taşlarından birini oluşturmuştur. Bu ilişkinin nasıl kurulması gerektiği ise her çağda tartışma konusu olmuştur. Modern çağın kavramsal çerçevesinde “laiklik” olarak tanımlanan yaklaşım, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını önerirken; geleneksel teokratik anlayışlar dini siyasetin merkezine yerleştirir. Kur’an ise ne salt laiklik gibi bir tarafsızlık ne de teokrasi gibi bir kutsallaştırma önerir. Onun önerdiği şey, adalet merkezli bir düzen, tevhid merkezli bir bilinç ve her topluluğun kendi kitabı doğrultusunda özgürce yaşamasına imkân tanıyan ilahi çoğulluktur. --- 1. Kur’an’da Adaletin Temel İlkesi Olarak Konumu Kur’an’da devlet, siyaset, toplum veya yönetim kavramları doğrudan kavramsallaştırılmaz; fakat bu alanların merkezine yerleştirilen bir ilke vardır: Adalet (el-...

Din ve Şehir 🏙️

Resim
🏙️ Din ve Şehir: Medine'nin Manasında Gizlenen Hakikât 📜 Giriş: Din, Sadece İnanç mı, Yoksa Birbirine Karşı Sorumluluk mu? Modern dünyada din çoğu zaman bireysel bir inanç biçimi olarak algılansa da, Kur’anî bağlamda din, insanın hem Allah’a hem de diğer insanlara karşı sorumluluğunu belirleyen kapsamlı bir toplumsal sözleşmedir. Bu sözleşmenin en yoğun biçimde tezahür ettiği yer ise şehirlerdir. Çünkü şehirler, insanın başkalarıyla sürekli temas hâlinde olduğu, hakların, sınırların ve düzenin yaşandığı ortak yaşam alanlarıdır. 🏛️ Medine: Bir Kavramdan Şehre Kur’an’da geçen "Medîne" kelimesi, yalnızca bir yerleşim yerini değil, aynı zamanda hukuk, düzen ve hak gözetimi içeren bir yapıyı ifade eder. Bu kelimenin kökü olan "d-y-n", "borçlu olmak", "karşılık vermek", "itaat etmek", "hesaba çekilmek" gibi anlamları barındırır. Aynı kökten türeyen "dîn", yalnızca Allah’a kulluk değil, aynı zamanda toplumsal ilişkil...

DİN ÖYLE BİR BOZULDU Kİ… 📉

Resim
📉 DİN ÖYLE BİR BOZULDU Kİ… “İlk Nebî Gelse Tanıyamaz, Son Nebî Gelse Redder” 🧭 Giriş: Tanınmaz Hale Gelen Din Kur’an’ın ifadesiyle din, Allah’a has kılınması gereken, yalnızca O’nun koyduğu ilkelerle şekillenen bir hayat sistemidir (bkz. Zümer 3).  Ancak bugün “din” adı altında yaşanan uygulamaların, geleneklerin, ritüellerin ve kabullerin çoğu, Kur’an’ın sunduğu saf tevhid ilkesinden uzaklaşmış, tarihsel süreçte katman katman eklenmiş hurafe, siyaset, kültür ve mezhebi taassupla şekillenmiştir. Öyle ki, ilk nebî Âdem, vahyedilen özüyle bu dini tanıyamaz hâle gelirken; son nebî Muhammed, bugün olanlara şahit olsa, “Benim dinim bu değil!” diyecektir. 🏛️ 1. Tevhidin Yerini Şirk Aldı Kur’an’ın baştan sona en temel mesajı tevhidtir: yalnız Allah’a kulluk, yalnız O’ndan yardım dilemek, yalnız O’nu otorite bilmek. (Fâtiha 1:5, Nahl 36). Ancak günümüzde insanlar Allah’a ortak koşmadan ibadet ettiklerini zannediyorlar. Oysa din adına: Allah’tan başkalarının sözü bağlayıcı kanun sayılıyo...

DİNİN ALLAH’A HAS KILINMASI: KUR’ÂNÎ BİR ÇAĞRI

Resim
📜 DİNİN ALLAH’A HAS KILINMASI: KUR’ÂNÎ BİR ÇAĞRI 🔹 NEDEN “DİNİ ALLAH’A HAS KILMAK”? Kur’ân, insana hayat yolculuğunda yol haritası olarak verilen ilâhî bir kitaptır. Bu yol haritasının merkezinde ise “dinin yalnızca Allah’a has kılınması” ilkesi yer alır. A’râf 29’da Rabbimiz şöyle buyurur: “De ki: Rabbim hakkaniyeti emretti. Her mescidin yanında; toplum içinde yüzünüzü; tüm benliğinizi O’na doğrultun ve dini yalnız Kendisine has kılarak Rabbinize yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi O’na döneceksiniz.” (A’râf 29) Bu çağrı, yalnızca bir ibadet düzeni değil; insanın varoluşsal duruşunu tanımlayan bir ilkedir. Allah’ın saf dini, insan aklının ve hevâsının kirlerinden arınmış, katışıksız bir tevhid manifestosudur. 🔹 1. DİNİN ALLAH’A HAS KILINMASI NE DEMEKTİR? Kur’ân’da “ihlâsü’d-dîn” olarak geçen bu ilke, dinî otoritenin, hükmün, ibadetin ve yönelişin yalnızca Allah’a ait olması anlamına gelir. Bu, Allah’tan başkasının din adına hüküm koyamayacağı, helâl-haram belirleyemeye...

Dondurulmuş Din Modeli 😰

Resim
Sahabe ve tabiinin yaşantısını “dondurulmuş model” haline getirip, onu dinin özü gibi sunan ve bu yolla Allah’ın dinini zorlaştıran anlayışlara karşı Kur’an merkezli bir eleştiri yapalım. Kılı Kırk Yaranlar: Allah’ın Dinini Zorlaştıranlar Üzerine Kur’an Merkezli Bir Eleştiri Giriş: Din Kolaylıktır, Peki Zorlaştıranlar Kim? Kur’an, Allah’ın dinini insan fıtratına uygun, anlaşılır ve kolay kılınmış bir yol olarak tanımlar. “Allah sizin için dinde bir zorluk kılmadı” (Hac 22/78) ayeti, bu temel ilkenin apaçık ifadesidir. Ancak tarihsel süreçte din, kolaylıktan zorlaştırmaya, özgürleştiricilikten baskıcılığa, vahyin ruhundan kültürel darlıklara indirgenmiştir. Bu dönüşümde, özellikle nebî sonrası dönemlerde, sahabe ve tabiinin bazı uygulamalarının dondurulup “din” gibi sunulması ve “kılı kırk yaran” yorumlarla bu geleneklerin kutsanması önemli rol oynamıştır. 1. Ciltler Dolusu Kitaplar: Dini Açıklamak mı, Yoksa Bulandırmak mı? İslam’ın ilk muhataplarına gelen Kur’an, açık ve anlaşılır bir ...

DİNİ SULANDIRMAK "geleneksel din anlayışı"🛐

Resim
Dini Sulandırmak: Hakikatin Üzerine Örtülen Perde "Dinlerini parça parça edip grup grup olanlar yok mu! Senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur." (En’âm, 6/159) Tarih boyunca hakikat, kitlelerin çıkarlarıyla çatıştığında hep tahrif edilmiş, özünden saptırılmış, ilkesel duruşu biçimsel bir tekrar hâline getirilmiştir. Bu yozlaşmanın en belirgin örneği ise dinin sulandırılması, yani özünden uzaklaştırılması, hakikat yükünü taşıyamayacak kadar hafifletilmesi ve nihayetinde etkisizleştirilmesidir. Kur’an’ın apaçık mesajı, insanı özgürleştiren, aklı ve vicdanı muhatap alan bir çağrıdır. Ne yazık ki zamanla bu çağrı, kişisel menfaatler, köklü gelenekler ve siyasi baskılarla boğulmuş, Kur’an dışı öğretilerle harmanlanarak asli çizgisinden uzaklaştırılmıştır. Dinin Sulandırılma Biçimleri Dinin özünden kopmasının dört temel tezahürü vardır:  * Din, Gelenekle Karıştırıldı: Günümüzde birçok Müslüman, din adına öğrendiği uygulamaların çoğunun Kur’an kaynaklı olmadığını fark etmiyor. Çünkü di...

BEYTULLAH’TAN HÜKME "Demokrasi ve oy verme üzerine"

Resim
📘 BEYTULLAH’TAN HÜKME: Kur’an’da Sistem, Hüküm ve Toplumun Adaleti 🕋 Kur’an’da Beyt, Yönetim, Adalet ve Demokrasi Üzerine Bütüncül Bir Yaklaşım Kur’an’da geçen bazı kavramlar doğrudan fiziksel nesneleri ifade etse de, bunlar çoğu zaman çok daha kapsamlı bir anlamı temsil eder. “Beyt” (ev), “Beytullah” (Allah’ın evi), “Beytü’l-Mâl” (kamu hazinesi) gibi kavramlar yalnızca mekân ya da mülk değil; aynı zamanda ahlaki, hukuki ve toplumsal sistemlerin simgesidir. Bu makalede Kur’an’daki bu kavramlar üzerinden, toplumsal düzenin temelleri, hükmün kaynağı, adalet ilkesi ve modern sistemler (demokrasi, oy kullanma) bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilecektir. --- 🟫 1. BEYTULLAH: Mekânın Ötesinde Bir İlkesel Merkez Kur’an’da “el-Beyt”, yalnızca Kâbe’yi ifade etmez; bir yön, bir istikamet ve bir merkezî sistem anlamı taşır: “İnsanlar için kurulan ilk Beyt, Mekke'deki mübarek ve âlemler için hidayet kaynağı olandır.” — Âl-i İmrân 3:96 Bu beyt: Hidayet merkezidir. Kutsallığı Allah’a nispett...