Kayıtlar

Arafat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ARAF - 1 "Vicdanın Sınır Bölgesi" 💱

Resim
“İki Arada Bir Derede Kalanlar: Kur’an’da A‘râf Ashâbı ve Vicdanın Sınır Bölgesi” Kur’an, yalnızca mü’min ve kâfir kategorilerini sunmaz. Bazı anlatımlar, insanın ne tam aydınlıkta ne de karanlıkta olduğu gri alanlara işaret eder. İşte bu bağlamda, A‘râf Ashâbı (أصحاب الأعراف), ne cennetlik ne de cehennemlik olan bir grup olarak karşımıza çıkar. Cennetle cehennem arasında, yüksekte, bir "perde" üzerindedirler. Ancak bu ara konum sıradan bir bekleme salonu değildir; burası varoluşun ve vicdanın en keskin sınır noktasıdır. --- A‘râf Ne Demek? Kelime anlamı olarak “a‘râf”, ʿurf kökünden gelir ve yüksek yer, tepe, bilinen şey, ayırt eden sınır anlamlarını taşır. Aynı kökten gelen ma‘rûf, iyi ve bilinen şey anlamındadır. Yani “a‘râf” hem yükseklik hem de fark edilebilirlik, yani “bilinçli bir eşik”tir. Bu nedenle A‘râf Ashâbı, hem fiziksel hem de ahlâkî bir sınır bölgesindedir. --- Kur’an’da A‘râf Ashâbı (A‘râf 7:46–49) Kur’an’da yalnızca A‘râf Suresi 46–49. ayetlerde bu toplulukt...

From ʿArafāt to Ghazā: The Revival of Hajj Consciousness 🕋

 🕋 From ʿArafāt to Ghazā:  The Revival of Hajj Consciousness Hajj is not merely a journey—it is the foundation of a community built upon knowledge, collective decision-making, and conscious submission. One is recognized in ʿArafāt, reflects in Muzdalifah, is tested in Minā, and is spiritually revived around the Sacred House. ʿArafāt: The Place of Awareness and Revival through Decision In the Qur’an, the word ʿArafāt is mentioned directly only once: “When you stand at ʿArafāt during Hajj, remember Allah...” (Surah al-Baqarah 2:198) The word ʿArafāt stems from the root ʿarafa (عرف) , which means: to know, to recognize, to become aware, to distinguish. Thus, standing at ʿArafāt ( wuqūf ) is not a mere physical pause; it is: a conscious witnessing, an encounter with truth, a confrontation with one’s own self and reality. Trade, Remembrance, and Collective Decision in Hajj The same verse continues: “There is no blame upon you for seeking t...

Arafat’tan Gazâ’ya: Hac Bilincinin Dirilişi 🌐

 🌐 Arafat’tan Gazâ’ya: Hac Bilincinin Dirilişi Hac, sadece bir yolculuk değil; bilginin, toplumsal kararın ve iradi teslimiyetin mekânında başlayan bir ümmet inşasıdır. Arafat’ta tanınır, Müzdelife’de düşünülür, Mina’da sınanır ve Beyt’in etrafında dirilir. Arafat: Bilgiyle Yükselme, Kararla Dirilme Alanı Kur’an’da Arafat doğrudan sadece bir defa geçer: > “...Hacda Arafat’ta vakfe yapınca Allah’ı zikredin…” (Bakara 2:198) Burada geçen “Arafat” kelimesi, kök olarak ‘arafa’ (عرف) fiilinden gelir. Bu fiil: bilmek, tanımak, farkına varmak, ayırt etmek anlamları taşır. Bu bağlamda Arafat’ta durmak (vakfe), salt bir fiziksel bekleyiş değil; bilinçle tanıklık etme, hakikati tanıma, öz-benliğiyle ve hakikatle yüzleşmedir. --- Hacda Ticaret, Zikir ve Karar Alma Süreci Aynı ayette şöyle denir: > “Rabbinizden lütuf (ticaret, kazanç) istemenizde bir sakınca yoktur.” (Bakara 2:198) Yani hac, yalnızca ritüel değil, bilinçli bir sosyo-ekonomik karar sürecidir. İnsanlar orada: ticaret yapar...