Müşriklik: Allahsızlık Değil ⚠️
MÜŞRİKLİK: ALLAHSIZLIK DEĞİL, OTORİTEYİ PAYLAŞTIRMA HASTALIĞI
Yaygın bir yanılgı vardır: Müşrik denildiğinde, Allah’a inanmayan bir tip akla gelir. Oysa Kur’an bu algıyı baştan sona bozar. Müşrik; Allah’ı inkâr etmez, aksine O’na inandığını söyler. Sorun inanmamak değil, Allah adına uydurulmuş otoritelere iman etmektir.
Yanlış İnancın Anatomisi: Zümer Suresi 3. Ayet
Kur’an, müşrikliğin özünü şu ayetle açığa çıkarır: “İyi bilin ki halis din yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinenler, ‘Biz onlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz’ derler.” Buradaki temel sorun şudur: Müşrik Allah’a yaklaşmak ister ama bunu Allah’ın yetkilendirmediği yollarla yapar. Problem Allah’ın varlığı değil, Allah adına üretilen aracılardır.
Kur’an Okununca Ortaya Çıkan Tepki
Kur’an ayetleri okunduğunda müşrik zihniyetin verdiği tepki dikkat çekicidir. Bu tepki ayetin içeriğine değil, otoritesine yöneliktir. Ayet; adalet, ahlak ve merhamet gibi konuları işlediğinde sorun yoktur. Ancak ayet “Bu söz tek başına Allah’tandır ve rakipsizdir” dediği anda huzursuzluk başlar.
Zümer Suresi 45. ayet bu durumu bir psikolojik röntgen gibi sunar: “Allah, tek başına anıldığı zaman ahirete inanmayanların kalpleri daralır; O’ndan başkaları anıldığında ise hemen sevinirler.” ### Sevinç Nerede Başlar?
Müşrik zihniyet, Allah’ın ismi gelenekle, rivayetle, mezheple veya din büyükleriyle birlikte anıldığında ferahlar. Onlar için:
- Kur’an + Ek Otoriteler = Kabul edilebilir ve huzur verici.
- Sadece Kur’an = Rahatsız edici ve eksik.
Bu bir inkâr değil, dini "dengeye alma" ve yetkiyi paylaştırma refleksidir. Nitekim Zuhruf Suresi 23. ayette belirtildiği gibi, onlara Allah’ın indirdiğine uyun denildiğinde; “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” diyerek fıtri olanı geleneksel olanla perdelerler.
Şirk: Put Değil, Yetki Meselesidir
Şirk her zaman heykelle gelmez; bazen saygın isimlerle, bazen kutsanmış geleneklerle, bazen de “Büyükler böyle dedi” cümleleriyle gelir. Tevbe Suresi 31. ayette belirtilen bilginlerin ve rahiplerin "Rab edinilmesi" eylemi, onlara secde etmekle değil; mutlak hüküm ve yetki vermekle gerçekleşir.
Sonuç: Evrensel Bir Uyarı
Bu ayetler sadece tarihsel bir topluluğu anlatmaz; din adına ara-otorite üreten her zihniyete ayna tutar. Bugün “Kur’an yeter” dendiğinde kalbi daralan, ancak yanına beşerî ekler yapıldığında rahatlayan her anlayış aynı hastalığın pençesindedir.
Cevabı aranması gereken soru nettir: Allah tek başına konuştuğunda mı teslim oluyorsun, yoksa araya başka sözler karıştığında mı ferahlıyorsun? Unutmamalı ki; Halis din yalnızca Allah’ındır.
UYARI / HATIRLATMA

Yorumlar
Yorum Gönder