Kayıtlar

ayet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

DELİLİN IŞIĞI: Kanıt İlişkisi

Resim
  🌑 DELİLİN IŞIĞI: Kur’an’da Gölge, Güneş ve Bilinç Arasındaki Kanıt İlişkisi 1. Giriş: “Delil” Nedir? Kur’an’da “delil” kelimesi doğrudan çok az geçse de, onun karşılıkları olan şu kelimeler geniş bir düşünce ağı kurar: آية (ayet): İşaret, kanıt, mucize. بينة (beyyine): Açık, net, tartışmasız delil. برهان (burhan): Zihinsel kesinlik, apaçık aklî kanıt. سلطان (sultan): Otoriteye dayalı delil veya güç. Bunlar dört düzlemde işler: 1️⃣ Kozmik deliller (güneş, ay, gölge, yağmur gibi), 2️⃣ Tarihî deliller (geçmiş toplumların çöküşü), 3️⃣ İçsel deliller (vicdan, akıl, bilinç), 4️⃣ Vahiysel deliller (ayetlerin kendisi). 2. Gölgenin Delili: Güneşin Varlığı Furkan Suresi 45: “Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmedin mi? Dileseydi onu sabit kılardı; sonra Biz, güneşi ona delil kıldık.” Bu ayet üç katmanlı bir “delil zinciri” kurar: Yani gölge “yokluk” gibidir ama varlığını ışığa borçludur. Güneş, hem gölgenin sebebi hem de onun “kanıtı”dır. Bu, “varlık delili”n...

Allah'tan Rol Çalmaya Çalışmak ​🌩️

Resim
  Allah'tan Rol Çalmaya Çalışmak: Yaratamıyorsun, Peki Ne Diye Tanrılık Taslıyorsun? ​I. 👤 Tanrılık Kompleksi: İnsanın En Eski Hastalığı ​İnsanoğlu, var oluşundan bu yana Allah’ın mutlak yetkisine el uzatma eğiliminden kurtulamadı. Yaratamadığı hâlde yaratıcı gibi davranmak, yönetemediği hâlde kader tayin etmek, hüküm veremediği hâlde hüküm koymak... İşte insanın, ilah olma arzusunun binbir yüzü. ​Kur’an bu hâli çok yalın bir biçimde tanımlar: ​“O, gökleri ve yeri bir örnek olmaksızın yaratandır... O’ndan başka hiçbir yaratıcı yoktur.” (Fâtır 35/3) ​İnsan ise, yaratamayınca taklit etmeye, anlamayınca ad koymaya, hükmedemeyince otorite kurmaya başladı. Modern bilimde, siyasette, dinde hatta sanatta bile aynı kibirli ses yankılanıyor: “Ben de yapabilirim!” ​Ama Kur’an her defasında hatırlatır: ​“Ey insanlar! Size bir örnek verildi, onu iyi dinleyin. Sizin Allah’tan başka çağırdıklarınız, hepsi bir araya gelseler bile bir sinek bile yaratamazlar ...” (Hac 22/73) ​ Bir sin...

Rabbim Dosdoğru Bir Yol Üzerindedir.

Resim
​🕊️ Rabbim Dosdoğru Bir Yol Üzerindedir. Hûd 56. Ayet Üzerine Kavramsal Bir Tefekkür ​ (Hûd Suresi, 56. Ayet'in İlahi İstikamet Açısından Okunması) ​I. Giriş: Yol Gösteren Değil, Yolun Kendisi Olan ​Kur’an-ı Kerim’in genelinde "sırat-ı müstakîm" (dosdoğru yol) ifadesi, insanın izleyişine yöneliktir; müminin Rabbine ulaşmak için takip etmesi gereken ahlaki ve itikadî yolu işaret eder. Ancak, Hûd Suresi'nin 56. ayetinde bu ifade, bir insanın yönelişi için değil, bizzat Allah Teâlâ için kullanılmıştır: ​ “Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir.” (Hûd, 11/56) ​Bu ifade, yalnızca soyut bir inanç bildirimi olmanın ötesindedir. O, evrenin değişmez adaletini , ilahi yönetimin mutlak tutarlılığını ve hakikat çizgisinin tarih boyunca sapmazlığını ilan eden, kozmik bir ilke beyanıdır. ​II. Ayetin Tarihsel Bağlamı: Peygamberin Güven Sığınağı ​Hz. Hûd’un muhatabı olan Âd toplumu, güç, görkem ve ekonomik refahın getirdiği bir kibir içindeydi. Hûd’un yalnızca A...

Yeryüzünde Dolaşmak ve Fark Etmek

Resim
  🌍 Yeryüzünde Dolaşmak ve Fark Etmek: Akleden Kalbin Uyanışı ​ Giriş: Kur’an’da bilgi, salt bir zihinsel faaliyet olarak değil; ahlaki, vicdani ve derin bir idrak olarak tanımlanır. Bu anlayışın merkezinde, yalnızca düşünceyi değil, aynı zamanda hissedişi ve idraki de içeren “akleden kalp” kavramı yer alır. Özellikle Hac Suresi 22:46. ayeti, bu idrakin yeryüzündeki bir ibret yolculuğu ile nasıl kazanılacağını göstererek, bilginin yerini ve kaynağını yeniden tanımlar. ​1. Kalp, Aklın Merkezidir: Bilginin Vicdani Boyutu ​Kur’an, “akletme” eylemini sürekli olarak kalple ilişkilendirir: ​“Onların kalpleri vardır ama onlarla akletmezler.” (A’râf 7:179) ​Bu yaklaşım, aklın donuk bir zeka değil, uyanmış bir vicdan olduğunu vurgular. Gerçek akletmek, yalnızca mantıksal çıkarımlar yapmak değil; doğruyu hissedebilmek, ahlaki gerçekliğe karşı içsel bir duyarlılık geliştirmektir. Akıl, kalple bütünleştiğinde hikmete dönüşür. ​2. Hac 22:46: Dolaşmak, İbret Almaktır ​Hac Suresi, in...

Kuranda Taş Benzetmesi ve Amellerin Boşa Çıkması

Resim
Kur’an’da Taş Metaforu ve Amellerin Boşa Çıkması 1. Giriş Kur’an, soyut hakikatleri somutlaştırmak için sık sık metaforlar kullanır. Bunlardan biri de “taş” metaforudur. Taş, kimi zaman kalplerin katılığını, kimi zaman hakikatin saklandığı derinliği, kimi zaman da amellerin boşa çıkmasını temsil eder. Özellikle Bakara 264. ayet, riya ile yapılan iyiliklerin akıbetini çarpıcı bir taş benzetmesiyle resmeder. --- 2. Boşa Çıkan Ameller: İnce Toprak Üzerindeki Taş Bakara 2/264:  “Sadakalarınızı başa kakma ve eziyet ile boşa çıkarmayın… Onun hali, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer; üzerine sağanak yağmur yağınca çıplak kalıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler.” Burada taş, içi boş ve verimsiz kalbi simgeler. Üstündeki ince toprak tabakası, dışarıdan bakıldığında iyilik zannedilen, fakat kök salamayan amellerdir. Yağmur (imtihan, hakikat veya kıyamet günü) geldiğinde bütün maskeler silinir; geriye çıplak taş kalır. --- 3. Katı Kalpler: Taş Gibi, Hatta Daha...

Ayetler okununca Şeytan çarpmışa dönenler üzerine

Resim
Ayet Duyunca Şeytan Çarpmış Gibi Geri Çekilen Gelenekçi Zihniyet: Kur’an’a Alerjik Tepkiler Üzerine Günümüzde kendini “dindar” olarak tanımlayan birçok insan, Kur’an’dan bir ayet duyduğunda irkilmekte, rahatsız olmakta ve adeta “şeytan çarpmış” gibi tepki vermektedir. Özellikle bu ayet, yerleşik bir hurafeyi, mezhepsel bir görüşü veya geleneksel bir uygulamayı sorguluyorsa, tepkiler daha da şiddetli hâl alır. Kur’an’ın kendisini referans alarak konuşanlara “mealci”, “sapık” veya “hadis düşmanı” gibi etiketlerle saldırılır. Bu tutumun altında yatan zihinsel ve inançsal sorunlar, doğrudan Kur’an’ın eleştirdiği bir tavırdır. 1. Kur’an’dan Kaçış: Ayetin Sözünü Taşımaya Tahammülsüzlük Kur’an’ın kendisi, bazı insanların Allah’ın ayetleri karşısında neden rahatsız olduklarını şöyle açıklar:  “Onlara Allah’tan gelen bir ayet okunduğunda, inkâr edenlerin yüzlerinden inkârı anlarsın. Neredeyse sana saldıracaklar.” (Hac, 22/72) Bu ayet, ayetle karşılaştıklarında öfkeye kapılan, yüzü şekilden...

Güzel Örneklik olan Nebîler 📖✨

Resim
Kur’an Yeterliliği ve Peygamberlik Kurumuna Bakış: "İbrahim ve Beraberindekilerde Güzel Örnek" Tartışması 📖✨ İslam düşünce tarihinde önemli tartışma konularından biri, Kur’an’ın dinin tek ve yeterli kaynağı olup olmadığı, dolayısıyla Son Nebi’nin (selam üzerine olsun ) uygulaması ve uydurulan hadislerin dinin anlaşılmasındaki rolüdür.  Bu bağlamda, bazı kesimler "Son Peygamber ile  İbrahim ve beraberindekilerde güzel örnekler vardır" ayetlerini, hadislerin dinde delil olma vasfına bir kanıt olarak sunarken, ayetin bağlamından koparıldığını ve Kur’an’ın yeterliliğini gölgelediğini savunan farklı bir bakış açısı da mevcuttur.  Bu makalede, bu farklı bakış açısını Kur’an’ın kendi beyanları çerçevesinde değerlendireceğiz. 🔍🕌 "İbrahim ve Beraberindekilerde Güzel Örnek": Hadislerin Kanıtı mı? 🤔 Mümtehine Suresi’nin 4. ayeti olan "İbrahim ve beraberindekilerde sizin için güzel bir örnek vardır" ifadesi, genellikle peygamberlerin ve salih kişilerin h...

Lut’un Kızları Kimdir?

Resim
🔍 " Lut’un Kızları Kimdir?" Kur’an Bağlamında Yanlış Yorumlanan Bir Ayetin Doğru Anlaşılması Kur’an’da geçen Lut kavminin helakı kıssası, özellikle Hicr Suresi 71. ayet bağlamında sıkça yanlış anlaşılan örneklerden biridir. Ayette geçen “işte şunlar kızlarımdır” ifadesi, bazı yorumcular tarafından Lut’un öz kızları olarak algılanmış, bu da Lut’un kendi kızlarını "eşcinsel arzulara" sahip sapkın kavmine teklif ettiği gibi asılsız bir yargıya varılmasına neden olmuştur. Oysa bu yorum, Kur’an bütünlüğüyle çelişmekte ve Lut’un konumunu yanlış yansıtmaktadır. --- 1. Hicr 71 Ayeti Bağlamında Lut’un Sözü “(Lut:) Dedi ki: ‘İşte şunlar, kızlarımdır! Eğer yapmak istiyorsanız!’” (Hicr, 15/71) Bu söz, Lut’un sapkın kavmine yaptığı bir ikazdır. Onların eşcinsel yönelimlerine karşı bir uyarıdır. Lut, bu sözle onları helake götüren sapkınlıktan vazgeçmeye çağırmaktadır. Ancak burada “kızlarım” ifadesinden kasıt öz kızları değil, toplumun kadınlarıdır. --- 2. Peygamberlerin "...

Bakara’daki “Dirilme” Teması 🧩

Resim
Bakara Suresi'ndeki "Dirilme" Teması: Fiziksel Ölüm mü, Mecazî Uyanış mı? Kur’ân’da “dirilme” kavramı sıkça geçer; ancak bu “diriliş” kavramı sadece fiziksel ölmenin ardından bedenin yeniden canlanması anlamına gelmez. Çoğu durumda Kur’ân, bireyin veya toplumun manevi, vicdanî ve ahlâkî anlamda “ölü” olduğunu, gerçeklerden kopuk, karanlık ve zulme ortak durumda bulunduğunu anlatır. Bu “ölülerin diriltilmesi” , hakikatin ve ilahi rehberliğin ulaşmasıyla, vicdanın uyanmasıyla gerçekleşir. Bu makalede, özellikle Bakara Suresi 67-73. ayetlerindeki “dirilme” ve “parçayla vurma” motifleri incelenerek, ayetin klasik mucizevi yorumlarının ötesinde sembolik, sosyo-ahlakî bağlamda nasıl anlamlandırılabileceği ortaya konacaktır. 1. Kur’an’da “Ölü” ve “Dirilme” Kavramları 1.1 En‘âm 6:122: “Ölü İken Diriltmek” “Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürümesi için bir nur verdiğimiz kişi...” (En‘âm 6:122) Bu ayetteki “ölü” , gerçek anlamda cansız bir beden değil; hak...

Bir Su, Bir Soy, Bir Başlangıç 👨‍👩‍👦‍👦

 👨‍👩‍👦‍👦 Bir Su, Bir Soy, Bir Başlangıç  Kur’an ayetlerinden Târık 86/5-8 ve İnsan 76/2 ayetlerinin yorumuna dayanan bir analiz yapacağız. İnsanın nesilden nesile aktarılarak ve toprak kökenli bir yaratılışla var edilmesidir: --- İnsanın Yaratılışı: Katışık Nutfe, Sulb ve Teraib Kavramlarının Kur’an Temelli Yorumu Kur’an’da insanın yaratılışı üzerine birçok ayet yer alır. Bu ayetlerin bazılarında, yaratılışın biyolojik yönüne dikkat çekilirken, bazıları ise insanın özünü, kökenini ve sürekliliğini metaforik ve temsilî bir dille anlatır. İnsan Suresi 2. ayet şöyle der: > “Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık.” (İnsan, 76/2) Buradaki "nutfe" kelimesi, Kur’an’da çoğu zaman “az miktarda sıvı” anlamında geçer. “Emşâc” kelimesi ise “karışık, katışık” anlamındadır. Bu ifadenin, sadece biyolojik sperm ve yumurta birleşimine indirgenmesi, Kur’an’daki temsilî anlatımı sınırlamak olur. Çünkü Kur’an bütüncül bir varlık anlayışı sunar. Bu durumda “katışık nutfe”, sadece fizikî ...

Karanlıkta Ateş Yakan ADAM Sahte Işıkların Aldatıcı Parıltısı 🔥

 🔥 Karanlıkta Ateş Yakan ADAM Sahte Işıkların Aldatıcı Parıltısı Bakara 2:17-20 — Temsili Anlatım 17. ayet: > Onların durumu, bir ateş yakan kimsenin durumuna benzer: Ateş etrafını aydınlatınca, Allah onların nurunu giderir ve onları karanlıklar içinde, görmez bir halde bırakır. 18. ayet: > Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden (hakikate) dönemezler. 19. ayet: > Ya da onlar, gökten şimşek, gök gürültüsü ve yıldırımlarla dolu bir fırtınaya yakalanan kimselere benzer. Karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek içindedirler. Ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, kâfirleri kuşatmıştır. 20. ayet: > Şimşek neredeyse gözlerini alacak. Onlara bir aydınlık verince orada yürürler; karanlık çökünce dururlar. Allah dileseydi onların işitmelerini ve görmelerini giderirdi. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. --- Kavramların Temsili Anlamları 1. Karanlıklar (ẓulumât): Vahiyden uzaklık, bilgi, bilinç ve yön yoksunluğu anlamında kullanılır. Kur’an’da “karanlı...