Bu Blogda Ara

sayfalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sayfalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Haziran 2025 Cuma

Kozmik Kameranın Tersine Dönmesi 🌒









UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz


🌒 Tekvîr Suresi: Kozmik Kameranın Tersine Dönmesi

“İzâ’ş-şemsu kuvvirat...”
(Güneş dürüldüğü zaman)
(81:1)

Bu ilk ayetten itibaren, sanki bir kamera geri sarıyor. Evrenin sonu, varoluşun çözüldüğü bir sahne gibi…

🎥 Tersine Akan Kozmos:

  • Güneş dürülüyor → Sanki bir meşale değil, bir sahne ışığı kapatılıyor.

  • Yıldızlar dökülüyor → Işık kaynakları birer birer sahneden düşüyor.

  • Dağlar yürütülüyor → Dünya sahnesi sökülüyor, sabitlik yerini akışa bırakıyor.

Bu sahneler, kameranın kaydını geri sarması gibi:
İnsan merkezli bir evrende değiliz artık. Her şey insanı yargılamak için geri çağrılıyor.


👁️‍🗨️ GİZLİNİN İFŞASI

"İzâ’n-nefûsu zuvvicet"
(Nefisler eşleştirildiğinde)
(81:7)

Bu ayet çok gizemli. Nefislerin eşleşmesi nedir?

  • Ruhların hakikatleriyle yüzleşmesi mi?

  • Herkesin kendi yüzüyle buluşturulması mı?

  • İnsanın özündeki “ikilik” (nefs-emmare vs. nefs-i mutmainne) ile nihai hesaplaşması mı?

Belki de her ruh kendi hakikatiyle evlendiriliyor — yani kaçış yok, özbenlik sahneye çağrılıyor.


🕵️‍♂️ KOZMOLOJİK MAHKEME:

“Ve izel me’ûdetü suilet. Bi-eyyi zembin kutilet.”
(Diri diri gömülen kıza sorulduğunda: Hangi suçla öldürüldü?)
(81:8-9)

İnanılmaz bir sahne:
Kur’an tarihinde ilk kez “suçludan” değil, “mağdurdan” hesap soruluyor!

Yani:

  • Mağdurun sesi yükseltiliyor.

  • “Seni kim susturdu?” deniyor.

  • Bu, sadece tarihi bir infaz değil; tüm bastırılmış seslerin mahşerde dile gelişi.


🪞 HER ŞEYİN ALTÜST OLDUĞU AN:

“Ve izes-suhufu nüşirat”
(Sayfalar açıldığında)
(81:10)

Sadece birer kitap değil bu sayfalar.
Bunlar:

  • Bilinç kayıtları,

  • Hafıza çekmeceleri,

  • Tüm bastırılmış vicdan defterleri.

Ve hepsi yayılıyor — gizli olan artık gizli değil.


🧠 Sürpriz Final: Peygamber Değil, Zihin Onaylıyor

“Ve mâ sahibukum bi mecnûn”
(Arkadaşınız bir deli değildir)
(81:22)

Ve bu inişli çıkışlı sure, birdenbire Peygamber’in akıl sağlığıyla ilgili bir savunmayla biter!

Neden?

Çünkü bu kadar sarsıcı evrensel yıkım ve hesaplaşma sahnesinden sonra, biri çıkıp:

“Bunlar uydurma!” diyebilir.

Ama Kur’an diyor ki:

  • Hayır. Bu mesajlar aklın dışı değil, bilincin içidir.

  • Gördükleriniz, bir hayalin değil, ilahi haberin ta kendisidir.


🔥 Sıra Dışı Şaşırtıcı Detay:

Bu sure sadece kıyamet sahnesi değil, zihnin içinin kıyametidir.
Kozmik değil, içsel yıkımı anlatır.
Ve sonunda bilincin peygambere tanıklık etmesiyle son bulur.

12 Haziran 2025 Perşembe

İnce Derilere Yazılan Kuran, Ne Anlatıyor? 📜



UYARI / HATIRLATMA


Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.

Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın. 

Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.

Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz


📜 "İnce Derilere Yazılan Kur’an": Ne Anlatıyor?

Kur’an’da doğrudan “ince deri” (rakka/رقّ) ifadesi yalnızca Tekvîr Suresi 23. ayette geçen şu pasajda yer alır:

> "Katibin şahitliğinde, çok değerli bir elçinin getirdiği, saygı duyulan, güvenilen, itaat edilen bir elçidir. Ve o, apaçık bir ufukta onu gördü. Ve o, gayb hakkında cimri değildir. Ve o, kovulmuş bir şeytanın sözü değildir. Hâlâ nereye gidiyorsunuz? Bu, âlemler için yalnızca bir öğüttür. Sizden doğru yolda olmak isteyenler için. Siz, ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’ın dilemesiyle istersiniz."
(Tekvîr 19–29)



Ayrıca ilgili bir başka ayette şunu görüyoruz:

> "O levhalar ki, tertemizdir. Yüksek tutulmuş ve tertemiz olan sayfalardadır. Değerli, arındırılmış yazıcıların ellerindedir."
(Abese 13–16)



🧾 Kur’an’da "Suhuf" ve Yazılılık Teması

Kur’an’da vahyin yazıya geçirilmiş olması, onun kalıcılığı ve güvenilirliği açısından çok önemlidir. "Suhuf" (sayfalar) ve "kitâb" (yazılı belge) kavramları, vahyin yazılı olarak korunmasını ve aktarılmasını temsil eder.

> "Gerçekten bu, önceki sahifelerde de vardı: İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde." (A'lâ 18–19)



🐑 “İnce Deri” Ne Anlatıyor?

Tarihi kaynaklarda (Kur’an dışı ama tarihsel bilgi olarak), Kur’an ayetlerinin ilk dönemlerde ince derilere (rakka), parşömene, hurma yapraklarına, taşlara veya kemik parçalarına yazıldığı anlatılır. Bu, vahyin sözle olduğu kadar yazıyla da korunduğunun göstergesidir.

Kur’an buna doğrudan değinmez; ama Kur’an’ın metinsel kimliği, yazılı olma, okunma, öğüt olma ve korunma özellikleriyle birlikte düşünülmelidir:

> "Hiç kuşkusuz, Zikr’i (Kur’an’ı) biz indirdik ve biz koruyacağız." (Hicr 9)



📌 Yani “ince deri” ifadesi, Kur’an’ın yazıya geçirilmişliğini ve metinsel niteliğini simgeler. Bu da Kur’an’ın, yalnızca sözlü bir gelenek değil, bilinçli şekilde yazıya geçirilen ilahi mesaj olduğunu ortaya koyar.


---

🔄 Bu Bilgi, Hadislerle İlişkilendirilebilir mi?

Evet. Bu noktada kritik olan şudur:
Hadisler çoğunlukla yüzyıllar sonra sözlü aktarımla derlenmişken, Kur’an başından itibaren yazılmış ve korunmuş bir metindir. İşte bu yüzden:

✅ Kur’an, “ince deri” gibi imgelerle metinsel, sabit ve korunmuş bir hakikati temsil ederken,
❌ Uydurma hadisler sözlü gelenekte oluşmuş, sonradan yazıya geçirilmiş, değişken ve yorumlara açık ürünlerdir.