Kayıtlar

hakikat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hakikatten Kaçan Yaban Eşekleri🦓

Resim
🫣 Hakikatten Kaçan Yaban Eşekleri: Kur’an’ın Şaşırtıcı Bir Benzetmesi Üzerine 🦓 Giriş Kur’an, insanın zihinsel ve ruhsal hâllerini betimlerken son derece etkileyici, çoğu zaman da şaşırtıcı benzetmeler kullanır. Bunlardan biri, Müddessir Suresi 49–51. ayetlerde geçen "yaban eşeği" benzetmesidir: "Peki onlara ne oluyor da öğütten yüz çeviriyorlar? Sanki ürküp kaçışan yaban eşekleri gibiler, Aslandan kaçmış gibi..." (Müddessir 74:49–51) Bu benzetme ilk bakışta tuhaf, hatta mizahi gelebilir. Ancak daha yakından bakıldığında psikolojik, sosyolojik ve felsefi katmanları olan bir uyarı ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılır. --- 1. 🐴 Yaban Eşeği Kimdir? Arap çöllerinde yaşayan "ḥimār vahşî", yani yaban eşeği; insan eline alışmamış, evcilleşmemiş, her sese irkilip kaçan bir hayvandır. Kur’an’ın bu hayvanı örnek göstermesi, tesadüfî değil, insanın ruhsal refleksine dikkat çekmek içindir: Eğitilmemiş nefis, yaban eşeği gibidir. İlahi kelama alışık olmayan akıl, o...

İSA NEBİ Kuş yapıp ona üflemesi 🕊

Resim
İsa'nın çamurdan kuş yapıp ona üflemesiyle uçması gerçekten olmuş bir olay mı, yoksa mecazi (metaforik) bir anlatım mı? Kur’an merkezli düşünürsek, her iki yorumu da göz önünde bulundurarak değerlendirelim: --- 🧭 1. Gerçek Anlatım Olduğu Görüşü Bu anlayışa göre: İsa gerçekten çamurdan kuş biçiminde bir şey yaptı, Ona fiziksel olarak üfledi, Allah da bu olağanüstü olaya izin verdi, ve kuş canlanarak uçtu. 🔹 Bu görüşe göre amaç: İsa'nın peygamberliğini ispat eden mucizelerden biri olarak gösterilir. Yahudi toplumunun “gözle görülür mucize” isteğine cevap verildiği düşünülür. İsa’nın ilahî izinle yaptığı mucizeler, onun Tanrı değil kul olduğunu ispatlar. --- 🌱 2. Mecazi (Metaforik) Anlatım Olduğu Görüşü Bu görüş Kur’an’daki temsili anlatım biçimini esas alır. 💡 Dayanaklar: Kur’an’daki birçok kıssa sembolik anlatım içerir. “Kuş” Kur’an’da sıkça bilinç, ruh, özgürlük gibi soyut kavramların sembolüdür.  “Her insanın kuşu boynundadır” (İsrâ 13) → Amelleriyle ilgili bilinç “Çamurda...

TARIK SURESİ "kapıyı çalmak"

Resim
“Târık” Gerçekten Gece Gelen mi? Yoksa İçimizde Patlayan Kozmik Bir Ses mi? وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ "Andolsun göğe ve Târık’a..." (86:1) 🔍 Târık kelimesi, genellikle "gece gelen yıldız" olarak çevrilir. Ama Arapça’da ṭ-r-q kökü “kapıyı çalmak” anlamına gelir. 📌 Bu şu anlama da gelebilir: “Geceleyin zihnini çalan o ses, o uyarı, o bilinç kıvılcımı!” 💡 Yani: Bu bir gök cismi değil, senin kalbine çarpan bir hakikat çanı olabilir. 🌠 2. “Necm-i Sâkıb” – Bilinçte Patlayan Bir Yıldız mı? النَّجْمُ الثَّاقِبُ “Delip geçen yıldız.” (86:3) 🔭 “Thāqib” kelimesi; bir şeyi delen, nüfuz eden, içe işleyen anlamına gelir. Bu yıldız, belki de gökyüzündeki bir nesne değil… 🚪 … Bilinç perdesini delen bir hakikat ışığıdır. 💥 İçimize bakan bir yıldız: Vicdan. 🔥 Her şeyi delip geçer: Gerçek. 🌌 Gece gelen: Aniden fark ediş. 👁️‍🗨️ 3. “İnsan neden yaratıldığına bir baksın!” (86:5) فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ Bu ayet, sadece biyolojik y...

BELED SURESİ : Şehir, İnsan ve Sınavın Anatomisi

Resim
UYARI / HATIRLATMA Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür. Lütfen her ifadeyi  Kur’an’ın bütünüyle  değerlendirin;  ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.  Hakikatin tek ölçüsü  Allah’ın kitabıdır.  Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir. Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz 🗝 KONU BAŞLIKLARI 🔻 🌆 Beled Suresi: Şehir, İnsan ve Sınavın Anatomisi Surenin ilk ayeti: Lâ uksimu bihâzel beled “Hayır, bu şehre andolsun.” Kur’an’da genelde “ Uksimu ” (yemin ederim) kalıbı gelirken burada " Lâ uksimu " denir. İlk bakışta "Yemin etmiyorum" gibi görünse de bu Arapçada yemin vurgusunu güçlendiren bir ifade biçimidir : ➡️ "Kesinlikle andolsun!" Yani sıradan bir yemin değil, inkârcının inkârına karşı Allah’ın hakikate dikkat çekici yeminidir. 🧭 “Beled” (şehir) neden önemli? “Beled” kelimesi, sadece bir şehir değil, insanın sınandığı, hayatın çetin geçtiği mekân ...

HAKKA SURESİ "gerçeğe dönüş" ⚖️

Resim
Hakkā Suresi  şaşırtacak kadar sarsıcı, sarsacak kadar çıplak bir hakikat metnidir. Kıyametin adıdır, yalanın çöküşüdür, her şeyin “gerçeğe” döndüğü andır.  🌪️ 1. Hakkā ne demek, gerçekten düşündün mü? “Hakkā” kelimesi sadece "kıyamet" değil, “hakkın gerçekleşmesi” , yani hakikatin kaçınılmazca tecellisi demektir. Kökü ḥaqq (حق) ; “gerçek, sabit, değişmez hakikat”tir. Yani bu bir felaket senaryosu değil; maske düşüşü dür. Hakkā = Hakikatin ta kendisiyle yüzleşmek. Soru soruyor ayet: "El-Hāqqatu mâ’l-ḥaqqah / Ve mâ edrâke mâ’l-ḥaqqah?" (Gerçekleşen hakikat! Hakikat nedir? Nereden bileceksin onun ne olduğunu?) Ayet seni bilmediğini fark etmeye zorluyor. Bu bir "bilgi" değil, bir karşılaşma dır. ⚖️ 2. Amel defteri sağdan ve soldan değil — yakından ve uzaklıktan bahseder. Sağdan verilen kişi der ki: " Hâumuqraû kitâbiyye! " (Alın okuyun defterimi!) Bu, sadece kurtuluş değil, bir görünürlük arzusudur. Kendini saklamayan...

Sarsılmakla Başlar: Zilzal’de Hakikatin Depremi"

Resim
  Zilzâl Suresi genellikle kıyametin dehşetiyle ilişkilendirilir. Ama öyle görünmüyor.  --- زِلْزَالَهَا – “O sarsıntısını” 1. اِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا "Yeryüzü, kendi sarsıntısıyla sarsıldığında..." Bu “sarsıntı” yalnızca fiziksel bir deprem olmayabilir. "Zilzâl", içsel bir silkinişi, zihinsel bir altüst oluşu, bütün yerleşik kabullerin yıkılmasını da temsil edebilir. Yeryüzü, insanın zihinsel evreni olabilir. “Kendi sarsıntısı” ifadesi, her bireyin kendi hakikatiyle yüzleştiği özgün, kişisel bir kıyameti işaret eder. --- أَثْقَالَهَا – “Yüklerini dışa vurduğunda”  2. وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا “Ve yer, ağırlıklarını dışarı çıkardığında…” İçeride birikmiş olan her şey artık bastırılamaz: Vicdan, hafıza, bastırılmış hakikatler… Toplumun ya da bireyin bastırdığı ne varsa “yüzeye” çıkar. Yer (arz), sadece toprak değil; kişinin benliği, kalbi ya da kolektif bilinçaltı da olabilir. --- مَا لَهَا؟ – “Nesi var bunun?”  3. وَقَالَ الْإِنسَانُ مَا لَ...

Hakikatin Çığlığına Sessiz Kalan İnsan Olmak

Resim
Bazı çığlıklar vardır, kulağa değil, vicdana çarpar. Ne bir sesin perdesindedir, ne de bir ağızdan yükselir. Yeryüzünde ezilenlerin, yok sayılanların, unutulmuşların, sömürülenlerin, kandırılanların yankısıdır bu çığlık. O çığlık hakikatin kendisidir. Ve ne acıdır ki, bu çağrıyı duyan kulak çok, ama işiten yürek azdır. İnsan, sadece gören, duyan, düşünen bir varlık değil; aynı zamanda tanıklık eden bir varlıktır. Tanıklık, sadece gözle değil, gönülle, bilinçle ve sorumlulukla yapılan bir iştir. Fakat çağımızın insanı, görüp de görmemeyi, bilip de bilmiyormuş gibi yapmayı, duysa da sessiz kalmayı bir meziyet sandı. Oysa hakikatin karşısında tarafsız kalmak, zalimin safında durmakla eşdeğerdir. Hakikat yalnızca doğru bilgi değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur. Zulmü bilip susan, yalanı görüp göz yuman, adaletsizliğe alışan insan; kendi vicdanını da, toplumun vicdanını da yavaş yavaş susturur. Sessizlik bulaşıcıdır. Bir kişi sustu mu, arkasından bin kişi daha susar. Sonra bir bakm...

Kur’an’da “Sağ Yan” ve “Sol Yan” Yönler ✨

Resim
Kur’an’da “Sağ Yan” ve “Sol Yan” Üzerine: Yönler Arasında Hakikat Yolculuğu ✨ Kur’an’da geçen yön bildiren ifadeler, sadece fiziksel yönleri değil, ahlaki ve bilinçsel yönelişleri de yansıtan sembolik anlatımlardır. “Sağ” ve “sol”, bu yönelişlerin en temel metaforlarıdır.

KIBLE "Ritüelden Hakikate" 🕋

Resim
🕋 KIBLE "Ritüelden Hakikate" Ritüelden Hakikate: Salât ve Kıble'nin Yeniden Anlamlandırılması Dinlerin Çürümesi, Ritüellerin Doğuşu İnsanlık tarihinde birçok dini yapı zamanla anlam merkezinden uzaklaşarak şekilciliğe kaymıştır. Başlangıçta hakikati inşa eden anlamlı eylemler, zamanla anlamını yitirip sıradan ritüellere dönüşmüş, bu da dinin yozlaşmasını beraberinde getirmiştir. Bugün İslam dünyasında da bu durum farklı değildir. Salât, kıble, tekbir gibi kavramlar, biçimsel kalıplara hapsedilmiş ve içerdiği derin anlamlar göz ardı edilmiştir. Salât’ın Evrensel Anlamı ve Ritüelleşme Tehlikesi Kur’an'da emredilen salât, bir yönelimi, bir bağlılığı, bir dayanışmayı ve toplumsal adaleti temsil eder. Salât, sadece bireysel ibadet değil; toplumsal sorumluluk, tevhidî bilinç ve dayanışma bilincidir. Bugün bu anlam göz ardı edilmiş; salât, belli zamanlarda tekrarlanan ve içeriğinden koparılmış bir hareket dizisine indirgenmiştir. Kur’an’da salât kelimesi, sosyal adaleti önc...