Kur’an’daki Mûsâ ve Bilge Kul kıssasını (Kehf 60–82) esas alarak, modern bir bireyin manevî gelişim yol haritasını çıkaralım. Bu yolculuk, hem zihin hem de kalp eğitimi içerir. Her aşamada neyle karşılaşacağımızı, neyi öğrenmemiz gerektiğini ve hangi ahlaki yetkinliği kazanmamız gerektiğini göreceğiz:
Bu Blogda Ara
GÖRE etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GÖRE etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Mayıs 2025 Salı
18 Haziran 2012 Pazartesi
KURANA BEYAN NEDİR ? 📝
📝 KURANA BEYAN NEDİR ?
Kur’an’ın Açıklığı ve Peygamberin Görevi Üzerine
Kur’an’ın birçok ayetinden anlaşıldığı üzere, Kur’an kendisini apaçık (mübîn) bir kitap olarak tanımlar. Yani anlaşılması zor, gizemli veya ek bir açıklamaya muhtaç bir metin değildir. Herkesin anlayabileceği bir dilde indirilmiştir. Allah Rasulü’nün görevi, bu vahyi olduğu gibi insanlara duyurmak ve ulaştırmaktır. Ona verilen görev vahyin açıklamasını yapmak değil, vahyin kendisini tebliğ etmektir.
Örnek olarak Nur 54. ayette belirtildiği gibi, elçinin görevi yalnızca “apaçık bir şekilde duyurmaktır.” Aynı şekilde diğer birçok ayette de (Hac 72, Al-i İmran 86, A'raf 105, Nur 34, vb.) Kur’an'ın, anlaşılır ve açıklanmış bir şekilde indirildiği vurgulanmaktadır.
Bazı kişiler, “beyan, liyubeyyine, litubeyyine” gibi kelimeleri yanlış anlayarak, Peygamber’e Kur’an dışında da vahiy geldiğini ve onun Kur’an dışı konuları da açıklamakla görevli olduğunu iddia etmektedir. Oysa bu ifadeler, gizli bir şeyi açıklamak değil, var olanı ortaya koymak, duyurmak, ilan etmek anlamındadır. Hükümet sözcüsünün aldığı kararları kamuoyuna açıklaması gibi, Peygamber de Allah’tan aldığı vahyi topluma aktarmıştır. Bu görev, onun yorum yapma ya da Kur’an dışı yeni hükümler koyma yetkisine sahip olduğu anlamına gelmez.
Ayetlerde geçen bu kelimeler, “gizli olanı ortaya çıkarma” anlamında değil, “gizlememe, açıkça bildirme” anlamında kullanılmıştır. Bakara 159 ve Al-i İmran 187 gibi ayetlerde, “gizlemeyin” denilerek, Allah’ın ayetlerinin insanlardan saklanmaması gerektiği vurgulanmaktadır.
Ayrıca Nahl 44 ve İbrahim 4 gibi ayetlerde geçen “açıklasın diye” ifadeleri de, Allah’ın elçisinin Kur’an’ı kendi kavmine anlayacakları şekilde sunması anlamındadır. Bu, yeni bir vahiy veya hüküm üretme yetkisi değildir.
Kur’an’da kullanılan “beyan” kelimesi, açıklamakla birlikte yorumlamak, tefsir etmek, tamamlamak anlamına gelmez. Kur’an zaten detaylı olarak açıklanmış bir kitaptır (11/1, 6/154, 7/145, 17/12, 10/5). Allah Kur’an’da hiçbir şeyi eksik bırakmadığını açıkça belirtmektedir.
Sonuç olarak, “Resul’ün Kur’an’ı açıklama görevi vardır, çünkü ona Kur’an dışında da vahiy gelmiştir” düşüncesi, ayetlerin içeriğine ve Kur’an’ın beyan ettiği gerçeklere aykırıdır. Kur’an dışında herhangi bir söz veya açıklama, vahiy kabul edilemez. Peygamber'in açıklamaları onun bireysel yorumları olabilir; ancak bunlar Allah’ın kelamı değildir.
---
YARATILMIŞLARIN TESBİHİ 📿
📿 YARATILMIŞLARIN TESBİHİ
Kısaca Anlamı;
Tesbih kelimesi, Arapça'da se-be-ha fiilinden türemiştir. Bu fiil; yüzmek, uzaklaşmak, hızlı hareket etmek gibi anlamlara gelir. Kur’an’da yıldızların yörüngedeki hareketleri için de bu kelime kullanılır:
> “Hepsi bir yörüngede akıp gitmektedir.” (Enbiya 21:33; Yasin 36:40)
Bu anlamlar, Allah’ı tesbih etmenin sürekli ve sapmadan yapılan bir eylem olduğunu gösterir.
---
🌍 Kur’an’da Tesbih Eden Varlıklar
Kur’an’da, göklerde ve yerde bulunan her şeyin Allah’ı tesbih ettiği belirtilir. Örneğin:
> “Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ı tesbih etmektedir.” (Hadid 57:1; Haşr 59:1; Saf 61:1)
Bu ayetlerde, Arapça’da geçmiş zaman kipi kullanılmıştır. Ancak bu, sadece geçmişte değil, sürekli devam eden bir tesbihi ifade eder.
---
🌠 Varlıkların Tesbihi ve İtaati
Fussilet Suresi'nde, Allah’ın göğe ve yere “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dediği, onların da “İsteyerek geldik” cevabını verdiği anlatılır (Fussilet 41:11). Bu, evrenin Allah’a olan itaatini ve tesbihini gösterir.
Ayrıca, bazı ayetlerde cansız varlıklar konuşturularak onların özellikleri vurgulanır. Örneğin, cehenneme “Doldun mu?” sorusuna, cehennemin “Daha var mı?” cevabı vermesi (Kaf 50:30). Bu, edebi bir anlatım olan kişileştirme (intak sanatı) ile yapılır.
---
🕊️ Tesbih Eden Diğer Varlıklar
Kur’an’da, göklerde ve yerde olanların yanı sıra, kuşlar ve meleklerin de Allah’ı tesbih ettiği belirtilir:
> “Görmez misin; göklerde ve yerde bulunan her şey ve dizi dizi kuşlar Allah’ı tesbih ederler.” (Nur 24:41)
> “Gök gürültüsü Allah’ı tesbih eder. Melekler de O’nun korkusundan (tesbih ederler).” (Ra’d 13:13)
---
🔍 Sonuç
Kur’an’a göre, evrendeki her varlık, yaratılış amacı doğrultusunda Allah’ı tesbih eder. Bu tesbih, sadece sözle değil, varlıkların hâl diliyle, yani yaratılışlarına uygun davranışlarıyla da gerçekleşir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)