İnancın Çürüyüşü ve Dürüstlüğün Dirilişi
📖 Fıtratın Sessiz Şahitliği: İnancın Çürüyüşü ve Dürüstlüğün Dirilişi İnsanlık tarihinin en çarpıcı paradokslarından biri şudur: Dillere “iman” vurgusu yapan toplumlarda ahlaksızlık kol gezerken, hiçbir kitaba bağlı olmayan insanlar fıtratın çağrısına daha sadık kalabilmektedir. Bu tezat, Kur’an’ın dilinde aslında şaşırtıcı değildir. Çünkü Kur’an’a göre ahlakın kaynağı, bir “etiketi taşımak” değil, **“fıtrata uygun yaşamak”**tır. 1. Fıtrat Dini: Etiket Değil, Yaratılışın Özü Kur’an’ın “fıtrat” diye tanımladığı şey (Rum 30/30), insana yaratılışta yerleştirilen doğal yönelimdir: doğruya karşı duyarlılık, haksızlığa karşı içsel direnç ve hakikati tanıma kabiliyeti. Bu doğal yönelim: Din değiştirenle değişmez. Ülke sınırlarıyla kayıtlanmaz. Kitapların sayfalarına değil, insanın özüne yazılmıştır. Bu yüzden; şintoist bir Japon, tartıda hile yapmıyor, kimsenin malına göz dikmiyor ve komşusunu rahatsız etmiyorsa, bu onun “Müslüman” olduğu anlamına gelmez, ama...