Rabbimizin Kelimeleri ve Kur’an’ın Yeterliliği
"De ki”: Kur’an’ın Kendini Savunması
Rabbimizin Kelimeleri ve Kur’an’ın Yeterliliği
Neye İtiraz Ediliyordu?
Kur’an’da bazı ayetler vardır ki doğrudan bir itiraza, bir sınırlandırma girişimine veya bir “yetmezlik” iddiasına cevap olarak gelir.
Kehf 109 ve Lokman 27 bu ayetlerdendir. Bu ayetler, vahyin henüz iniş sürecindeyken ortaya atılan şu iddiaya karşı nazil olmuştur:
“Bu kadar mı? Bundan ibaret mi? Daha fazlası yok mu?”
Yani mesele ayet sayısı değil, otorite meselesidir.
1. “De ki” (قُل) Neden Başlıyor?
Kehf 109 ayeti “De ki” emriyle başlar. Kur’an’da “De ki” ile başlayan ayetler, peygamberin şahsi görüşünü değil, doğrudan ilahî cevabı bildirir.
Burada muhatap:
Vahyi sınırlı görenler
Allah’ın kelimelerini bitmiş, tamamlanmış, tüketilebilir zannedenler
Peygamberden Kur’an dışında ek açıklama, ek bilgi, ek “kaynak” bekleyenlerdir
Bu yüzden hitap nettir:
“De ki…”
Yani: Bu senin değil, Rabbinin cevabıdır.
2. “Rabbinin Kelimeleri” Ne Demektir?
Kur’an, kendisini “lafızlar bütünü” olarak sunmaz. “Kelimeler” (kelimât) ifadesi;
Hükümleri
İlkeleri
Yasaları
Evrensel ölçüleri
Tarihsel ve ontolojik gerçeklikleri
kapsar.
Bu nedenle ayet şunu söylemez:
“Ayetlerim çoktur”
Şunu söyler:
“Kelimelerim tükenmez.”
Bu, vahyin canlı, süreklilik taşıyan, kuşatıcı bir hakikat olduğunu ilan eder.
3. Deniz–Mürekkep Temsili Ne Anlatır?
Kehf 109 ve Lokman 27’de kullanılan temsiller son derece çarpıcıdır:
Deniz → Bilgi deposu
Mürekkep → Yazılabilir olan
Kalemler → İnsan aklı ve kayıt imkânı
Verilen mesaj açıktır:
İnsanlığın tüm bilgi araçları, Allah’ın kelimelerini kuşatmaya yetmez.
Bu ifade aynı zamanda şu iddiayı peşinen reddeder:
“Kur’an eksiktir, tamamlanmaya muhtaçtır.”
Eksik olan Kur’an değil, insan idrakidir.
4. Neden Hadis ve Ek Metinler Üretilmeye Başlandı?
Bu ayetlerin ruhuna aykırı biçimde tarih boyunca şu eğilim gelişmiştir:
Kur’an anlaşılmaz ilan edildi
“Yetmez” algısı oluşturuldu
Açıklama adına ikinci otoriteler üretildi
Risaleler, şerhler, hadis külliyatları “tamamlayıcı” konuma getirildi
Oysa deniz ayetleri açıkça şunu söyler:
Allah’ın kelimeleri tamamlanmaya muhtaç değildir,
insanın onları kuşatması mümkün değildir.
Yani mesele bilgi eklemek değil, anlamaya talip olmaktır.
5. Kur’an Yeter Derken Ne Kastedilir?
“Kur’an yeter” demek:
Kur’an dışında dinî bağlayıcı otorite tanımamak
Allah’ın kelimelerini başka kelimelerle sınırlamamak
Vahyi, tarihsel rivayetlere mahkûm etmemek
Peygamberi, Kur’an dışı bir din kurucusu konumuna itmemek demektir.
Bu ayetler, vahyin kendisini savunduğu ayetlerdir.
6. Peygamberin Konumu: Tebliğ Eden
“De ki” ifadesi aynı zamanda peygamberin sınırını da belirler:
O, kelime üretmez
O, kelime eklemez
O, kelimeleri tebliğ eder
Kur’an, peygamberi vahyin sahibi değil, vahyin taşıyıcısı olarak tanımlar.
Sonuç: Deniz Tükenir, Kelime Tükenmez
Bu iki ayet şunu ilan eder:
Din donmuş bir gelenek değil
Kur’an kapanmış bir metin değil
Vahiy eksik değil
Allah’ın kelimeleri sonsuzdur
Eksik olan Kur’an değil, onu yetmez gören zihindir.
Denizler biter, kalemler kırılır, risaleler çoğalır…
Ama Rabbinin kelimeleri asla tükenmez.
UYARI / HATIRLATMA

Yorumlar
Yorum Gönder