Bu Blogda Ara

isterler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
isterler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mayıs 2025 Pazartesi

İnkârcıların Peygamberden Beklentileri 🤬

🤬 İnkârcıların Peygamberden Beklentileri

İnkârcıların peygamberlerden talep ettikleri olağanüstülükleri merkeze alarak şu başlıklar altında bir kavramsal analiz sunalım.


1. “İman” mı, “İkna” mı? – Mucize Talepleri Neden Reddedildi?


Kur’an’da inkârcıların peygamberlerden beklediği “mucize”ler, aslında inanç arayışı değil, muhalefeti sürdürmek için bahane üretimidir. Çünkü bu talepler:


Samimi bir arayıştan değil,


Hakikati bastırma ve pazarlık etme çabasından doğar.



> “Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler onlarla konuşsaydı, her şeyi karşılarına toplasaydık bile — Allah dilemedikçe inanacak değillerdi…” (En‘âm 111)




Kur’an’a göre mucize, inkârı ortadan kaldırmaz; çünkü iman özgür iradeyle olmalıdır. Zorunlu bir kabul, ahlaki ve bilinçli bir iman sayılmaz.



---


2. Vahyin Değil, Gösterinin Peşinde Olmak


İnkârcılar peygamberin mesajını değil, onu sunuş biçimini ve maddi statüsünü sorgularlar. Onlara göre:


Melek gelmeli (Furkân 7),


Göğe yükselmeli (İsrâ 93),


Hazine sahibi olmalı (Furkân 8),


Sarayda yaşamalı (Zühruf 31).



Bu beklentiler, hakikatin değil dünyevi güç ve ihtişamın ölçüt alındığını gösterir. Peygamberin örnekliği değil, sihirbaz ya da kral gibi “etkileyici biri” olması beklenir.


> “Bu Kur’an iki büyük şehirden bir adam üzerine indirilmeli değil miydi?” (Zühruf 31)





---


3. Peygamberler Neden “Normal İnsanlar” Olarak Gönderildi?


Kur’an’a göre peygamberler:


Halktan biridir,


Çarşıda pazarda gezer,


Yer içer,


Aile sahibidir.



> “Biz senden önce de kendilerine vahiy ettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.” (Nahl 43)




Bu, peygamberliğin “öğretmenlik ve örneklik” işlevini vurgular. Onlar insanlara:


Tevhidi öğretir,


Vahyi anlatır,


Yaşayarak örnek olur.



Mucize değil, sabır, adalet, fedakârlık gibi değerleri yaşatırlar.



---


4. Göğe Çıkmak, Melek Getirmek, Ateşin Yaktığı Kurban – Kur’an’ın Eleştirel Cevabı


Kur’an bu talepleri sistemli biçimde reddeder. Gerekçesi ise:


İnanan zaten mucizeye ihtiyaç duymaz.


İnanç, rıza ile olur; zorlama ile değil.


Mucize talepleri çoğunlukla kibirden kaynaklanır.



> “Bize yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana asla inanmayız.” (İsrâ 90)

“Ama sen göğe çıksan bile, bize oradan bir kitap indirmedikçe yine de inanmayız!” (İsrâ 93)




Kur’an, bu ifadeleri aktarırken onların aklî çelişkilerini de göz önüne serer:


Gökten kitap gelse inanmayacaksın ama kitap geldiğinde neden inkâr ediyorsun?


Ateşin yaktığı kurban mı doğru, yoksa hakikati öğrenmek mi?




---


5. Günümüze Yansıması: Dini Gösterileştirme Tuzağı


Kur’an’daki bu eleştiriler sadece tarihî inkârcılara değil, bugünün din algısına da bir uyarıdır. Zira:


Dini gösteri, kutsal efsane veya metafizik şov olarak görmek,


Peygamberleri kerametli varlıklar, dinleri de harikalar ansiklopedisine çevirmek, Kur’an'ın tevhid merkezli mesajına aykırıdır.




---