📜 Sapmaların Ayetlerle Meşrulaştırılması: Kur’an’ın Cümlelerinden Akide Üretmek
“Ne verdiyse alın…” ayetini bozup, her sözü hadis saydılar.
“Güzel örnek var” ayetini alıp , tüm hayatı din sanıp, son nebiyi öğretici rab edindiler.
“İzin verilirse şefaat olur” dedi kitap, izin verilmediği halde şefaat kavramı üretip bir inanç oluşturdular.
---
1. “Rasul size ne verdiyse alın…” – Hadise Açılan Kapı mı, Vahye İtaat mi?
“Peygamber size ne verdiyse onu alın, sizi neden men ettiyse ondan da sakının.”
(Haşr 59/7)
Bu ayet, ganimetin dağıtımı bağlamında inmiştir. Konu hadis ya da sünnet değil, maddi paylaşımdır. Ancak Ehli Sünnet bu ayeti, “Peygamberin her sözü dinin parçasıdır” anlayışına delil göstermiştir.
Oysa ayetin başı, sonu ve bağlamı çok açık: "Bu, Allah'ın resulü aracılığıyla ganimetten verdiği şeydir." Ayet vahiy dağıtımını değil, paylaşım adaletini anlatır.
🔍 Yorum Sapması: Ayet bağlamından koparıldı, tüm rivayetleri dinin kaynağı gibi gösteren bir inanç tesis edildi.
---
2. “Elbette sizin için Allah’ın resulünde güzel bir örnek vardır…” – Davranış Kopyalama mı, Tevhid Duruşu mu?
“Andolsun, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın resulünde güzel bir örnek vardır.”
(Ahzab 33/21)
Bu ayet, zorluklar karşısında dirayetli duruş örneği olarak verilir.
Ancak gelenek bu ifadeyi, Peygamber’in yeme biçiminden evlilik sayısına kadar tüm yaşantısını “örnek alınması gereken sünnet” kılıfıyla kapsayıcı bir modele dönüştürmüştür.
📌 Oysa Kur’an’da “güzel örnek” kavramı sadece Muhammed değil, İbrahim ve onunla birlikte olanlar için de geçerlidir. (Bkz: Mümtehine 60/4)
🔍 Yorum Sapması: Örnek alınması gereken tavır ve ahlaki direniş yerine, örnek alınması gereken bedensel yaşam tarzı icat edildi.
---
3. “İzin verilmedikçe şefaat fayda vermez” – Demek ki izin verilirse olur mu?
“Onların şefaati, ancak kendisine izin verilen kimse içindir…”
(Enbiyâ 21/28)
“O gün, Rahmân’ın izin verdiği kimseden başkasının şefaati fayda vermez.”
(Tâhâ 20/109)
Ehli Sünnet, bu ayetlerde geçen “izin verilirse” ifadesini, şefaat varlığına dair bir delil gibi sunmuştur.
Uyduruyorsun ama biz izin verdik mi ❓️ diye adeta yüzlerine vuruyor.
Nerede O yüz, Kurana kapalı zihin anlamıyor.
Oysa Kur’an’da şefaat yüzlerce ayette inkâr edilir, reddedilir, değersizleştirilir:
“O gün şefaat yoktur.” (Bakara 2/254)
“Zulmedenlere şefaatçiler yardım edemez.” (Mü’min 40/18)
“Hiçbir dost, dostunun yerine bir şey ödeyemez, şefaat de kabul edilmez.” (Bakara 2/48)
💥 Kur’an’da izin verilen tek şefaat, hakka şahitliktir; kurtarıcılar değil, adalet şahitleri.
🔍 Yorum Sapması: Yasaklanan bir inanç, ayetin bağlamı çarpıtılarak halkın beklentisini karşılayan bir akideye dönüştürüldü.
---
4. “Allah ve resulü bir işe hükmettiğinde...” – Resul’ün hükmü mü, Allah’ın vahyi mi?
“Allah ve resulü bir işe hükmettiğinde, artık inanmış bir erkek ve kadının o işle ilgili başka bir tercihi olamaz.”
(Ahzâb 33/36)
Bu ayet de genelde sünneti kanunlaştırmak için kullanılır.
Ancak “Resul’ün hükmü” ifadesi, Kur’an’da daima Allah’ın gönderdiği vahyin iletimi anlamındadır. Nitekim:
“Aralarında hükmetmen için sana Kitab’ı hak olarak indirdik…” (Nisâ 4/105)
“Resul’ün görevi apaçık tebliğden ibarettir.” (Nahl 16/35)
🔍 Yorum Sapması: Peygamberin bireysel kararları bile ilahi hüküm sayıldı; bu, Kur’an’a açık bir iftiradır.
---
5. “İtaat edin: Allah’a ve resulüne” – İki ayrı kaynak mı, tek mesaj mı?
Kur’an’da sıkça geçen “Allah’a ve resulüne itaat edin” emri, çoğu zaman iki ayrı kaynak varmış gibi anlaşılmıştır.
Oysa resule itaat, resul oluşu itibariyle Allah’ın vahyine itaat demektir:
“Kim resule itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisâ 4/80)
“Resul, kendisine indirilen vahyin dışında konuşmaz.” (Necm 53/3–4)
🔍 Yorum Sapması: Resul ayrı bir kaynak gibi algılandı; bu da hadis ve sünneti Kur’an’la eşitleyen bir inanç inşa etti.
---
🎯 Sonuç: Cümlelerden İnanç, Ayetlerden Akide Üretilmez
Kur’an’da kullanılan her ifade, bir bağlamda ve anlam sürekliliği içinde vardır.
Ne var ki, Ehli Sünnet anlayışı Kur’an’ı anlam bütünlüğü içinde değil, seçmece kelimelerle yorumladı.
Sonuç: Ayetlerden kopuk, halkın beklentisini tatmin eden, fakat Kur’an’dan kopan bir din inşa edildi.
🔁 Bu dinin adı bazen sünnet, bazen hadis, bazen şefaat, bazen de taklid oldu.
Ama hiçbir zaman “Kur’an dini” olmadı.
---
📌 Not: Dini yalnız Allah’a özgü kılmak isteyenler için, bu ayet yeter:
“Dini yalnız Allah’a özgü kılmadıkça, onların şefaati hiçbir işe yaramaz.”
(Zümer 39/44)
---
UYARI / HATIRLATMA
Bu metinlerde yer alan görüş, yorum ve çıkarımlar, beşerî çabanın bir ürünüdür.
Lütfen her ifadeyi Kur’an’ın bütünüyle değerlendirin; ayetlerin rehberliğinde tartın, ölçün ve doğrulayın.
Hakikatin tek ölçüsü Allah’ın kitabıdır. Yanlış varsa bize, doğru varsa Allah’a aittir.
Diğer kategorize edilmiş yazılarımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz